12 Şubat 2013

Akademik kölelik: Asistanlık/Araştırma Görevliliği -2

Geçen hafta başladığım akademik kölelik başlıklı yazıma devam ediyorum bu hafta. Bu iki yazıyı yükseköğretim alanında öğretim üyesi yetiştirme ve araştırma boyutlarıyla bağlayacağım ve yükseköğretim konusunu sürdüreceğim. Çünkü bu süreçler, her türlü meslek alanına insan yetiştirmekle ve yaşamın her boyutuna ilişkin bilgi üretmekle ilgili. Bu anlamda yaşamsal öneme sahip. Bu nedenle de araştırma görevliliğine/asistanlığa ilişkin ciddi bir düzenlemenin yapılması gerekiyor. Ama zamanın ruhu tabii ki buna mahal vermeyecek.
Araştırma görevlisi tanımlaması araştırma yapmakla veya üniversitede yürütülen araştırmaların çeşitli süreçlerinde çalışmakla görevlendirilen kişi çağrışımı yapıyor. Asistan tanımlaması ise, belirli bir sürece yardımcı olan kişiyi çağrıştırıyor. ABD üniversitelerinde araştırma yardımcısı ve öğretim yardımcısı adlı iki farklı kadronun varlığını düşündüğümüzde Türkiye’deki uygulamaya göre bunların hepsini yapan bir de üstelik idari işlere yardımcılık eden bir süper kişiyle karşı karşıya olduğumuzu görebiliriz. Hatta akademik danışmanlık sürecinde de yardımcı olan bir üstün yetenekli kişiden söz ediyoruz. Aslında bir öğretim üyesinin bütün bu işlerden sorumlu olacağını düşünürsek araştırma görevlisi/asistan olarak tanımlanan kişinin de bunları yapmayı öğrenmesinde fayda var. Öğretim üyesi olduktan sonra bu işleri yaptıracağı araştırma görevlisine işlerin nasıl yapılacağını tarif etmek için… Bu açıdan çok titizlikle ele alınması gereken zorlu bir yetişme süreci.
Yeni yasa tasarısında araştırma görevlisinin görev tanımı belirli bir şekilde yapıldığı gibi ayrıca araştırmacılık işlevi görmesi beklenen araştırmacı öğretim elemanı ve proje araştırmacısı gibi geçici statüye sahip iki farklı görevin de tanımı yapılmış. Bu görevler için lisans, yüksek lisans ya da doktora şartı aranmıyor ve bunların yalnızca araştırma görevi olduğu vurgulanıyor. Bu iki farklı görevin araştırma görevliliğinden farkı bu kişilerin sadece araştırma yapacak olması ve proje bazında geçici olarak çalışacak olması...
Bir de ayrıca yükseköğretim kurumlarında öğrencilerin geçici işlerde kısmi zamanlı çalışması düzenlenmiş. Fakat bu düzenlemede geçici ve kısmi zamanlı işleri yapacak olan öğrencilerin düzeyi belli değil: Lisans, yüksek lisans ya da doktora… Bunların işçi olarak kabul edilmeyeceği de vurgulanmış. Bir tür stajyerlik gibi…
Yükseköğretim kurumlarında eğitim, öğretim, araştırma görevlerinde ve idari görevlerde bir tür yardımcılık yapan ve farklı şekillerde tanımlanan bu kişilerin bir tür toplumsal kimliksizlik yaşamaları tabii ki olağan. Çünkü akademik topluluğun kabul salonunda gergin bir bekleyiş içindeler. İçeri alınmazlarsa akademi dünyasının dışında da kabul görmeleri güçleşebiliyor. Bu farklı tanımlamalardan geçici olanlar en çok vakıf üniversitelerinde kullanılıyor. Vakıf üniversitelerindeki kadrolu araştırma görevlilerinin sayısı çok azdır ve bu kişilerin iş yükleri de çok fazladır. Bu durum, vakıf üniversitelerinin yetiştirmekten çok hazıra konma alışkanlıklarıyla bağlantılı. Üstelik geçici statüde personel çalıştırmak da çok daha ucuza çıkıyor. Bazı vakıf üniversiteleri, devlet üniversitelerinde yüksek lisans ya da doktora yapan araştırma görevlilerine artık izin vermemeye de başladılar. Ve bazı vakıf üniversiteleri de kendi bünyelerinde yüksek lisans ya da doktora yapan yardımcı personeli stajyer öğrenci gibi çalıştırıyor. Herhangi bir iş güvencesi ya da yaptıkları işten kaynaklanan bir avantaj olmadan…
Yarınımızın bilim insanı olacak olan asistanlarımıza sunabildiğimiz, bu belirsizlikten ve güvencesizlikten ibaret…

evrensel.net

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Peşkeşe ‘dur’ de!

Peşkeşe ‘dur’ de!

Çayırhan Termik Santralinin özelleştirilmesi için alınan ve genelde mal değerinin yüzde 10 düzeyinde belirlenen geçici teminat bedeli 250 milyon TL oldu. Bu bedel madenin sadece 3.5 günlük kazancına denk geliyor. Satışa karşı direnişi sürdüren madenciler, ‘Yağmayı durduralım’ çağrısı yaptı.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
5 Mart 2025 - Sefer Selvi

Evrensel'i Takip Et