Ortadoğu'da barış ve temcit pilavı
Fotoğraf: Envato
ABD’nin yeni Dışişleri Bakanı Kerry’nin ziyareti kısa sürdü, ama verimli geçmiş. Yakından izleyen ve ABD’nin ağzından konuşmayı marifet bilen gazetecilere göre böyle... Göreve başlamasının hemen ardından ilk dış gezisini Ortadoğu’ya, burada da önce Türkiye’ye yapmasının anlamı üzerinde daha önce durmuştuk. Şimdi bazı çizgiler daha net.
Obama’nın ikinci başkanlık döneminde planladığı en önemli ve en gösterişli adım, her ABD başkanının en az bir kere denemeyi çok sevdiği, “Ortadoğu’ya barış getirme” gösterisini tekrarlamak ve bu kez sonuç almak! Daha önce Nixon, Reagan, Carter İsrail’le Mısır, İsrail’le Filistin arasında büyük reklam kampanyaları eşliğinde “barış sağlamışlar”, hatta bu “barış”lardan birinde Enver Sedat ve Meneham Begin, bir diğerinde de Arafat ve İzak Rabin, Nobel Barış Ödülü sahibi olmuşlardı.
Şimdi Obama’nın da, 2009’da kendisi bizzat Nobel Barış Ödülü almış bir başkan olarak, bu ödülü alacak yeni bir çifte ihtiyacı var. Kerry’nin haritasına bakarsak, bu oyunun tekrarı için gerekli çizginin izlendiğini görürüz. Mısır, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Katar, ABD’nin şu anda en sıkı müttefiki durumunda olan devletler. Filistin merkezli her sorunda ABD’nin ve İsrail’in çizdiği yolda gitmiş olan bu ülkelerin herhangi bir sürpriz yapmaları beklenemez. Mısır’da Müslüman Kardeşlerin iktidarda olması da ayrı bir avantaj olarak görülüyor zaten. Fakat bu yeni sözde barış için, Arap ülkelerini kendi ekseninde toplayacak bir lider ülke günümüz koşullarında görünmüyor.
Türkiye, Erdoğan’ın kimliğinde bu role adaydı ve başlangıçta durumu güçlüydü. Suriye meselesi imajı bozdu. Erdoğan’ın şahsında Türkiye, bu krizde bütün tarafların beklentilerini boşa çıkardı. Arapları kaybetti, İsrail’i küstürdü, ABD’nin güvenini boşa çıkardı. Şu andan sonra imaj yeniden kazanılabilir mi? Hem Suriye krizini atlatmış, hem Kürt meselesini çözmüş, İsrail’le hır-gür içinde de olsa bir arada yaşamayı başarmış bir Erdoğan almasın da kim alsındı Nobel Barış Ödülünü?
İftar için pişirilip sahurda yeniden ısıtılarak sofraya getirilen pilava temcit pilavı denir; tadı kaçmış, bayatlamış ama mecburiyetten yenecek bir yemek yani. Obama’nın şanına şan katacak olan yeni barış girişiminin itibarı bu kadar bile olmayacak. Bundan bizimkilere pay düşse ne olur, düşmese ne? Yine de denemekte fayda var diye düşünenler az değil, onu da söyleyelim.
- Örtülü dünya savaşı çağı: Savaşın çapı göründüğünden daha büyük 06 Ekim 2024 04:52
- İngiltere’de sokaklar faşizme kapalı 11 Ağustos 2024 06:41
- İki ucu savaş değneği 24 Mayıs 2017 00:56
- Olsaydıyla bulsaydı... 17 Mayıs 2017 01:00
- İdam... 19 Nisan 2017 00:10
- Gariplerin ölümü 29 Mart 2017 00:38
- Devletin ve milletin çıkarı nerede? 15 Mart 2017 01:00
- Almanya'ya karşı birleşik milli cephe! 08 Mart 2017 00:10
- ‘Sözde bayrak’ 01 Mart 2017 01:09
- Provokasyon ihtiyacıyla yaşamak 21 Aralık 2016 01:00
- Amerika gitsin, Rusya mı gelsin? 10 Ağustos 2016 00:59
- Darbenin gizli kalan iki ayağı! 27 Temmuz 2016 00:43