14 Şubat 2013 10:34

Hızır inancı neden yok sayılıyor?

Hızır inancı neden yok sayılıyor?

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Alevilerin ibadet takviminde önemli bir yer tutan Hızır ibadeti ve bu ibadet bütünün içinde yer alan Hızır orucu, 13-14-15 Şubat tarihlerinde tutuluyor. Bu oruç Alevilerce üç gün olarak tutulmakla birlikte örneğin benim de mensubu olduğum Hubyar Ocağında yedi gün olarak tutulmaktadır. Tabi ki bu üç günlük oruç, Ocağa özgü gerekçelerle ilave edilerek yedi güne çıkartılmaktadır. Asıl olan üç gündür. Yine biz de dahil bazı ocaklarda ve bölgelerde bu oruç Şubat ayı başında tutuluyor. Esas olan 30 Ocak ile 20 Şubat arasında Hızır inancının ve orucunun en az üç gün olarak yerine getirilmesidir. Bu süre içerisinde olmak üzere bölgesel değişiklikler Aleviliğin yol bir sürek bin bir öğretisi içerisinde yerine getirilmektedir.
Hızır İnancı Alevilerce çok yoğun yaşanan bir inançtır. Bu dönemde Hızır ile İlyas’ın buluştuğu ve insanlığa yardım için dünyaya geldiğine inanılır. Hızır inancı diğer taraftan ise ‘doğanın doğumu’ öncesidir. 20 Şubatta ilk cemrenin havaya düştüğü zamana kadar inançsal ritüeller devam eder. Hızır için oruç tutulduğu gibi lokmalar da sunulur. Her akşam cemler yapılıp dualar edilir. Birlik lokmaları yenir.  
Alevilerin muharrem matem orucuna onca ilgi ve alakanın gösterildiği bir dönemde Hızır orucunun bu kadar sessiz ve sedasız kalması devletimizin yetkililerinin, Belediye Başkanlarımızın, Parti örgütlerinin ilgisine mazhar olmaması üzerinde yorum yapılması gereken bir durumdur.
‘Muharrem de bizim ramazan da bizim’ diyen din kardeşlerimiz! Acaba Hızır orucunu neden görmezden, bilmezden geliyorlar? Durum çok basit, çünkü muharrem matem orucu Hz. Muhammed’in torunu Hz. Hüseyin’in katli dolayısıyla tutulan bir matem orucu ve İslami bir bağ kurulabilecek bir oruçtur. O zaman yazdığım “Devletim muharrem sevinci” başlıklı yazımda muharrem orucunun sahiplenmesinin gerekçesini detaylıca yazmıştım. Amaç asimilasyondur. Ama Hızır orucuna böyle bir anlam yükleyemeyecekleri için sahiplenmeyi değil yok saymayı tercih ediyorlar. Hızır inancı tam da Alevileri ifade eden bir inançtır. Bir tarafta doğanın kutsanması, diğer tarafta bereket ve bolluk için doğanın doğumuna duaların edilmesi, kışın en etkili olduğu bir zamanda dara düşen tarım ve hayvancılığa bağlı toplumunun dertlerine derman olmasını beklediği Hızır’a yalvarıp yakarıldığı bir inançtır.
Bu inançtan bir asimilasyon çıkamayacağı için yok saymayı, yok etmeyi daha doğru buluyorlar. Zira okullarda okutulan Zorunlu Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi ders kitaplarına konan iki ünite Aleviliğin içine muharrem matem orucu bir ‘inançsal oruç’ olarak konurken Hızır orucu ve Hızır inancı ‘gelenek’ olarak sunulmaktadır. Ben, katıldığım çalıştayda bu duruma itiraz ettiğimde; Bu kitabı hazırladığı iddia edilen ve bir türlü isimlerini tam olarak öğrenemediğimiz Alevi heyetin ise bu durumu onayladığı söylendi. Alevileri tanıyan, Alevilerin yaşadığı yerleşim yerlerinde bulunan herkes Hızır inancının Alevilerce ne denli önemli olduğunu çok iyi bilirler. Amma kör ve nankör olanlar görmez bu hali.
Tabi buradan şu anlaşılmasın; amacımız Hızır orucunun da muharrem orucu gibi devlet yetkililerimizce görülüp sahiplenilmesi değildir. Alevilerce inancına müdahale ve inançlarımız arasındaki ayrımcı ve asimilasyoncu yaklaşımın çok net ortaya çıktığı iki farklı yaklaşımı ve asimilasyoncu bakışı ortaya oymaktır amacımız. Yoksa bizim muharrem orucumuzu içini boşaltmak suretiyle sahiplenenlere yönelik eleştirimiz daha fazladır. Gölge etmesinler başka ihsan istemeyiz. Ellerini inancımızdan çeksinler, ne Hızır İnancımızı yok saymalarına, ne de muharrem matem orucumuzun anlamını değiştirip içini boşaltarak sahiplenmelerine müsaade etmeyiz.  
Oruç tutanların oruçları kabul ve makbul olsun. Hızır dardakilere yoldaş, zordakilere derman olsun.

evrensel.net
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa