Eller
Fotoğraf: Envato
Bizim oğlan bina okur. Döner döner bir daha okur. El ele vermekten söz ediyor, şiir okuru başbakan. Dinliyoruz. Vaktiyle kendi seçtiği şiir zamane iktidarını ürkütünce kendisini parmaklıklar ardında bulan baş hatibin son okuduğu şiiri kim seçtiyse, eline sağlık. Bir “bilincimizi aydınlatıyor” deyişi var ki, inanmak istiyor insan duyunca. Diyarbakırlı çocuklar başbakanın eline Grup Yorum’un şiirini “devrim”leri “vatan” yapıp vermemiş mi meğer? “Terör örgütü tarafından istismar edilen” dediğin çocuklar, “terör örgütü üyesi” dediğin grubun şiirini böyle okuturlar adama, istismar etmeye kalkarsan. Diyarbakırlı çocukların Çanakkale mektuplarıyla sesini titreterek, bütün memleketin eli kolu “yaradılan değerler”e bağlansın diye uğraşıyor. Küçücük çocuklara şehit olmanın nasıl övüldüğünü anlatıyor, elli kere terör diyor da, tek barış yok sözlerinde.
O sırada Diyarbakır, çocuğunu uğurluyor. Beriki “Diyarbakırlı çocukların eline taş değil, bilgisayar verdik” derken. Valisi eline bomba verildiğini iddia ederken. Sanki rapor demiyor: polis panzeri ezdi.
Bilgisayar vereceğinize elinden tutaydınız. Yaşam vereydiniz, gelecek vereydiniz. Onu aldınız, adalet vereceksiniz.
Yıllarca eline önyargıdan başka verilmeyen memleketin evladı, bu ellere bakmanın vakti geldi. Bu eller, Şahin’in elleri. Başbakan’ın taş vermemekle övündüğü Diyarbakırlı gençlerden biri Şahin. Polisin panzeri ezdi onu, 19’unda, elleri sapasağlam. Vali ve hamileri, ellerine bilgisayar verdik diye rüyalar görecekleri yerde, o elleri rüyalarında görmeyi hak ediyor. “Atacağı bomba elinde patladı” demişti Vali, herkes çarşaf çarşaf haber yaptı. Rapordan sonra, açıklama yapmadım da meram anlattım diyor. Hala görevde. “Hiçbirimiz mahcup olmayalım” diyor. Olmamış. Olmayacak.
Hani herkes elini taşın altına koyacaktı? Şahin’in gerçek ölüm sebebi, gazeteleri, televizyonları pek sarmayınca, internette daha çok konuşulur oldu. Yorumlar çok, gösteriye katılmasını ayıplayanlar, ölümünü normal karşılayanlar. Mesele bir Kürt daha öldü diye ciddiye alınmayacaksa, onun sokağa çıkmaya hakkı olmadığına içten içe inanılacaksa, panzerle gelen, üstü örtülmeye çalışılan bu ölüm için bile başka Kürtler suçlanacaksa, bu el ele verme hikayesi tutmaz. Şahin’i ezmek için panzerlerin üstüne sürüldüğü gösterinin, 15 Şubat’ı protesto etmesi hala ayıp sanki. Öcalan elleri bağlanıp getirildiğinde daha beş yaşındaydı Şahin. “Eline bilgisayar verdik” diyen iktidara geldiğinde sekiz. Şimdi ölümünün üstünü örtmeye çalışıyorlar. Şahin’den el çekenler, bunca yalanı üst üste dizip düşünmezse, el ele vermek nasıl mümkün olacak?
Lise öğrencisi bir gencin, elinde silah, taş, molotof kokteyli varken bile öldürülmesinde tartışılacak çok yan olabilirdi. Bu onun değil, boş ellerin hikayesi. Onunki boş, bizimkine yalanı tutuşturdular. Şahin öldürüldü, panzeri sürenlerin amiri cinayeti ele almadı. Şahin’e panzer çarptıktan sonra hastaneye değil karakola götürenler elini vicdanına koymadı. Ellerinden parmak izini aldı. Karakoldan hastaneye götürüldüğünde artık doktorların elinden bir şey gelmedi. Bombayla öldü diye yalan haber yapanlar, elinin altındaki fotoğrafı, otopsi raporunu görmedi, okurunun eline gerçeği vermedi.
Kürt çocuklarının elinde olan ve olmayan her şey için, elini taşın altına koyma vaktidir, herkesin. Yoksa bomba, öyle ya da böyle Kürdün elinde patlıyor. Kürt o bombayı elinde tutmazken bile. Kimse eline başka şey verdik diye anlatmasın.
- Androidler üç boyutta ne düşler? 06 Ekim 2017 01:00
- Yedi kişilik oyun 01 Eylül 2017 01:00
- Erkeklere gününü gösteren pehlivan 18 Ağustos 2017 01:02
- Etkili ama bilinmeyen bilim kurgu 28 Temmuz 2017 00:15
- Zombilere karşı iki tutum 21 Temmuz 2017 01:00
- Maymun nasıl maymun oldu? 14 Temmuz 2017 00:15
- Sürüden ayrılanı kamera kapar 07 Temmuz 2017 01:33
- Ey ruh, sen kimsin? 30 Haziran 2017 00:52
- Karanlık Çağ’da vampirlere karşı 08 Haziran 2017 23:52
- Genç Karl Marx: Bir başlangıç 19 Mayıs 2017 01:00
- Kaygı'yla gerçeği hatırlamak 12 Mayıs 2017 00:30
- Beyazlar Afrika'da neler çekmiş 05 Mayıs 2017 00:59