27 Şubat 2013 11:12

İngiltere'nin kredi notu neden düşürüldü?

İngiltere'nin kredi notu neden düşürüldü?

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Avrupa’da ekonomik kriz gündemi belirlemeye devam ediyor. Tünelin sonunda ışık ha göründü ha görünecek derken ajanslara düşen yeni bir haber ile ikinci dip tartışmaları tekrar hız kazanıyor.
Son olarak Moody’s İngiltere’nin kredi notunu en üst AAA seviyesinden bir alt kademe olan AA1 seviyesine indirdi. Bu not değişikliği aslında pek de beklenmedik bir gelişme değil. Bundan yaklaşık bir yıl önce Moody’s kamu borçlarının yüksekliğine işaret ederek not indirimi uyarısında bulunmuştu.
İngiltere’de kamu borç stokunun GSYİH’ye oranı ocak ayı sonu itibariyle yüzde 73.8 seviyesinde bulunuyor. 2000’li yılların başından 2008 yılına kadar yüzde 30-35 aralığında seyreden kamu borcu/GSYİH oranı 2008 kasım ayında finansal krizin patlak vermesi ile birlikte hızla yükselmiş ve 2009 yılının sonlarında yüzde 50 seviyesine tırmanmıştı. Kriz sonrasında bankacılık kesimine aktarılan fonlar nedeniyle kamu açığı derinleşirken, ekonominin daralmasıyla birlikte bu oran 2012 yılı aralık ayında tarihi yüzde 75 seviyesine kadar tırmandı. 2012 yılı itibariyle faiz dışı açığın GSYİH’nin yüzde 4.3’üne ulaşması bekleniyor ki bu oran ile İngiltere Avrupa’nın zirvesinde, G7 ülkeleri arasında ise Japonya’nın ardından en ön sırada yer alıyor.
Kamu harcamalarının sert bir şekilde sınırlandırılması da kolay bir seçenek gibi gözükmüyor. İngiliz ekonomisi yılın son çeyreğinde yüzde 0.3 daraldı. Böylesi bir ortamda kamu harcamalarının gerilemesi ekonomik krizin derinleşmesine yol açarak GSYİH’nin hızla gerilemesine neden olabilir. Vergi gelirlerinin de azalacağı düşünüldüğünde bu politikanın sonuçları büyük bir soru işaretine dönüşüyor.
Elbette İngiliz ekonomisinin sorunları kamu borçlarıyla sınırlı değil. Yakın geçmişe kadar Kuzey Denizi petrolü sayesinde dış ticaretini dengeleyen İngiltere petrol ihracatının gerilemesi ile birlikte giderek büyüyen bir cari açık problemi ile karşı karşıya kaldı. 2001 yılında ham petrol ticaretinde yıllık net 6 milyar sterlin dış fazla veren ülke, 2011 yılında 10.7 milyar sterlin açık verdi. Son on yıl içerisinde ülke net petrol ihracatçısı durumundan petrol ithalatçısına dönüşürken cari açık da büyüdü. Günümüzde İngiltere’nin toplam cari açığı GSYİH’nin yüzde 3’ünü geçmiş durumda. 2009 yılından beri gelişmiş kapitalist ülkelerin pek çoğunun cari açığında daralma yaşanırken İngiltere’nin cari açığındaki büyüme dikkat çekiyor. Ekonomik büyümenin hız kestiği bir dönemde cari açığın büyümesi sorunun kronik hal aldığının bir diğer göstergesi.
İngiltere giderek kronikleşen cari açıkla mücadele amacıyla alışıldık bir silaha sarılmış görünüyor: devalüasyon. 2008 yılından bu yana sterlin, dolar karşısında yüzde 25, geleceği dahi tartışılan avro karşısında ise yüzde 12 dolayında değer yitirdi.
Peki bu not indirimi ne getirecek? Öncelikle bu durumun piyasalarda aylar öncesinden fiyatlandığını söylemek sanırım pek yanlış olmaz. Cuma akşamı açıklama sonrası hafta başında Londra borsası tepki vermezken, sterlin avro karşısında yüzde 1 civarında değer kaybetti. Bu durum İngiltere’nin düşük sterlin politikası düşünüldüğünde bir sorun oluşturmuyor elbette. Ama bu tehlikeli bir oyun. Uzun vadede yatırımcıların sterline olan güveninin kaybolması ülkeye dönük fon girişini sınırlayarak faizlerin hızla tırmanmasına ve beraberinde yeni bir ekonomik krize yol açabilir.
İngiliz ekonomisinin yapısal sorunları günden güne büyümekte. Not indirimi bu durumun büyük ölçüde geç kalmış bir yansıması. Daha önce ABD örneğinde de gördüğümüz gibi böylesi büyük ekonomilerin kredi notlarında yapılan indirimler yatırımcıların bu limanları terk etmesi için yeterli olmuyor. Ama bir gerçek var ki tahviller giderek güvenli liman olma niteliğini yitiriyor.

evrensel.net
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa