İçine tükürdüğümün tükürüğü
Geçen yıl en birinci ligin ikinci haftasında yapılan ve liglerin en erken derbisi sanıyla taçlandırılan kartalların karası ile arenanın aslanı arasındaki kapışmanın karşılığı bu kez yılın ilk derbisi olarak sunuldu çayır çimen sevenlerin önüne. Karşılaşmanın tümünün yayını bir özel kuruluşun tekelinde olunca ve paralı yayına karşı duruştan da ödün verilmeyince, özetinin gösterimini elinde bulunduran devletin özerk kurumuna tutuklu kalınıyor ne yazık ki ve de ne acı ki. Bu tutukluluk tutkulu bir bağımlılık olmayınca TRT kanalları arasında geçgeçleyip duruyorum, hangisi önce verirse özet görüntüyü izleyip söz salatasının içinde boğulmaktan kurtulayım diye. Bekle ki görüntü gelsin.
Karşılaşmanın üzerinden beş çeyrek saat geçmiş olduğu için olağan koşullarda hemen gösterime sokulması gereken özet, saat tam yirmi ikiyi vurmak üzereyken az sonra vurgulu duyuruyla belirsiz bir zamana iteleniyor, öteleniyor; bekleyenler de acımasızca örseleniyordu. Tam otuz bir dakika sonra sürenin sona erdiğini düşünüp elimde HGS kartı varmış da hadi geçsene diye haykıracakken şimdi sözcüğüyle bir kez daha ötelemenin örselenimine boyun eğmek zorunda kalıyordum. Otuzbir dakika çekilmiş sürenin üstüne gelen şimdi neyseki bir o denli daha sürmemiş olsa da; bir beş dakikayı daha alıyordu ömürden.
TRT’ ye para olarak dönen onca süre sonrasında gelen özet görüntüler akcamın karşısındaki beni ve bizi mutlu etse de, içindeki yorumcuyu ve sunucuyu mutsuz kılıyordu. Bunu taa ötelerden duyumsuyordum. Otuzbir artı beş dakika boyunca söz düdükten sonra birden susmaları sıkıntıya sokmuştu kendilerini. Özet bir an önce bitse de söze yeniden dalsalar ne iyi olacaktı. Hele de Melo’ nun tükürüğüne…
Sonunda ona gelindi. Hem de hiç oyun gereği olmayan; ama yayın gereği (!) olan az sonra, şimdi gibi uzatmalara girmeden. Olayların adamı Melo tükürmüş müydü, tükürmemiş miydi, sağdan solda, yukarıdan aşağıdan, yakın uzak yavaşlatılmış görüntülerle inceleniyor, irdeleniyor, dudaklar okunuyor, davranışlar değerlendiriliyor, dökülen kar taneleri arsında havada tükrük izleri aranıyordu. TRT’ nin Stadyum’ unda da, Futbol Ateşi’ nde de Melo’ nun tükürüğü vardı. Diğer kanallarda da…
CHP’ de milletin vekilliğine soyunmuş Birgül Ayman Güler’ in “ulus-milliyet”, “Türk- Kürt eşitliği” üzerine ettiği sözler bile bu denli doldurmamıştı akcamın türlü çeşitli kanallarını. Vasıf Öngören’ in “Zengin Mutfağı” oyununun yokluğu ve yoksunluğu da Melo’ nun tükürüğünün etkisini yaratmamıştı. Yeşil alanın tek egemeni adamın verdiği kararı tartışıyorlardı ne olacaksa ve nasıl olacaksa. Sanki, onca yargılamadan aklanarak çıkan ve sonrasında ağırlaştırılmış ömür boyuna çarptırılan Pınar Selek’ i kurtaracaklardı. Oysa yargıda bile kararların değişebildiği ülkede çayır çimen üzerinde alınmış kararların değişmeyeceğini, ancak yargıya götürüldüğünde değiştirilebileceği bilmeleri gerekirdi bunu tartışan adamların. Biliyorlardı da aslında; ama tükürükden de olsa bir neden bulunmuşken uzun uzun konuşup enerji tüketimine özendirmek, özerk kuruma ödenek yaratmak gerekiyordu. Bu aynı zaman da heslere, nükleerlere ve termiklere de tutulmuş bir çanaktı.
Sanatın içine tükürmeye kalkanlar, salt söylemelerine karşın ancak bu derece konuşulmuştu. Ancak çayır çimen üzerinde oldukça sık görülen bu eylemin yapılmış olması ve bu derece tartşılıyor olması tükürüğe ve tükürmeye ne denli yatkın ve alışık olduğumuzun göstergesi gibiydi. Spor alanlarının renkli ve kurt adamı Turgay Renklikurt da ayaktopcuların durup durup tükürmesine takılmıştı bir zamanlar. Başka hiçbir spor alanında yoktu onların temizlik (!) düşkünlükleri. Ne çember, ne ağ üstünde top kaparken; ne de minderde el ense çekerken. Bu ayaktopçulara ne oluyordu böyle, takır tukur. Öyle bir alışkanlık edinmişler ki kimi zaman hedefi şaşırıyorlar onun bunun üstüne sulu sepken öpücük göndermek zorunda kalıyorlardı (!).
Televizyon kanallarının tükürmekten yoksun sunucu ve yorumcularının ağızlarında o tükürük büyüyor, büyüyor, büyüyor; sonra da izleyenlerin yüzüne gönderilmişcesine akcama yapışıp kalıyordu en katı biçimiyle.
Var, var, bu tükürükle alıp veremediğimiz bir şeyin ötesinde çok şey var. İnsanın tüküresi geliyor yahu, bu tükürüğün içine…
Evrensel'i Takip Et