07 Mart 2013 11:13

Paramparça aşklar kötekler

Paramparça aşklar kötekler

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Eskinin arabesk şarkıcıları birer birer duyarlı filmlerin yönetmenleri oluyor da, şarkıcılığa da sinemaya da hepsinden önce başlayan Emrah’ın nesi eksik? Eksik değil de, fazlası soyadı, “Yönetmen Emrah Erdoğan” deyince onun eskinin Küçük Emrah’ı olduğunu anlayacak seyirci azdır. Ama 8 Mart’a denk getirdiği kadının ezilmişliği temalı filmi Gelmeyen Bahar, duyarlı konusu ve kurguda yapmaya çalıştığı numaralarla, belli bir çıtayı yakalama becerisini gösteriyor. Çıta düşük tabii, sanatsallıkla ilgili bir iddiası, mesajında karmaşık bir şey söyleme derdi yok nasılsa.
Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde karşımızdaki filmin kadın karakterlerinden fazla bir etkinlik beklemek biraz yersiz, baştan bir uyarmakta fayda var. Karakterlerin pek yaratıcı ya da çok boyutlu oldukları söylenemez, daha çok Emrah’ın henüz çocukken kaşlarını düşürerek oynadığı filmlerdekileri andırıyorlar. Herkesin kitaptan okur gibi cümlelerle konuştuğu, Cami imamının kadınlara iyi davranma vaazları verdiği, patronların yardımseverlik yarışında olduğu, namus cinayeti için motosiklet-araba kovalamacasında araya TIR’ların girdiği bir dünya orası.
Esas kız Bahar, amcasının oğluyla evlendirilmeye çalışılan ama İnternet’ten başkasıyla yazışan, 18’ini yeni doldurmuş bir işçi kız. Babası (“Karını dövmekten bir kız kardeşine sahip çıkamadın”), ağabeyinin talebini yerine getirmekle evde otorite kurmak arasında zorluk çeken, mutluluğu dışarıda arayan bir adam. Abisi Mirza (“Daha fabrikaya gidip arkadaşlarını sıkıştıracağım”), çocuk yapamadıkları için gittikleri doktora kızan, babasına uymakla öfkelenmek arasında gidip gelen bir genç. Felaketi, şehirli aşkı (“Tertemiz bir sevda oğlum benimkisi”), İnternet’te tanıştığı kızla görüşmek için ta nerelerden gelen bir azgın oğlan. Kurtarıcısı Özgür, kızın binlerce fotoğrafını çekip duvarlara asan, albümlere dizen, hasta annesiyle yaşayan bir iyilik meleği. Seri katil özellikleri gösteriyor ama bu filmde o kontenjan namus bekçisi ailede.
Bunlar arasında hiç konuşmayan anne, denebilir ki, en çok sesi çıkan kadın karakter. O edilgenliğe teslim olmamış, bir protesto yolu olarak konuşmamayı seçmiş ve kadının susturulmuşluğuna dair bir şeyler söylemeye çalışan filmin en anlamlı unsurlarından biri olmuş. Ayşe Kökçü’nün oyunculuğu da bunda etkili. Aslında diğer oyunculuklar da, bu kadar tek boyutlu karakterler olarak yapay cümlelerle konuşmasalar, baba Orhan Alkaya ve özellikle Mirza’da Hasan Küçükçetin, dikkate değer.
Film, Bahar’la başlayıp tek tek diğer karakterlerin açısından bakan parçalara bölünmüş. Finale kadar karanlıkta kalan birtakım ayrıntıları hakikaten bu kurgu oyunlarıyla öğrensek de, çoğunlukla tekrarlarla filmi uzatmaya yarıyor bu aslında. Hem de pek öyle derinlik taşıyan karakterler olmadıkları için merakla izlenecek bir yanları yok. Bu parçalanmışları kesiştirme üslubuna dayanarak, Türkiye usulü bir Paramparça Aşklar Köpekler demek, iltifat olurdu. Bolca kadına karşı şiddete değinilince “kötekler”, daha yerinde bir ifade herhalde.
Sonuçta, Emrah’ın erkeklere seslenerek, kadınlara eşit muamele etmelerini önermesindeki iyi niyetten kuşku duymak için bir sebep yok. Öte yandan her daim vicdansız erkekler, insafa gelen erkekler ve kurtarıcı erkekler arasındaki mücadeleyi konu alan bir filmin kadın sorununa eğildiğini söylemek zor. Hani, bu ibret dizileri seviyesindeki olay örgüsü, kitaptan okur gibi yazılmış diyalogları ile tartışmaya bir şey katar ya da birilerini ikna eder mi? İşte buna evet demek için biraz fazla iyi niyet gerek.

Gelmeyen Bahar
Yönetmen: Emrah Erdoğan
Senaryo: Emrah Erdoğan, Tarkan Ateşmen
Oyuncular: Orhan Alkaya, Beyza Şekerci, Hasan Küçükçetin, Ayşe Kökçü, Gürkan Tavukçuoğlu, Ayten Uncuoğlu, Turgay Tanülkü, Kerem Kupacı

evrensel.net
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa