07 Şubat 2013 09:54

Dil dayatması

Dil dayatması

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Bilinçaltının bir şekilde ortaya dökülmesi sayesinde bazı kişilerdeki hastalıklı potansiyelin farkına varabiliyor ve o kişileri gerçek anlamda tanıma olanağı bulabiliyoruz...
Milli takımın Çek Cumhuriyeti ile oynadığı hazırlık maçından bir gün önce düzenlenen basın toplantısına katılan gurbetçi oyuncu Sercan Sararer’in Almanca konuşmasına, spor medyasının ağır toplarından(!) Mehmet Demirkol şu sözlerle tepki gösterdi: “Böyle bir rezalet olabilir mi?.. Türk Milli Takımı oyuncusu basın toplantısında Almanca konuşuyor, Türkçe konuşamıyor... Bir Diyarbakırlı çocuk gelsin milli takımda Kürtçe konuşsun ortalık birbirine girer ama bir oyuncunun Almanca konuşmasına hiç kimse ses çıkarmıyor... Türk takımlarında oynayan yabancı futbolcular da Türkçe bilecek. Türk Milli Takımı’nda oynayan oyuncular Türkçe konuşacak”... Konuştukça coşan ve “kırmızı-beyaz” kan dolaşımı hızlanan Demirkol, son noktayı ise şöyle koydu: “Üzerinde Türk forması varken basın toplantısında bir oyuncu Almanca konuşamaz. İnsanı zorla milliyetçi, ırkçı yaparlar.” Bak sen!.. Kimmiş acaba insanı zorla milliyetçi, ırkçı yapanlar?.. Bu daha çok, bastırılan hastalıklı düşüncelerin açığa çıkmasına benziyor ama... Bir insanın kendisini en iyi ifade edebileceği dille konuşmasına bu denli öfkelenmek, başka şekilde açıklanabilir mi?..
Bu laflar, futbolcunun teknik direktör ve sahadaki arkadaşlarıyla sağlıklı iletişim kuramamasından kaynaklanan performans düşüklüğü yaşayabileceği kaygısıyla söyleniyorsa, evet öyle bir risk elbette var. Ancak Sercan’ı aday kadroya davet eden teknik direktör bunu bilmiyor mu?.. Tabii ki de biliyor. Bilip çağırdığına göre de bu riski göze alıyor demektir. Eğer böyle bir kaygı yoğun olsaydı, o zaman oyuncu zaten kadroya çağrılmazdı... Kaldı ki Sercan milli takımın Türkçe konuşamayan ilk oyuncusu değil... Öte yandan futbol terimlerinin zaten Türkçe olmadığını, futbolun özel ve evrensel bir dile sahip olduğunu da unutmamak lazım...
“Diyarbakırlı çocuk gelsin milli takımda Kürtçe konuşsun ortalık birbirine girer ama bir oyuncu Almanca konuşunca hiç kimseden ses çıkmıyor” örneğine ne demeli peki?.. Yani, Diyarbakırlı çocuğun Kürtçe konuşmasına gösterilen tepki anlaşılır bir şey, bunda herhangi bir sorun yok... Sorun, Almanca konuşan oyuncuya aynı tepkinin gösterilmemesi... Demirkol, “tekçi” (ırkçı) söylemlerden fena halde etkilenmiş anlaşılan. Herkesin konuşabildiği ortak resmi bir dilin (Türkçe’nin) şart ve zorunlu olduğunu iddia ediyor... İyi madem, o örneğini verdiği Diyarbakırlı çocuk ya resmi dilin Kürtçe olmasını isterse... İsteyemez tabii... Neden?.. Çünkü o azınlık... Azınlıkların, çoğunlukla eşit kabul edildiği, eşit haklara sahip olduğu nerede görülmüş?.. Azınlıkların hak ve özgürlüklerini çoğunluk olarak biz belirler, gereken ölçüde hak ve özgürlüğü onlara ancak biz bahşederiz!.. Irkçılık, “çoğunluğuz, hâkimiz, üstünüz, ayrıcalıklıyız” yaklaşımı üzerinden işte böyle hayat buluyor...
Ertesi gün, güya durumu düzeltiyor Demirkol. Düşüncelerini yanlış bir şekilde ifade ettiğini, kimsenin konuşacağı dile karışmak gibi bir niyetinin bulunmadığını ve hayatında en çok değer verdiği şeyin insan hakları olduğunu söylüyor. Ama milli takımdaki oyuncuların Türkçe konuşması gerektiği düşüncesini yinelemekten de geri durmuyor. İnsan hakları sevdalısı(!) Demirkol’a sormak lazım, “Dil dayatması, insan haklarının neresinde yer alıyor” diye...
Milli Takımlar Teknik Direktörü Abdullah Avcı’nın, Mehmet Demirkol’un ırkçı hezeyanlarından vazife çıkarıp “Sercan Sararer en kısa zamanda Türkçe konuşmayı öğrenecek. İnşallah bundan sonraki basın toplantılarında Türkçe konuşacak” şeklinde açıklama yapması ise tam bir “tüy dikme” vakası...

evrensel.net
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa