Karadeniz'e 'gerçeği anlatma' ziyareti!
Fotoğraf: Envato
HDK, İstanbul Bağımsız Milletvekili Levent Tüzel, BDP İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel, BDP Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü, BDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Başkanı Fatma Gök ve HDK Yürütme Kurulundan bazı üyelerin katıldığı geniş bir heyetle Karadeniz illerini ziyaret ediyor.
Önceki gün Çorum’da karanfillerle karşılanıp kalabalık bir halk toplantısı (İki bine yakın kişinin katıldığı belirtiliyor) düzenleyen ve basına açıklamalar yapan heyet üyeleri dün de Sinop’taydı.
HDK Heyeti Sinop’ta kendisine kim oldukları herkesçe bilinen, karanlık kişilerin çekip çevirdiği aşırı milliyetçi kişilerin tehdit ve protestoları ile karşılandı.
Heyet önümüzdeki günlerde diğer Karadeniz illerini de ziyaret edecek.
HDK Heyeti’nin, Karadeniz illerine yönelik bu gezisinin tam da Kürt sorununun çözüm tartışmalarının yoğunlaştığı ve Türkiye kamuoyunun İmralı’da süren görüşmelere dikkat kesildiği bir zamanda yapılmasının ayrı bir önemi olduğu yadsınamaz elbette. Dahası Karadeniz illeri Kürt sorunu konusunda en “hassas” iller haline getirildiği için de bu illere ziyaretin ayrı bir anlamı olduğu da bir gerçektir. Çünkü Karadeniz illeri uzunca bir zamandan beri aşırı milliyetçi odakların ve arkasında emniyet ve jandarmanın resmi ve gayriresmi kimi elemanlarının da bulunduğu, yerel karanlık güç odaklarının faaliyetleri sonucu Kürtlerin hakları, Kürt sorununun çözümü gündeme geldiğinde provokatif girişimlerin yapıldığı iller olarak gösterilmiştir. Bu karanlık güç odakları kendi faaliyetlerinin sonucu olan birtakım gösteri, cinayet, ortalığı terörize etme girişimlerini kendilerinin değil de “halkın doğal tepkisi” olarak göstermişlerdir. Ancak bugüne kadar bu illerde halkın kendiliğinden ortaya çıkmış sözü edilen türden hiçbir tepkisi olmamıştır.
Ancak bu kışkırtmalar düne göre bugün daha az dayanağa sahiptir. Onun için de gerek HDK’nin yerel örgütleri gerekse ziyaretçi heyet halkın çeşitli kesimlerinden özel bir tepki beklememektedir. Bu yüzden HDK’nin bu ziyareti sırasında bu tür provokasyonları önleme görevi de valilere, yerel yöneticilere düşmektedir. Dolayısıyla da gezinin yarıda kesilmesine yol açacak ya da ziyaretçilere zarar verecek saldırıların sorumluluğu da yerel yöneticilerde olacaktır.
Çünkü; bu heyet, Karadeniz illerine Türkiye’de barış ve kardeşliğin tesisi, dolayısıyla da çatışmaların, olmadığı illere, ilçelere, köylere “şehit cenazelerinin gelmediği” bir Türkiye’nin nasıl olabileceğini anlatmak için geliyorlar. Bu illerdeki aşırı milliyetçi odaklar ve kontra örgütlenmesi ise “şehit cenazeleri”nin rantından yararlanıyor. Bu yüzden de Kürt sorununun çözülmesini, halkların kardeşçe bir arada yaşamasını istemeyen güçlerdir bunlar.
HDK Heyeti’nin Karadeniz illerine gezisi, bu açıdan özellikle halkın kafasındaki; “Kürt halkı ne istiyor?”, “Kürtlerin isteklerinin anlamı nedir?”, “Halkların kardeş olmasının ve gönüllü birliğin şartı ve önemi nerededir?”, “Çatışmalar nasıl duracak?”, “15-20 milyon Kürt nüfusun bu talepleri kabul edilmezse ne olur?”, “Savaş ve çatışmalardan, ölümlerden, cenazelerin gelmesinden kim nasıl besleniyor; bu çevreler kimlerdir?”, “Kürt sorununun çözümüyle demokrasinin ilgisi nedir?”, “Bu sorun çözülürse halkın (Karadeniz halkının da) kazanımı ne olacaktır?” gibi sorulara birinci ağızdan yanıt vermeyi amaçlamaktadır.
Karadeniz halkı, bugüne kadar bu soruların yanıtını daha çok karanlık güç odaklarının yalan ve çarpıtmalarında iftiraya dönüşmüş propagandası olarak dinledi. Şimdi bu soruların yanıtını doğrudan birinci ağızdan almak için HDK Heyeti’ni dinlemelidir. Bu bir fırsattır! ”Şehit cenazesi” rantçılarına, karanlık güç odaklarına, kontra odakların oyununa gelinmemeli, gerçeği öğrenmek için bu ziyaret fırsatı iyi değerlendirilmelidir.
Karadeniz illerinde, gerçeğin ortaya çıkmasını isteyen her görüşten herkese düşen bu gerçeği anlatma ziyaretinin en demokratik tartışmaların yapıldığı bir ziyaret olmasına katkı yapmaktır.
- ‘Devlet benim’ demek yetmedi; ‘Türkiye benim, İslam benim’ diyor 28 Ağustos 2018 01:00
- Korkak kim, cesur kim; gerçek nerede? 24 Ağustos 2018 01:00
- 'Çocuk istismarı'na karşı mücadele 09 Nisan 2018 01:00
- İfade özgürlüğünün ne ‘alanı’ ne de ‘sınırı’ kaldı! 15 Şubat 2018 00:55
- Doların yükselişinin faturasını kim ödeyecek? 04 Aralık 2016 05:44
- Mücadeleye daha ileri bir bilinçle devam! 23 Kasım 2016 00:59
- Kılıçdaroğlu barışı mı savunuyor çatışmayı mı? 20 Ağustos 2016 00:58
- ‘Muhatap millet’ demek ‘muhatap yok’ demektir! 27 Ocak 2016 01:00
- Haritadan silerek birlik mümkün mü? 11 Kasım 2015 01:00
- Mücadeleyi yenileme zamanı! 07 Kasım 2015 00:56
- Bir kez daha; Birimizin derdi hepimizindir! 06 Kasım 2015 01:00
- ‘Sistem’ dayatıp ‘fiili başkanlığa’ razı etmek! 05 Kasım 2015 01:00