Çocuklara şehitlik değil, barış gerek
Türkiye’de çocuklara değer verildiğini söylemek çok zor. Çocukların gündeme gelmesi, ya çocukların başına bir şey gelmesi (örneğin, bir çocuğun öldürülmesi), ya da çocukların politika malzemesi yapılması ile oluyor. Bir başbakanın çıkıp, çocukların çıkarlarını savunduğunu görmek söz konusu değil.
Başbakan Erdoğan’ın dün AKP Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’nda söyledikleri, çocukların politika malzemesi yapılması kuralına tümüyle uygundu. Ama Başbakan Erdoğan’ın sözleri, tıpkı “en az üç çocuk” ve “dindar nesil” açıklamaları kadar hayret ve endişe vericiydi.
***
Çocukların politika malzemesi yapılması bir kuralsa, bir çocuğun başbakana gönderdiği bir mektubun okunması ancak o mektup “iyi malzeme” ise olabilir. Başbakan 90 mektuba birden yer vermeye gerek gördüğüne göre, bu mektupların gayet iyi malzeme oluşturduğu kesin olsa gerekti.
Dün Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı kameralar önünde hiç çekinmeden, tam tersine memnuniyet ve hatta gururla, ölümden ve ölmekten bahseden çocuklardan söz etti. Meğer 90 çocuk ona mektup yazmışlar. Bir çocuk, “Şehitliğe gittik, kendimizi tanıdık.” demiş. Bir başka çocuk, “Bu vatan için biz de şehit oluruz, amin.” demiş.
Peki Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı memnuniyet ve gururla ölümden ve ölmekten bahseden çocuklardan söz edince ne oldu? Alkışlarla karşılandı. Yanlışlık yok; bu sözler, üzüntü, sessizlik ve hayret ile değil, beğeni ile karşılandı. Demek ki, malzeme iyiydi.
Peki yandaş medya ne yaptı? Hiç çekinmeden alkışlara katıldı. Çocukların, “Bir mezarda birden fazla şehit yattığını görünce çok duygulandım.” ve “Allah nasip ederse biz de bu topraklar için şehit oluruz.” şeklinde “ifadeler” yazdığını dünyaya duyurdu. Demek ki, malzeme gerçekten iyiydi.
***
Bütün bunlar çok ama çok üzücü, hayret ve endişe verici. Ama tümüyle anlaşılabilir. Dün Türkiye’nin izlediği mizansenin kurgusunu anlamak hiç de zor değil: Bir öbek çocuk AKP Kadın Kolları Başkanlığı tarafından seçilmişler, uçağa bindirilmişler; Çanakkale’deki şehitliklere götürülmüşler ve evlerine döndüklerinde bu işleri düzenleyenlerin isteği üzerine mektuplar yazmışlar. Bu işin finansmanı da anlaşıldığı kadarıyla kamu bütçesinden karşılanmış.
Neden AKP Kadın Kolları Başkanlığı? Çünkü çocuk kadın işidir; kadının işi evinden oluşur. Çocukların şehitliklere götürülmesini de en iyi kadınlar –fıtrat gereği anneler– yapabilir. Peki çocuklar nereden? Elbette Diyarbakır’dan. Başbakan çıkıp Sinoplu, Edirneli çocukların mektuplarını okuyacak değil, elbette. Sinoplu, Edirneli çocuklar da çocuk, ama iyi malzeme değiller.
Neden Çanakkale? Çünkü, “Türk ve Kürt kardeştir çünkü aynı ümmettir.” ve ortak düşmana karşı “Türk ve Kürt Çanakkale’de birlikte savaşmış ve şehit düşmüştür.”
Türkiye’yi ve AKP’yi bilmeyen biri sorabilir. Yani? Sözü Başbakan Erdoğan’a ve Sabah gazetesine bırakalım.
Başbakan Erdoğan mektupları okuduktan sonra “Her zaman ifade ediyorum, şehitliklerimiz bizim kardeşliğimizin anıtıdır.” dedi. “Her çocuğa işte bu şekilde ulaşmak zorundayız.” diyen Erdoğan, “İnanıyorum ki bu 90 Diyarbakırlı çocuğun hayatı değişecek, ülkeye bakışları değişecek en başta da millet tasavvurları doğru olarak şekillenecektir. Terör örgütünün sorumsuz siyasetçilerin, ‘biz’ ve ‘onlar’ diyerek ortaya koydukları ayrım şehitliklerin de o şahidelerin de Diyarbakır’ı Hakkari’yi, Van’ı, Yozgat’ı, Çankırı’yı, İstanbul’u görünce mutlaka değişecek, bizim birlikte Türkiye olduğumuz daha da somutlaşacaktır.” şeklinde konuştu.
***
Çocukların politika malzemesi yapıldığı ortada. Diyarbakırlı çocuklar Çanakkale’deki şehitliklere götürülmüşler ve evlerine döndüklerinde bu işleri düzenleyenlerin isteği üzerine mektuplar yazmışlar. Hatta daha da ileri gidilmiş. Dün Ender İmrek’in yazısından öğrendik ki, “Diyarbakır’dan Çanakkale’ye Mektuplar” başlıklı, 132 sayfalık bir kitap bile basılmış.
Uçağa bindikleri için heyecanlandıklarını, şehitliğe götürüldüklerinde üzüldüklerini ve etkilendiklerini söylemişler. Hangi çocuk ölüm ile karşı karşıya bırakıldığında etkilenmez ve duygulanmaz?
Ama özellikle vurgulanan ve ülke gündemine sokulmak istenen sözler çocuk görüşleri değil, manipülasyon ürünü düşünceler. Çocuklar gezi öncesinde ve süresince dinledikleri büyüklerin söylediklerini bu mektuplara aktarmışlar.
Başbakan Erdoğan farkında olmadan mektupların sipariş olduğunu söyledi bile. “Ama dikkat edin biz bu çocukların eline ne molotof veriyoruz, ne taş veriyoruz. İşte biz bu çocuklarımızın eline sadece kalemi veriyoruz, bilgisayarı veriyoruz.” dedi.
***
Bütün bunlar utanç verici, yürek yakıcı. Bu mektuplar Türkiye’de siyasetin ne kadar alçaldığını gösteriyor. Yoksul çocuklar uçağa bindiriliyor ve heyecanlanmalarından prim yapılıyor. “Denizi bile görmemiş çocuklar” denizi görüp heyecanlanınca, bu siyaset malzemesi yapılıyor. Yıllardır yoksulluk ve çatışma içinde büyüyen çocuklar birden nasıl “yavrularımız” olabilir? Bu utanç verici siyaset ile nasıl barış kurulabilir?
Şehitlik ziyareti ile barış kurulduğu dünyanın neresinde görülmüş! Bu ülkeye barış, Diyarbakırlı çocukların hepsinin Çanakkale’deki şehitliklere götürülmesi ile mi gelecek? Sonra sıra Hakkâri, Muş ve diğer illerdeki çocuklara mı gelecek?
“Biz de şehit oluruz, amin.” diyen bir çocuğu alkışlayan siyasetçi ve yandaş gazetecilerin çocukları umursadığına, barış istediğine kim inanabilir?
Hiç çekinmeden çocukları siyasi malzeme yapan bir başbakan, onların ağzından çözümsüzlüğü dayatmaya kalkıyorsa, barış nasıl kurulabilir?
Barış, şehitliklere gidilerek, ölüm kutsanarak kurulamaz; ölümler durdurularak kurulabilir. Türkiye’ye gereken, şehitliklerin ve ölümün yüceltilmesi değil, yeni şehitliklerin ve ölümlerin önüne geçilmesidir.
Çocuklara “şehit” güzellemesi yaptırmak yerine, önce çocukların ve gençlerin öldürülmesi durdurulmalıdır. Çocuklara ölümü öğretmeye çalışmak akıl işi değildir. Yapılması gereken, her çocuğu barış içinde yaşatmaktır. Onlara yakışan, onları geliştiren ve siyasete alet etmeyen bir ortamda!
EVRENSEL'İNMANŞETİ

“Aşı kampanyaları yapılmalı”

8 Mart’tan notlar: Mücadele yılının başlangıcı

30 yıl sonra Gazi’den Suriye’ye... | "O gün katliamı teşvik edenler bugün meşrulaştırıyor"

Evrensel'i Takip Et