Devlet mi aşiret mi?
Fotoğraf: Envato
Politika biliminde aşiret yapısı devlet yapısını önceler. Bir araya gelen insan toplulukları önce kabile ya da aşiret olarak örgütlenir, zamanla devlet aşamasına geçilir. Feodalite yönetimi de gelişmiş aşiret biçimi olarak kabul edilirse, devlet ile aşiret ya da kabile arasında çok temel farklar olduğu anlaşılır.
Nedir bu farklar? Bir defa örgütlenme biçimi farkı ortaya çıkar. Aşiret ya da feodal yapılarda kararlar aşiret reisi ya da feodal beydedir. Devlet ise çok dallı budaklı bir yapıdır ve kararlar merkezden verilmez. Devlet yapısında kuvvetler ayırımı yanında, çok gelişmiş idari yapılar arasında yetki ve kararlar dağıtılmıştır. Politik psikoloji açısından, yönetim anlayışı tibariyle devlet adamı ile aşiret reisi arasında çok önemli farklar olduğunu görürüz. Aşiret reisi ya da feodal bey her alt ünitenin kendi mülkiyetinde ve tüm kararların kendi inisiyatifinde olduğuna inandığı halde, devlet adamı alt ünitelerin kamusal kurumlar ve kararların ilgili mercilerce alındığı bilincine sahiptir.
Dikkat edilirse, bu ayırımda iki nokta çok önemlidir. Aşiret reisi ya da feodal bey inançla, devlet adamı ise bilinç ve şuurla davranır. Bu ikisi arasında fersah fersah fark vardır. Birincisi “ilkel benlik”, ikinicisi ise “çağdaşlık” sergilemesidir. İkinci fark ise toplum yapılarındadır.
Peki, böylesi farklılıklar neyin sonucunda ya da oluşumunda ortaya çıkıyor acaba? İşte bu noktada karşımızda “sermaye” canavarı beliriyor. Sermaye makul düzeyde ve emekle dengelendiği durumda her türlü sosyal kurumların oluşumuna meydan verirken, dev boyutlara ulaştığında ipleri eline almakta ve tüm siyasayı kendi karar mekanizması olarak yönetip, denetleyebilmektedir. Ulus devlet yapısının sosyal devlet yapısına evrilmesi ne denli dönüşüm ise, günümüzün küreselleşme ortamında postmodernite olgusuna geçiş de o denli dönüşümdür. Her ne kadar anlaşılması zor olsa da, her iki dönüşüm de, maalesef, sermayenin eseridir.
Sermaye yapısı büyüyüp, ulusal sınırları zorladıkça çevreye yayılmakta ve ulus devlet yapılarının ekonomik sınırlarını parçalamaktadır. Bunun anlamı şudur ki, büyüyen canavarın kendi ulusunun sınırları içinde karnını doyurması zorlaşmış ya da olanaksızlaşmıştır. O zaman canavar komşu otlaklara saldırarak, oralardan beslenmeye yönelmektedir. Daha ekonomik dille ifade etmek gerekirse, küreselleşme adı verilen gelişme, büyüyen sermayenin çevrede yeni sömürü kaynakları aramasından başka bir şey değildir. Böylesi sömürü maceracılığı, hiç bir yönü ile enternasyonalizm olarak görülemez.
Görülüyor ki, çağımızın ekonomik istila harekatında güçlü merkez ekonomiler amir, çevre ekonomiler ise madun konumundadır. Merkez ekonomi çevre ekonomiye emir yağdırırken, bu emirlerin, anayasa mahkemesi, danıştay vb. gibi üst düzey kamu örgütleri tarafından geri çevrilmemesi; medya veya üniversiteler gibi kurumlar tarafından da eleştirel yaklaşımla kamuoyuna yansıtılmaması gerekiyor. Kısacası, küreselleşmiş dünyada çevre ekonomiler geçmiş dönemin klasik devlet yapılarından, postmodern anlayışın feodal ya da aşiret yapılarına dönüşür. Merkezden gelen emirleri uygulama durumunda olan çevre ülke siyasetçisi, kendi ülkesinde feodal bey edasıyla davranır. Ne hazindir ki, henüz olgunlaşmasını ve modernite anlayışı içinde devletleşme yapısını tamamlamamış toplumlarda siyasi liderin bu tavrı kimilerince beğenilir, aveneler tarafından da takdirle topluma yansıtılır. Bunun sonucuna da “halka dayalı demokrasi” adı yakıştırılır! Dincilikle de soslanan siyaset yapısını, olağan parti olarak değil, emperyalistlerin kışkırttığı bir doku olarak görmek daha doğrudur. Kurtuluş Savaşı dönemi ve hemen ertesinde İngilizlerin oynadığı oyunu görür gibi olmaktan insan kendini alamıyor!
- 2025 acaba nasıl geçecek? 18 Ocak 2025 05:30
- Ekonomik kriz çevrimleri ve emek 12 Ocak 2025 04:51
- Emek zulmü meselesi irdelenmelidir 21 Aralık 2024 04:36
- Ortadoğu: Bataklığın kan gölüne dönüştürülmesi 14 Aralık 2024 04:31
- Asgari ücret konusu hafife alınmamalıdır! 07 Aralık 2024 04:50
- Çöküş ivmesi durabilir mi, durdurulabilir mi? 30 Kasım 2024 04:51
- Sistemin sis perdesi: Bütçe tartışmaları 23 Kasım 2024 05:00
- Akılcılığa yöneliş 16 Kasım 2024 04:51
- TÜYAP konuşmaları 09 Kasım 2024 04:25
- Cumhuriyet halk rejimidir, fakat… 02 Kasım 2024 05:08
- Kaos 26 Ekim 2024 03:57
- Kevork Ağabey, müjde, oğlun Nobel aldı! 19 Ekim 2024 04:46