Elma, armut sorunsalı...
Sanki sıra savmak istermişcesine çalakalem yazdığı izlemini uyandırır yazıları. Koyduğu başlıklar kimi zaman okuyana hoş gelse de, yazıdaki boşluğu vurgular genelde. Örneğin “Elma ve Armut birbirine karıştı” dediği yazısında başlığın gereğini yapıp elma ve armutu karıştırırken düşündüklerimi de doğruluyordu. Böyle olunca da salt elma ve armut değil, sapla saman da birbirine karışıyordu. Sözler ve sözcükler karışıyor; hem de anlamsızlık boyutuna ulaşıyordu. Ayrıca program sözcüğünü de bir şeyle karıştırmış olmalıydı ki “g” harfinin yumuşağını (ğ ) kullanarak yumuşatıvermişti. Oysa, izlenceden sözetseymiş inceltici, uzatıcı, yumuşatıcı şapkasal imgelere gereksinim duymayacak; yanlış da yapmayacakmış. Ama ah o elmalar ve armutlar…
“Fikirlerde sarardı soldu” diyordu; ama vurgusu gereği ayrı yazılması gereken de’ yi fikirlere dayayınca tümce karışıyor; yazı da sararıp solmuş oluyordu. Sanırım, bir takım şeylerin fikirlerde sararıp solduğu değildi asıl söylemek istediği.
Adamın varlığının ve yazılarının etkisinden olsa gerek yazdığı sayfada da karışıyordu her bir şey. Hem de sıklıkla. Örneğin, elma armut yazısının hemen altındaki Ferguson ile ilgili haberin içinde 70 yaşındaki adamın “kısa vadede bir emeklilik olmayı” düşünmediğinden söz ediliyordu. Emeklilik olunamayacağı için düşünmemesi çok doğaldı adamın da haberi yazanın böyle bir şey düşünemesi garip; düşünemediğini yazması ise garip ötesi bir şeydi. Demek ki orada da var bir elma armut karışıklığı, sapla saman belirsizliği.
Spor sayfasından ayrılıp televizyon izlencelerinin yer aldığı sanat sayfasına geçildiğinde bu tür bir karışımın olmaması için büyük bir özen gösterildiği (!) görülüyordu. Nasıl uzatılacağı konusunda şaşkınlık yaşanan ve saçmalık yaratılan “Öyle bir geçer zaman ki” dizisinin o günkü bölümü “Aydın’ ın ölümü ile boşluğa düşen Osman, artık onu kimin vurduğunu biliyor ve Aydın’ ın babası Halit’ den silahı alıp Mithat’ ın peşine düşüyor” sözleriyle duyuruluyordu. Ama bu yeterli görülmemiş olacak ki daha açıklayıcı (!) olduğu sanılan sözlerle tanıtım sürdürülüyordu ve “Aydın’ ın ölümü ile boşluğa düşen Osman, artık onu kimin vurduğunu biliyordur. Aydın’ ın babası Halit’ten silahı alan Osman Mithat’ ın peşine düşer” deniliyordu.
Hayır, dalgınlıkla aynı şeyi ikinci kez yazan ben değilim. Aynı sözcük ve sözlerle; ama aynı şeyin biraz değişiklikle yinelemeyi önlediğini sanan adamın yazdığını yazdım ben, başka bir şey yapmadım.
Bir başka günün haberinde de “Sarı melekler kupa için sahaya çıkıyor” du; ama ne zaman? Haberin başına göre CEV finalinin ikinci maçında bugün… Ama sonuna göre de yarın. Çünkü, sakatlıkları bulunan kimi oyuncular yarınki karşılaşmada oynayamayacaklarmış. Anlaşılan kadınlar iki gün bir gece oynayıp duracaklar.
Basının yazılısından seslisine; hem de görüntülüsüne geçmek gerekirse hemen TRT’ ye uğramak gerekecek. Bilindiği gibi hemen her kanalında; kimi kanallarında da sabah akşam, gece gündüz spor; özellikle de ayaktopu izlencelerine yere veren TRT’ de durmaksızın söz düzen bir yığın yorumcu ve düzülen sözlerin bolca yanlışı var. Bolluğun olduğu yerlerin de olmazsa olmazıdır bunlar. Sportreler adlı bir izlencede de kadın sepettopu oyuncusu Işıl Alben simasına aşikar olduğunuz sözleriyle tanıtılıyordu. Elma ve armut gibi aşikar ve aşina sözcükleri de karıştırılmıştı belli ki. Yaptığını bilmemek gibi bir durum vardı basının köşe bucaklarında. Ya da 12 Eylül’ den kalma “ben yaptım oldu” anlayışı.
66’ ya bağlanmamı anlatırken, belli ki üzerimde yarattığı olumsuz etkiyle ben de yapmışım iki şey; ama olmamış. Ömer Hayyam’ ın o güzel dörtlüğünü alıntılarken “İyisi mi al şarabı cennet et bu dünyayı ” diye yazdığımı sanıyordum, oysa iyisi mi yerine iyi mi yazmış, cenneti cehenneme çevirivermişim. Benim bildiğimi başkaları bilmeyince de öyle çıkmış yazı. Önce Hayyam’ dan, sonra okurlardan özür dilerim. Geçmiş 66 yılımdan da. Çünkü onu da tek başına bırakmışım yazının bir yerinde “ ‘ya” eklemem gerekirken. Benim yazarken görmediğimi başkaları da görmeyince olan olmuş. Bu nedenle okurlardan bir kez daha özür dilerim. Yani elma armut derken kel Mahmut’ luk bir durum yok ortada. Hele de herkesi iğnelerken…
EVRENSEL'İNMANŞETİ
![Marmaris Turgut Koyu’nu kurtaran mahkeme kararı: “ÇED gerekli değildir” kararı iptal](https://staimg.evrensel.net/images/840/upload/dosya/284338.jpg)
Marmaris Turgut Koyu’nu kurtaran mahkeme kararı: “ÇED gerekli değildir” kararı iptal
![Kaynak sağlığa, eğitime değil sanayiye aktı](https://staimg.evrensel.net/images/840/upload/dosya/254547.jpg)
İletişim Başkanlığı deprem raporu: Kaynak sağlığa, eğitime değil sanayiye aktı
![Çayırhan işçilerinin özelleştirmeye karşı yürüyüşü devam ediyor:](https://staimg.evrensel.net/images/840/upload/dosya/284233.jpg)
Özelleştirme karşıtı yürüyüş sürüyor: Eylemler üretimi de etkilemeli
![Diyarbakırlı işçiler sürece ilişkin temkinli, iktidardan umutsuz](https://staimg.evrensel.net/images/840/upload/dosya/280807.jpg)
Evrensel'i Takip Et