Yeşilçam’dan sonra, Yeşilçam’dan öte
1970’lerin ikinci yarısından itibaren görmeye başladığımız yönetmen sinemasının örnekleri, ülke genelinde 1980 darbesinin ilk etkileri atlatıldığında ve Yeşilçam’ın üretim ilişkilerinin neredeyse tamamen çözülmesiyle film yapmak isteyen yönetmenlere başka yükler de getirir. 1975 sonrası genç yönetmenlerle başlayan bu değişim ve değiştirme isteği, Yeşilçam dışı arayışlar, toplumsal koşulların değişmesiyle kendine bir zemin bulur, dahası, bir zorunluluğa dönüşür 1980’lerin ortalarından itibaren. Çözülen Yeşilçam sineması ve üretim ilişkileri/ üretim biçimi bu anlamda da yeni arayışları ve zorunlulukları ortaya çıkarır. Bölge işletmeleri, alışıldık yapımcılar yok olur, Yeşilçam sinemasının senaryoları geçerliliğini yitirir, yeni bir sinemanın yolu açılır.
YENİ YÖNETMENLER
Yeni koşullarda yapımcı/sermaye bulma sorunu yeni üretim ilişkilerini, üretim biçimini dayatır. Film yapmak isteyen yaratıcı-yönetmen artık yapımcı ve sermaye bulmak zorundadır bu koşullarda. Sermaye arayışı sponsorları, sponsorluklar ve fon destekleri yapımcılığı getirir. Kimi Yeşilçam’da usta-çırak ilişkisi içinde yetişmiş, belgeseller, kısa filmler çekmiş, Yeşilçam yönetmenlerine asistanlık yapmış, senaryo yazmış, kimi tamamen dışarıdan gelen genç yönetmenler yeni oyuncularla ve ‘yeni temalar’la filmler yapmaya koyulurlar. Filmlerinin yapımcılığını üstlenir, kendi öykülerini, senaryolarını filme alırlar.
Avrupa kültürüne katkı sağlamayı, Amerikan sinemasına karşı Avrupa sinemasını korumayı, geliştirmeyi amaçlayan Eurimage, bu yıllarda sanatsal ve estetik kaygı taşıyan projeleri desteklemekte, parasal destek sağlamaktadır. Bu desteğin koşullarından biri gereği de, yönetmenler projelerini sunabilmek, destek alabilmek için yapımevleri kurup filmlerinin yapımcılığını üstlenirler.
Yeşilçam’ın üretim ilişkilerinin çözülmesi, bölge işletmelerinin hâkimiyeti ve baskısının ortadan kalkması yönetmenleri daha özgür kılar ve farklı arayışlara yöneltir. Seyircisiz kalan sinemanın daha ziyade festivaller için üretilen seyircisiz filmleri, kısmen özgürleşen yönetmenin sanat eseri olarak film üretmesini getirir. Bir yandan da toplumsal dönüşümler ve 12 Eylül darbesinin oluşturduğu baskı ortamı, kapalı anlatımları olan kişisel bir sinema oluşturur. Bu sinema televizyonun ve Amerikan sinemasının şartlandırdığı seyirciye yabancıdır ve ilgi görmez. Televole kültürünün, paparazzi programlarının, magazinleşen haber programlarının egemen olduğu, şekillendirdiği ve şartlandırdığı bir toplumsal dönüşüm yaşanmaktadır. Amerikan sinemasının şartlandırdığı seyirci de aksiyon ve fantastik filmlerin etkisinde Hollywood’un dayattığı bir sinema dilinin seyircisidir.
YENİ BİR SİNEMA
Bu süreç yönetmen sinemasının oluşmasını, ‘auteur’ yönetmenlerin yeni bir sinema ve sinema dili oluşturma çabalarını ortaya çıkarır. Yeni temalar işlenir, yeni üslûplar denenir. Bu dönemde 1970’lerin ikinci yarısında film yapmaya başlayan yönetmenlere, 1990’larda Yeşilçam dışından gelen başka ve birçok genç yönetmen eklenir. Atıf Yılmaz, Memduh Ün, Halit Refiğ, Tunç Başaran gibi usta yönetmenlerle birlikte, sinemanın içinden gelen, usta-çırak ilişkisi de görmüş Yavuz Turgul, Ömer Kavur, Başar Sabuncu, Nesli Çölgeçen, Yavuz Özkan, Bilge Olgaç, Yusuf Kurçenli, Sinan Çetin, İrfan Tözüm, Şerif Gören, Zeki Ökten, Ali Özgentürk, Erden Kıral, Biket İlhan, Orhan Oğuz, Osman Sınav gibi yönetmenler bu dönemin önemli çalışmalarına imza atarlar.
Bu sürecin devamını oluşturacak, birçok yazar, araştırmacı tarafından ‘yeni dönem Türk sineması’ ya da post-Yeşilçam olarak adlandırılan 1996 ve sonrasında önemli ürünler verecek genç ve yeni bir kuşak da bu dönemde ilk filmlerini gerçekleştirir. Bu yönetmenleri ve filmleri şöyle sıralayabiliriz: Fehmi Yaşar, Camdan Kalp (1990), Seçkin Yasar, Sarı Tebessüm (1992), Zeki Demirkubuz, C Blok (1993), Kutluğ Ataman, Karanlık Sular (1993), Yeşim Ustaoğlu, İz (1993), Mahinur Ergun, Ay Vakti (1993), Aydın Sayman, Gelincik Tarlası (1993), Handan İpekçi, Babam Askerde (1994).
Bir yandan genel anlamda çözülme yaşasa da Yeşilçam’ın etkilerinin sürdüğü, Yeşilçam sineması yönetmenlerinin de film yaptığı, fakat yönetmen sinemasının oluştuğu 1980 ortalarında başlayan ve 1995’e kadar süren bu süreç yeni bir sinemanın doğmasına da hizmet eder. Zeki Demirkubuz, Nuri Bilge Ceylan, Derviş Zaim, Serdar Akar, Handan İpekçi, Yeşim Ustaoğlu, Semih Kaplanoğlu gibi yönetmenlerde (sonrasında eklenen yeni isimlerle birlikte) kimliğini bulan yönetmen sineması sonraki yıllara damgasını vurur.
Evrensel'i Takip Et