20 Şubat 2013

Eğitimde fırsat eşitliği: Çift dillilik

Bugün Dünya Anadil Günü, herkesin anadil gününü tebrik ediyorum. Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü UNESCO 1999 yılında, çok dilliliği ve kültürlülüğü desteklemek, dilleri korumak ve gelişmelerine katkıda bulunmak amacıyla, her yılın 21 Şubat gününü Uluslararası Anadil Günü olarak kabul etmiştir. Bu tarih, Bengali Dili Hareketi için Bangladeş polisi ile çatışan Bangladeşli üniversite öğrencilerinin öldürülmesinin yıldönümüdür.

Bir halkın kimliğinin en önemli belirteci o halkın dilidir. Dil, bir iletişim aracı olmaktan daha fazla şeyi ifade eder. Her dil, o dili konuşan toplumun tarihinin kültürünün aynı zamanda gelecek nesillere taşıyıcısıdır. Çinli bilgin Konfüçyüs “Bir ülkeyi yönetmeye çağrılsanız, ilk iş olarak ne yaparsınız?​” sorusuna “İlk olarak dilden başlarım, çünkü dil kusurlu olursa, sözcükler düşünceyi iyi anlatmaz, düşünce iyi anlatılmazsa, yapılması gereken şeyler doğru yapılamaz.” diye cevap vermektedir.…

Dil, toplulukları birleştiren bir kültürel miras ve tarihsel zenginlik kaynağı olmakla beraber özellikle ulus devlet şeklinde kendisini inşa eden uluslar, tekçiliği esas almış, diğer dil ve kültürlere yaşam hakkı tanımamıştır. Ulus devlet Türkiye’de tekçilik, sadece dille sınırlı bırakılmamış neredeyse her alana yansıtılmıştır. Tek dil, tek millet, tek bayrak, tek devlete günümüz siyasi iktidarı tek dini de eklemiştir. Bu tekçi ve homojenleştirmeci yaklaşımlar sonucu birçok dil ve kültür neredeyse tamamen yok olmuştur. UNESCO’nun 2002 yılında yayınladığı Dünya Diller Atlası’nda dünyada konuşulan 6000 dillin yarısının yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu belirtmektedir. Yine bu rapora göre Türkiye’de 18, dünyada ise 2473 dil kaybolmaya yüz tutmuştur. Ancak Türkiye’de Kürtler bu tekçi yapıya direnmiş, zorlu bir mücadeleyle dil ve kültürünü günümüze kadar taşıyabilmiştir. Bugün, Kürtçe eğitim ve kamu hizmetlerinde anadilin kullanımı Kürt toplumunun tüm kesimlerinin vazgeçilmez ortak bir talebidir. Kürt toplumu, bu temel, tabii ve insani hakkından vazgeçmeyi asla düşünmemektedir.

İnsanlık barış içinde bir arada yaşamanın temelinin eşitlik ve adaletten, farklı dil ve kültürleri kabul ederek, onlarla birlikte yaşamaktan geçtiğini acı deneyimlerden sonra nihayet öğrenmeye başlamıştır. Ancak bu hâlâ tam olarak başarılabilmiş değildir. Bugün anadil hakkı, temel bir insan hakkı olarak kabul edilmiş, birçok uluslararası sözleşme dil haklarını güvence altına almıştır. Ancak Türkiye’de hâlâ hukuki ve fiili altyapı oluşturulmadan dil eğitimi ve anadil kullanımı alanında kimi küçük girişimler başlatılmış ise de, başta Kürtler olmak üzere Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının dil ve kültür hakları henüz yasal ve anayasal güvenceye kavuşturulmuş değildir.

Bilimsel araştırmalar göstermiştir ki birey daha ana rahminde dili öğrenmeye başlıyor. Annesinin zihinsel, bedensel ve ruhsal durumundan birebir etkileniyor. Annenin konuştuğu dilin ses dizisi, vurgusu, tonlaması ve melodisi, çocuğa da intikal ediyor. Yani çocuk dili annesinden öğreniyor. İşte bu nedenlerden dolayıdır ki dile, anadili diyoruz. Dolayısıyla anadili, bireyin kişiliğinin, kimliğinin, duygusal ve zihinsel gelişiminin en önemli yapı taşıdır. Bir çocuğun anadili dışında bir dille eğitilmeye kalkışılması; çocuğun anadilinin düşünce sistematiğinin bozulmasına ve beyin fonksiyonunun sekteye uğramasına neden olur. Meydana gelen kaosta, çocuğun var olan beyinsel yaratıcılığı yok olur. En basit bir şeyi bile anlamakta zorlanır. Anadiliyle oluşan kişiliği ve kimliği ciddi biçimde zedelenir. Bu durum aynı zamanda tüm yurttaşların eğitim hakkından eşit koşullarda faydalanmasının önünde bir engele dönüşür. Yani anadili farklı olan çocuk eğitime dezavantajlı olarak başlamış olur. Çok kültürlü, çok kimlikli ve çok etnisiteli toplumlarda tek dilliliğin yarattığı eğitimdeki bu fırsat eşitsizliğinin panzehiri olarak, çok dillilik ya da çift dillilik anlayışının benimsenmesi gösterilmektedir. Günümüzde çift dilliliği (anadili+resmi dil) başarıyla uygulayan çok sayıda toplum olduğu bilinmektedir. Son dönemde çift dillilik anlayışının eğitimde başarıyı önemli ölçüde arttırdığına dair çok sayıda bilimsel çalışma mevcuttur. Bu nedenle çok kültürlü, çok kimlikli ve çok etnisiteli toplumlarda çift dilli diğer bir deyişle anadilinde eğitimi savunmak aynı zamanda eğitimde fırsat eşitliğini savunmak demektir.

evrensel.net

Evrensel'i Takip Et