Zagreb'e veda
Fotoğraf: Envato
Karanlık bir Yugoslavya sabahı. Sokaklar soğuğa ve kara aldırmadan koşuşturan kadınlarla, erkeklerle dolu. Temizlik işçileri mesailerini çoktan tamamlamış.
Geniş caddeler. Geniş meydanlar. Her çağdaş kentte olduğu gibi tren garı şehrin en önemli meydanında. Önünde otobüs durakları. Gençler sokak kahvelerinde uykularını açma çabasındalar.
Zagreb görkemli Yugoslav geçmişi ile geleceğe ayak uydurmaya çalışıyor. Gençliğimin Edirnekapı Çarşıkapı troleybüsleri, törenle yok ettiğimiz Kadıköy tramvayları toplanıp Zagreb’e gelmişler.
Garın tam karşısında muhteşem bir taş bina ve önünde uçsuz, bucaksız parkta gezinen insanlar. Hızımıza ayak uydurmaya çalışan İvan’a “Hırvatistan’da TOKİ yok mu?” diye soruyorum. Sırf hınzırlık olsun diye, “Bu koca yeşilliğe ne gökdelenler yapılır, şu taş bina ne güzel
7 yıldızlı otel olur. Hiç bir şey olmasa yüz yıllık ağaçlardan ne odun çıkar” desem vereceği cevabı bildiğimden susuyorum. Zagreb caddeleri, meydanları İstanbul’da olsa yarısını imara açıp gökdelen dikerler, yarısını da cami diye yutturup altı bol dükkanlı alış veriş merkezine çevirirlerdi.
Kentin tam merkezinde çarşılar, dükkanlar yer altında. Tam üstünde kahvehaneler, dinlenme yerleri. Binalar bakımlı, ve eski. Kentte üniversite kenti havası var. Kahvelerde oturanlar genellikle gençler ve yaşlılar.
“Tito zamanı bundan iyiydi” diyor İvan. “Ortak bir ruh vardı. Yoksulluğu, zenginliği, mutluluğu, üzüntüyü daha kolay paylaşıyordu insanlar. Akşam olup kahvelere toplandığımızda daha sesli şarkılar söylüyorduk. Biraz daha fazla kaçırıyorduk içkiyi. Şimdi herkes kabuğuna çekildi. Kapitalizm insanlara verdiğinin bedelini acımasızca alıyor. Lada’dan Mercedes’e terfi ettik ama akşamları şarkı söyleyemiyoruz artık hep birlikte.”
Aslında gençlerin kafası karışık. Yaşlılar üzgün. Şimdilik okumaya, geçinmeye çalışıyorlar. Çoğu işsiz ve devletten aldıkları üç beş kuruşla geçinmeye çalışıyorlar.
Mayıstan sonra vize ile girebileceğimiz Zagreb’e veda edip çıkıyoruz yola. Kulaklarımızda Mihailo’nun sözleri.
- Burada herkes farklı dili konuştuğunu sanır ama aslında herkes aynı dili konuşur.
- Tan ile Bulu 23 Ocak 2025 04:33
- İkinci çocuk 16 Ocak 2025 04:36
- Pislik 09 Ocak 2025 04:40
- Benim adamımdan hoca 02 Ocak 2025 04:35
- Ne çabuk unutuyoruz 26 Aralık 2024 06:30
- Yeter ulan 19 Aralık 2024 04:45
- Esaaad 12 Aralık 2024 05:18
- Zekai Çıngıllıoğlu 05 Aralık 2024 04:49
- Niye dövüyoruz? 28 Kasım 2024 04:37
- Kanal İstanbul 21 Kasım 2024 04:54
- Ormanlarımız için direneceğiz 14 Kasım 2024 04:31
- Zııt Erenköy 07 Kasım 2024 04:22