Boş laflar...
Başbakan Erdoğan, partisinin dünkü grup toplantısında, 1940 tarihli Türk Antropoloji Enstitüsü tarihçesini açarak gösteriyor. Türkiye’nin 10 ayrı bölgesinden toplanan kafataslarını gösteren 1940 tarihli kitaptan bazı sayfalar okuyor ve devam ediyor: “Burada Türkiye Cumhuriyeti Riyaseti olarak, reisicumhur olarak o zaman Gazi Mustafa Kemal, aynı şekilde İsmet Paşa’nın da altında Başbakan olarak imzası var.”
Erdoğan aynı konuşmada, “1 Mayıs 1920’de Gazi Mustafa Kemal Meclis kürsüsünde aynen şu ifadeleri kullanıyor” diyor ve ekliyor: “..o da çok bunalmış ki; bizim gibi ‘Efendiler meselenin bir daha tekerrür etmemesi kaydiyle bir iki noktayı arz etmek isterim, Meclis-i Aliyemiz’i temsil eden zevat yalnız Türk değildir, yalnız Kürt değildir, yalnız Laz değildir. Hepsinden ibaret ortak olan İslam’dır.”
Böyle ince bir manevra ile Atatürk’ü kafatasçılık suçlamasından kurtarıp sadece bugünkü CHP’nin öncülü babında İsmet Paşa’yı işaret ettikten sonra bugüne de geliyor: “Milliyetçilik ayağımızın altındadır derken aşağılanmayı, etnik kökene dayalı bir milliyetçiliği kastediyoruz.”
Bu konuşmanın hemen ardından CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da, “Biz hiç kimsenin kimliğini ayaklarımızın altına alıp çiğnemeyiz” diyerek, Erdoğan’ın “milliyetçilik” sözünü takla attırarak “kimlik” haline dönüştürüp oradan kendince “altın vuruş” yapıyor ve grubundaki milletvekillerinden alkış alıyor.
Boş laflar yığını!..
Eğer Erdoğan’ın niyeti gerçekten Türkiye tarihindeki “kafatasçı” politikayla yüzleşmek ise o zaman bu vurguları yaptığı dünkü konuşmada yine üstüne basa basa söylediği şu sözleri nereye koyacağız: “Biz Afyon’dan yola çıkarken bir şey söyledik. Tek millet dedik. Bahçeli özellikle sana ithaf olunur. Tek millet, tek bayrak, tek vatan ve tek devlet dedik.”
Eğer, Kılıçdaroğlu’nun niyeti gerçekten boş bir polemik yapmak değil de, Kürt sorununu çözüm tartışmalarına olumlu bir katkı yapmak ise, Erdoğan’ı sıkıştırmak adına dün grubunda dile getirdiği sözleri nereye koyacağız: “Bakın BDP’li milletvekili çıktı. Bizim belediye başkanından özür diledi. Yanlış yapmışız dedi. Sen Başbakansın çık aynı olgunluğu göster, açıkça özür dile.”
HDK heyetinin Sinop’ta linç edilmek istenmesi karşısında ağzını açmayan ve sadece CHP’li Belediye Başkanına dair yapılan açıklama üzerinden konuya müdahil olan Kılıçdaroğlu’nun bir özür borcu yok mu? Yeniden diyalog eksenli bir çözüm tartışmasının gündeme geldiği İmralı süreciyle ilgili olarak iktidara “kredi” verdiklerini belirten ancak çok geçmeden bu süreci inceden inceye sabote etmeye yönelik söylemler içine giren Kılıçdaroğlu’nun bu sözleri nedeniyle kamuoyundan bir özür borcu var.
“Bu süreç kamuoyu önünde açık yürümelidir” demek ile “Kapalı kapılar ardında ne sözler verdin?” demek arasında ciddi bir fark var. Birincisi ile iktidarı açık politika yapmaya ve kamuoyunu da bu sürece müdahil olmaya çağıran olumlu bir yaklaşım varken, ikincisinde “Yine ülkeyi bölmek için ne haltlar karıştırıyorsun?” anlamına gelen bir hinlik var.
Tüm bunlar “ince politika” yapmak olarak açıklanamaz. Nedir bu, ‘Kıl üstünde dans etme’ politikası mıdır?
Böylelikle aslında Kılıçdaroğlu, Baykal çizgisinin aşılması umuduyla kendisine verilen krediyi tüketme noktasına gelmiştir.
Adama sormazlar mı, madem ki, siz hiç kimsenin kimliğini ayaklarınızın altına alıp çiğnemiyorsunuz, o zaman cumhuriyetin kurucu partisi de olan CHP’nin kurulduğu 9 Eylül 1923’ten beri Kürt kimliğine gerekli saygıyı gösterip, bunu da anayasal güvence altına alması gerekmez miydi? Kim elinizi tuttu?
EVRENSEL'İNMANŞETİ
![Marmaris Turgut Koyu’nu kurtaran mahkeme kararı: “ÇED gerekli değildir” kararı iptal](https://staimg.evrensel.net/images/840/upload/dosya/284338.jpg)
Marmaris Turgut Koyu’nu kurtaran mahkeme kararı: “ÇED gerekli değildir” kararı iptal
![Kaynak sağlığa, eğitime değil sanayiye aktı](https://staimg.evrensel.net/images/840/upload/dosya/254547.jpg)
İletişim Başkanlığı deprem raporu: Kaynak sağlığa, eğitime değil sanayiye aktı
![Çayırhan işçilerinin özelleştirmeye karşı yürüyüşü devam ediyor:](https://staimg.evrensel.net/images/840/upload/dosya/284233.jpg)
Özelleştirme karşıtı yürüyüş sürüyor: Eylemler üretimi de etkilemeli
![Diyarbakırlı işçiler sürece ilişkin temkinli, iktidardan umutsuz](https://staimg.evrensel.net/images/840/upload/dosya/280807.jpg)
Evrensel'i Takip Et