07 Mart 2013 10:03

Futbolla sağlıksız ilişkiler

Futbolla sağlıksız ilişkiler

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Beşiktaş maçında hakemlerin aleyhlerine yaptığı can yakıcı hatalara karşın Aykut Kocaman’ın, “Evet, hakemler hata yaptı ama biz daha büyük hata yaptık” şeklindeki açıklamasını takdir etmemek mümkün mü?.. Kocaman’ın bu olgun ve özgüvenli yaklaşımından keşke herkes kendisine pay çıkarabilse. Ama nerdeee?.. Fenerbahçe Kulübü bir gün sonra zehir zemberek bir açıklama yapıyor. Adeta Aykut Kocaman’ın sözlerinin kendileri açısından hiçbir anlam, önem ve değer taşımadığını göstermek istermişçesine. Maçtaki hakem hatalarının sorumlusu olarak gördükleri MHK (Merkez Hakem Kurulu) Başkanı Zekeriya Alp’i kaba ve aşağılayıcı bir üslupla eleştirerek istifaya davet ediyorlar.
Zekeriya Alp’in Beşiktaş-Fenerbahçe maçından önce bir televizyon kanalında, “Üç büyükler arasında hakem hatalarından en çok Beşiktaş mağdur oluyor” diye konuşması elbette eleştiriyi hak ediyor. Ama işi eleştirinin ötesine taşıyıp illa aşağılama ve gerginlik boyutuna ulaştırmak mı gerekiyor?.. Yöneticiler belki de taraftarların çektiği yenilgi acısını bu tarz deşarj(!) edici açıklamalarla bir nebze olsun giderebileceklerini düşünüyorlar. Bu tür açıklamaların, yapılacak karşı açıklamalarla birlikte yeni gerginliklere kapı açabileceğinin elbette farkındalar ama bu pek umurlarında değil. Gerginlik yaratmak, büyük taraftar ve medya gücüne sahip kulüplerin yöneticileri için bilinçli bir tercih. Arkalarındaki gücü kullanarak gerginliği avantaja dönüştürmenin hesabı içinde oldular her zaman...
Aykut Kocaman’ın açıklamasına yakışacak, düzeyli bir üslupla da Zekeriya Alp pekala eleştirilebilirdi. MHK Başkanı’nın “Hakemler en çok Beşiktaş aleyhine hata yapıyor” gibi laflar etmesinin hakemleri etkileyebileceğine dikkat çekip bu tür söylemlerin yinelenmemesi için özen gösterilmesi gerektiği vurgulanabilirdi. Ama yumuşak ve düzeyli bir üslup, esip gürleme heveslisi yöneticilerimize tabii ki de  yakışmazdı!..
Komplo teorilerinin, söylentilerin, spekülasyonların havada uçuştuğu, güven duygusunun neredeyse sıfırlandığı paranoyak futbol ortamına bir MHK Başkanı’nın malzeme sunmadığı kalmıştı, o da gerçekleşti. İnsanları, hakem hatalarının bu oyunun doğal bir parçası olduğuna inandırmak artık biraz daha zorlaştı...
Futbolla ilişkimiz hiç sağlıklı değil. Rant ve kişisel tatmin hedefi her daim ön planda. Kazanan taraf günün anısına tişört çıkararak galibiyetin rantını katmerlendiriyor mesela. Yakında, galibiyet golünü atan futbolcunun kramponunu, formasını, şortunu, çorabını açık artırmaya çıkarırlarsa hiç şaşırmayalım. Yönetici dediğin sinekten yağ çıkarmayı yani futbolun her halini ranta dönüştürmeyi bilecek!.. Yenilen takım da boş durmuyor elbette. Mağdur edebiyatı eşliğinde bir etkileme ve baskı dalgası yaratarak hakem hatalarını -önündeki maçlar için- ranta (avantaja) dönüştürmeye çalışıyor.
Taraftarlar ise bambaşka alemdeler. Onlar daha çok işin kişisel tatmin boyutuyla ilgililer. Öyle ki, hakem hatalarının ön plana çıktığı ve bu nedenle sportmence bakış açısına sahip kişilerin içlerine sindirmekte zorlanacağı galibiyetlerin ardından bile, sosyal medya üzerinden “koyduk mu” türünden cinsiyetçi mesajlar yollayarak zaferlerini taçlandırabiliyorlar(!).. Bundan nasıl bir tatmin duygusu alıyorlarsa...
Tutulan takımın “tek sevgili”, “tek aşk” olduğunun, hayata ancak onunla anlam katılabileceğinin ve onun uğruna ölüme bile gidilebileceğinin dile getirildiği söylemlerin, tezahüratların, şarkıların, marşların yön ve şekil verdiği saplantılı taraftarlık anlayışı, kaçınılmaz olarak gerilim ve cinsiyetçilik üretiyor.
Fanatizme gömüldükçe, kendimize, insanlığa ve spora yabancılaşıyoruz...

evrensel.net
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa