Alternatif Suriye siyaseti
Fotoğraf: Envato
Siyaset analizlerinde ikinci yol ve üçüncü yol tartışmaları sadece söylem açısından değil politik tutum açısından da önemlidir.
İki farklı siyasetin varlığını kabul edip, kendinizi üçüncü bir alternatif olarak tarif etmeye çalıştığınızda kitle psikolojisinde oluşturacağınız karşılık bir çok açıdan tartışmalı olur. İktidar içi alternatifleri sahici toplumsal çözüm alternatifleri olarak görmüyor ve mevcut alternatiflerin birbirini beslediği tezi üzerinden kendi sözünüzü ifade etmek istiyorsanız önce mevcut siyasetler üzerine net değerlendirmeler yapmak durumundasınız.
Necip Fazıl’ın Türkiye siyasetinde sağ ve sol merkez partilerini paranın iki yüzüne benzetmesi anlamlı bir sembolleştirmedir. Düzen partilerini tek parti gibi kabul edip bunun karşısında bir toplumsal muhalefet alternatifi inşa etmeye çalışmanın temel stratejisi ile taktiksel önceliklerini elbette ayrı ele almak gerekir.
Suriye politikasında bugün çok sert bir çatışma içinde gözüken iki eğilimi benzer bir bakış açısı ile değerlendirmek mümkün. Düne kadar yeni Suriye yönetimini reformcu olduğu için öve öve bitiremeyen ve Hafız Esad dönemi ile oğlunu yargılamanın haksızlık olacağını anlatmaya çalışanlar, şimdi neredeyse Beşar’ın babasından daha despot olduğuna bizi ikna etmeye çalışıyorlar.
Suriye’de uluslararası askeri müdahaleye karşı, ama mevcut yönetimin tüm Suriye halkı lehine değişimini savunan bir siyaseti savunmanın imkanları gittikçe belirginleşmektedir. Esad yanlısı olmak ile suçlanamayacak netlikte, toplumsal dinamikler ve evrensel insani değerler lehine bir değişimi savunmak ama muhalefet adına yapılan yanlışlara da açık biçimde karşı tavır koymak, sadece mümkün değil aynı zamanda zorunlu gözüküyor.
Uluslararası kamuoyu da, artık Suriye için böyle bir yol aramaktan başka çare olmadığı noktasına doğru geliyor. Bugün savaşan iki gücün birbirini yenemeyeceği, ülkenin harap olması pahasına masaya oturmadan önce ellerini güçlendirmekten öte bir sonuç ortaya çıkmayacağı kolayca görülmektedir.
Bu kadar insanın hayatına ve bir ülkenin tümüyle yıkımına sebep olacak tutumlar kimden, hangi taraftan geliyor olursa olsun sorgulanmalıdır.
Suriye halkının birlikte yaşayabilmesinin hukuku, artık eski düzenin devamı ile söz konusu olmayacaktır. İktidarın el değiştirmesinin ötesinde yönetim tarzının değişmesine dayalı bir yeni sürecin savunucusu olmak, farklı inanç ya da etnik kökene mensup toplumsal kesimlerin ortak projesi olmalıdır.
Böyle bir alternatif siyaset dinamiği gelişmediği müddetçe, Cilvegözü’de gerçekleşen patlamayı , kimin organize ettiği, ya da neyi hedeflediğinin de çok önemi yoktur.
Savaşı durduracak, kabul edilebilir bir çözüm ve barış siyasetini etkin kılmadıkça bombalar patlamaya devam edecektir.
- Yazılı olmayan kurallar 11 Nisan 2015 01:00
- Muhalefetin gücü ve farkındalık 04 Nisan 2015 00:57
- Katırlar da ağlar 28 Mart 2015 01:00
- Halife efendimiz aldatılmış hükümsüzdür 21 Mart 2015 00:52
- Ben aday olmazsam kim olmalı? 14 Mart 2015 01:00
- Erdoğan’ın faizci arkadaşları ? 07 Mart 2015 00:54
- Türkmenistan modeli dururken ne Meksika'sı? 28 Şubat 2015 01:00
- Kavganın büyüğü 21 Şubat 2015 00:52
- En yeni Türkiye 14 Şubat 2015 01:00
- İşlevsiz parlamento, tutarsız başkanlık 07 Şubat 2015 00:52
- Herkes radikal solmuş meğer 31 Ocak 2015 00:53
- Deli deliyi görünce 17 Ocak 2015 01:00