Eğitim: Reklam projesi
Bugünkü kamusal eğitim sistemini incelersek, özellikle de Siyah ve Latin toplulukların okullarını, daha kötü ve işlevsiz bir sistem hayal etmenin ne kadar zor olacağını görürüz.
Birçok şehirde okulu bırakma oranı yüzde elli. Baltimore gibi şehirlerde ise bu oran yüzde 70’lere kadar çıkıyor. Dünya üzerindeki en zengin ulus için bu durum, skandaldan başka bir şey değildir.
Peki neden bu böyle?
Çünkü politik elitler, sermayedar elitlerin hizmetinde toplumun eğitimsel varlıklarını özelleştirme endüstrilerine peşkeş çekiyorlar.
Tek kelimeyle, her şey parayla ilgili. Açık ve net.
Bu, çocukların eğitim mirasını satan bir çeşit hain politikadır. Bu, sermaye çıkarlarının en üst seviyede hüküm sürdüğü, hatta devletin en temel işlevinin -gençleri eğitmenin- de üzerine çıktığı bir siyasettir.
Bu başarısızlık trenini anlatmaya nereden başlayalım?
“Hareket”in altın çağında, ülke çapında gruplar, Özgürlük Okulları dedikleri kendi okullarını kurdular.
Bu okullarda, gerçek dünyaya, gerçek hayata dair; tarih, politika, sosyal değişim ve benzerine ilişkin dersler verildi. Ve bütün bunlar çocuklara, hayatta nerede durduklarına dair bir ipucu verdi.
Bugünün Baby Boomer ( II. Dünya Savaşı sonrası 1945-1960 arasında ABD ve müttefik ülkelerde doğan çocuklar) çağında, onlar, değerli bir eğitimsel kaynaktan yararlanmak için müthiş bir olanak sunuyorlar.
Böyle yaparak iki sosyal grup birbirlerine yardım ediyorlar: Tıpkı Boomer’ların çocuklara yardım ettiği gibi. Ve çocuklar, yaşlıların kendilerine hizmet etmesi için gönüllü ve büyük bir olanak sağlıyor.
Bizim kamusal eğitim sistemimiz geniş ölçüde işlevsiz; çünkü politik sistem toplumdaki en temel görevini kötüye kullanıyor.
Bir sosyal harekette, topluluktaki insanlar, başarısızlığa uğrayan kurumu, çocukların ihtiyaçlarına hizmet etmesi için yeniden yapılandırarak kurtarabilir.
Bunu yaparak, iki nesli birleştirmek ve bütünü daha da güçlendirmek için geçmişten değerli dersler alırız ve bunları geleceğe sürükleriz.
EVRENSEL'İNMANŞETİ

101 milyarlık gasp
Enflasyonla mücadele adı altında uygulanan Erdoğan-Şimşek programı, enflasyonu düşürmüyor ama ücret ve maaşları acımasızca ezmeye devam ediyor. DİSK-AR’ın araştırmasına göre sadece iki aylık enflasyon nedeniyle işçilerin, memurların ve emeklilerin cebinden en az 101 milyar lira çalındı. “Enflasyonun nedeni ücret zamları” yalanının foyası da açığa çıktı.

Hem bulunamıyor hem de pahalı

Türk Telekom işçisi yoksulluğa mahkum değil

TOKİ’nin kentsel dönüşüm projesine mahalleli tepkili

Evrensel'i Takip Et