25 Şubat 2013

Samsun, Sinop, ifade özgürlüğü, linç ve katliamlar

Halkların Demokratik Kongresi (HDK), Halkların Demokratik Partisi (HDP)’nin kuruluşunun ardından tanıtım ve propaganda için yurt genelinde halk toplantıları gerçekleştirme kararı almış ve hayata geçirmek için aylarca öncesinden planlamalara başlamıştı. Yerel örgütlerin talebi de dikkate alınarak, ilkinin Çorum, Sinop, Samsun, Ordu, Giresun ve Trabzon illerinde yapılması da yine çok önceden belirlenmişti. Gelgelelim Ocak ayı başında BDP ve DTK temsilcilerinin Öcalan’ı İmralı Adası’nda ziyaretlerine olanak tanınmasıyla, söz konusu programın, Kürt sorununun siyasi çözümü sürecinin bir parçası olarak BDP tarafından gerçekleştirildiği algısı doğdu, yaratıldı.
Bugünden bakıldığında, son gelişmeler dikkate alınarak hazırlıkların gözden geçirilmemiş olmasının eksikliği ve hem merkezi hem de yerel hazırlıkların bu doğrultudaki yetersizliği ortada. HDK ve HDP son gelişmeleri dikkate alarak kendi yapıları dışındaki dostlarıyla da programını önceden paylaşabilirdi. Bununla birlikte, yanlış anlaşılmaması için altını kalın bir biçimde çizmemiz gerekir; bu paylaşımın ve hazırlığı ayrıntılandırmanın, yaşananların engellenmesinde hiçbir rolü olamayacaktı.
İbret vericidir ki Şubat 2013’de biri bağımsız, üçü BDP’li dört HDK milletvekili, HDP Eşbaşkanı ve beraberindekilerin önce ifade özgürlükleri engellendi, sonrasında linç edilmek istendiler. Bütün bunlar Başbakan Erdoğan Hükümeti döneminde yaşanıyor. Biz biliyoruz, yetmişli yılların faili meçhul olmayan öldürmelerinin de 80 asker darbesi dönemindeki öldürmelerin de Madımak Oteli’nde 37 canımızın yakılmasının da 90’lı yıllardaki kayıpların, öldürmelerin de Hrant Dink’in katledilmesinin de Roboski’de çoğu çocuk yoksul Kürt köylülerinin uçakla bombalanmasının da Sinop’da HDK heyetine yapılan linç girişiminin de Samsun’da HDK ile eşleştirilerek TKP, Halkevleri ve 78’liler il merkezlerinin basılmasının da kararları aynı odakta verildi.
Tarihsel, toplumsal hafızamıza en fazla gereksinim duyduğumuz bir dönemdeyiz. Bugün için AKP Hükümeti, öncekilerden farklı olarak hem temsil ettiği sınıfla birlikte iktidar, hem Devlet hem de söylene giden derin devlet. Karar verici ve uygulayıcı konumda her ne varsa hemen hepsi. Bunun için unutmayalım, eğer AKP Hükümeti istemese Hrant Dink cinayeti yaşanmaz, istese tetikçisinin arkasındakiler mahkemeye çıkartılırdı. AKP Hükümeti istemese Roboski katliamı gerçekleşmez, istese failleri mahkemeye çıkartılırdı. AKP Hükümeti istemese polis Diyarbakır’da Newroz’da, cenaze törenlerinde halka saldırılmaz, zırhlı araçla 19 yaşındaki Şakir Öner ezilmez, hastane yerine karakol bahçesine götürülüp ölmesi beklenmezdi. AKP Hükümeti istemese Sinop’da milletvekilleri ve HDP Eşbaşkanı’nın da bulunduğu HDK heyetinin ifade özgürlüğü yok sayılmaz, linç girişiminde bulunulmazdı. AKP Hükümeti istemese Samsun’da TKP, Halkevleri ve 78’liler il merkezleri basılıp yağmalanmazdı.
Bazı heyet üyelerinin, olayın sıcaklığından olsa gerek, yanlış anlaşılmalara neden olabilecek açıklamalarının ardından olayların organizasyonu ve gerçekleştirilmesiyle ilgili olarak Başbakan, CHP’yi ve MHP’yi suçluyor. Bizler de, Başbakan da net olarak biliyoruz. Söz konusu olayları kim(ler) planlamış olursa olsun Başbakan’a, İçişleri Bakanı’na, Sinop ve Samsun valileri ve emniyet müdürlerine rağmen hayata geçiremezler. Sorumlu Hükümet ve atadıklarıdır. Başbakan ve İçişleri Bakanı’dır. Eğer gerçek fail(ler)i teşhir edemezsek, hesabını soramazsak ‘AKP Hükümeti’nin demokratikleştirdiği’ Türkiye’de bizlere yönelik bu olayların yenilerini, hatta linçleri yaşamaya kendimizi mahkum etmiş oluruz.
İş işten geçmeden HDK-HDP, ÖDP, TKP, Halkevleri şapkayı önümüze birlikte koyabilmeliyiz. En azından kendimize rağmen ‘aynı akıbeti’ yaşamamak için. Samsun’daki gibi...

evrensel.net

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Metal tokat

Metal tokat

Renault işçileri, yaşadıkları sorunlar karşısında patronların yanında duran şube yönetimine karşı harekete geçti: Delege sayısının 3 katı aday çıktı, seçimlere katılım rekoru kırıldı, şubenin belirlediği adaylar geride kaldı. 200 bin metal işçisini ilgilendiren MESS grup sözleşmesi öncesi Metal Fırtına’nın amiral gemisi Renault’da yapılan seçimler sendikal bürokrasiye tokat oldu.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
12 Mart 2025 - Sefer Selvi

Evrensel'i Takip Et