Gönüllü aranıyor!
“Yurdum insanı” tanımı, yarı şakacı bir tonla kendi kendimizi eleştirir, inançlarımızın bazen kendimize güvenimizin, bazen güvensizliğimizin altını çizer. Bu tür şakalar çoğunlukla beni güldürmez içimi sızlatır. Ancak 12 Eylül 1980’den beri halkın (Aydını ve okuma olanağı bulamamışıyla) bir örgütlenme geleneği edindiğini gördükçe seviniyorum. (Ben seviniyorum, ortam yeni örgütlenme gerekçeleri üretiyor, o da bir gerçek). Bugünlerde toplumun her kesiminden, her yaştan, her cinsiyetten ve meslek dalından insan bir araya geldi, YAMAÇ’ı (Yargı Mağdurları İçin Adalet Çağırıcıları <[email protected]> ) oluşturdu.
Bu düzenlemenin gerekçeleri özetle şöyle:
“Tuhaf, akıl almaz ve hukukun dışına taşan yargılamalarla dolu bir dönemden geçiyoruz. Burada söz konusu olan sadece siyasal davaların çokluğu değil; ayrıca her türlü siyasi, adli, hukuki ve cezai dava, yargılama sürecindeki hukuksuzluklar nedeniyle başımıza dert olmakta. Artık savcılar ve mahkemeler, polis fezlekelerini onaylama makamları olarak iş görüyor. Bunun da ötesinde, mahkemeler yeni suç tipleri üretip hüküm veriyor, hukuka uygun bir yargılamanın olmazsa olmazı olan usul kurallarına aldırmıyor ve en önemlisi, savunma hakkını kah yasal düzenlemelere dayanarak kah takındıkları fiili tutum üzerinden yok sayıyorlar. Şu da sorulabilir: Bu ülkede bağımsız ve tarafsız bir yargı hiç oldu mu? Bu yerinde bir soru. Hukukun her zamandan güçlüden, erkek olandan, iktidardan yana olduğunu gösteren pek çok örnek var hafızalarda. Mahkeme koridorları çoğunlukla karanlıktı ve bu karanlığın arttığı dönemler oldu. Bugün de böyle bir dönemden geçmekteyiz.
(......)
Çeşitli ve birbirinden farklı örneklerde görüldüğü üzere savunma hakkını dışlayan, yok sayan ya da en hafifinden etkisizleştirmeye çalışan yasal düzenlemeler ve yargı pratiği nedeniyle hepimiz potansiyel yargı mağdurları haline geliyoruz. Böyle bir ortamda bizler, mağdurlar ve mağduriyet alanları arasında bir ayrıma gitmeden, haksızlıklara karşı ortak tepki vererek, hukuksal güvenceler talep ederek yargının demokratikleştirilmesi için mücadele yürütmeyi hedefliyoruz. Bu platform, var olan belirli ve çeşitli kampanya, kurum ve oluşumların alternatifi olmayı değil, onlarla paylaşım ve dayanışmaya girmeyi amaçlamakta. Sözcümüz/temsilcimiz/hiyerarşimiz yok. Her yerden katkı ve katılıma açığız.
(.....). Yargı mağduriyetleri tüm toplumu ilgilendirdiği için, bunlar arasında herhangi bir ayrıma gitmeksizin çalışma grupları oluşturacağız. Böylece bölge ya da konu açısından ayrışan mağduriyetlerin birbirine temasını ve herkes tarafından algılanmasını, anlaşılmasını sağlamak istiyoruz. Bu amaçla, yargı mağduriyetleriyle ilgili bilgilerin bizimle paylaşılmasını ve bunlar hakkında kamuoyu oluşturulması için katkıları bekliyoruz. Herkesi, yargı mağduriyetlerine karşı kendi kimlik, tercih ve farklılıklarını koruyarak ortak bir mücadelede bir arada durmaya davet ediyoruz.”
YAMAÇ, eğer siz de desteklerseniz, yargı aygıtının hukuka aykırı, keyfi, hak ve özgürlükleri ihlal eden tutumlarının sona ermesi için çalışacak. Bu çalışmaların bir yanında mağduriyetlerle ilgili toplumsal farkındalığı yükseltmek de var. http://yargimagdurlari.com/ da ek bilgi bulabilirsiniz.
Bir şey daha eklemem gerekli, zamanla sinirleri yıpratan, insanların birbirine katlanmasını zorlaştırdığı, alınganlığı arttırdığı bilinse de engellenemeyen görevlerdir bu tür işler.
Paylaşıldıkça kolaylaşacak bu işlerin, toplumsal gereklerin bir ucundan da siz tutmazsanız bu işlere gönüllü azalacak, toplumumuzun işi zorlaşacaktır.
Evrensel'i Takip Et