8 Mart 2013
DİĞER YAZILARI
Yüzümüzün karası 16 Ağustos 2014
İnsan sevmek 12 Temmuz 2014
Kavel\'de miyiz hâlâ? 28 Haziran 2014
Camın sırrı 21 Haziran 2014
Yasak bölge 14 Haziran 2014
Organik O.C 31 Mayıs 2014
Bir nefes... 24 Mayıs 2014
Soma\'nın iyi insanı 15 Mayıs 2014
YAZI ARŞİVİ

Anneyi, anneliği kutsal sayan bu toplumda erkekler ne yazık ki hâlâ kadınları, kızları öldürüyor! Bu çelişkiyi anlamak mümkün değil!” diyor Tarkan...
8 Mart’taki onca açıklama, onca söz, onca talepten öne çıkan bu olacak şüphe yok. Belki “erkek” olduğu için, belki “popstar” olduğu için...
Bir “erkek” olarak, “erkek”leri eleştirdiği için belki de...
“Erkek zulmüne uğramakta olan bütün kadınların acılarının dinmesi, ölüm ve şiddet riskinden kurtulmaları, çocuk gelinlerin kurtarılmaları ve bütün kadınların özgürleşmeleri gerekir... Hukukun, şiddete maruz kalan kadınları daha fazla desteklemesi gerekir... Hepimizin, kadınlara uygulanan şiddete karşı bilinçlenmesi ve sonuna kadar savaşmasi gerekir...” diyor Tarkan. Güzel sözler; hoş dilekler...
Hele de 8 Mart’ta “Kadınları hafifçe dövebilirsiniz” diyen zat; iktidar partisinin il başkanıyken... Başbakan Erdoğan, resmi rakamlarla 7 yılda yüzde 1400 artan şiddet vakalarına, “şiddet artmadı, duyarlılık arttı” derken...
Rakamlara boğmaya gerek yok, yaşadığımız hayat, gördüklerimiz, okuduklarımız ortada. Her seferinde insanlığından utanıyor herkes; ufacık vicdanı varsa...
8 Mart’a “şiddet ve ölüm” damgasını vurdu bu yıl...
Kimi kutsal kitaptan bir cümleyle, Hz. Muhammed’den bir anıyla “şiddeti önleme”ye çalışıyor; kimi vicdanlara seslenerek... Bir gazete, kadına yönelik şiddetin faili erkeklerin fotoğraflarıyla “sert bir çıkış” yapıyor.
Başbakan Erdoğan, “İnsanlık, vicdan dışı vahşet; korkaklık” diye üst perdeden suçluyor “erkekler”i... Rakamlar bu vahşetin boyutlarını gösteriyor zaten; geçen ay bilebildiğimiz 14 vaka... Boşanmak istediği için öldürülen de var; “Borcum çoktu, sinirim bozuktu” diye kendini açıklayan koca da...
Şiddetin arkasında “erkek eli” olduğuna kuşku yok.
Tarkan’ı da; Başbakan Erdoğan’ı da, dün açıklama yapan hemen herkesi de “ortak nokta”da buluşturabilir bu söz: Erkek şiddeti!
“Bütün erkekler böyle değil” gibi avuntuların zerrece hükmü yok; asıl mesele sistemin de fazlasıyla “erkek” olmasında...
Kars’ta bir tiyatro oyununda Cumartesi Annesi rolünü oynayan üniversite öğrencisi genç kadının karakolda gördüğü işkence gibi... 23 yaşındaki genç kadını çırılçıplak soyup, kameraya kaydeden “zihniyet”tir, bu sistemin zihniyeti... Devlettir, erkektir...
Erkektir “iktidar”; “erkekler” de iktidarın yerine koyar kendini; “telefonda uzun konuştu” gibi saçma sapan gerekçelerle öldürmesi bu yüzdendir. “Hükmetme” arzusu gücünü “erkek olan iktidar”dan alır.
8 Mart 1857’de fabrikaya kilitlenen 129 kadın işçiyi ateşe veren “erkek” eli ile, oynadığı “Cumartesi Annesi”ni oynayan üniversiteliye işkence yapan “erkek” eli aynıdır.
Kadına yönelik şiddet koca eliyle gelince “vahşet” deyip; devlet eliyle olunca; “Kadın mı, kız mı?​” diye bıyık altı gülen aynı “erkek” ağzıdır.
“Sosyal sorumluluk” reklamlarına metin yazar gibi “bilinçlenme”, “eğitim” çağrıları yapanların; “cahil erkekler” diyerek sorunu saptadığını düşünenler de parçasıdır bu “erkek” ağzının...
Akşam’ın manşetine taşıdığı bıyıklı bıyıksız, sakallı sakalsız “erkek” portrelerini birleştirin; karşınıza çıkan o bildik yüz olacak...
Ve o yüze dair; “bildik klişeleri” yineleyenlerin değil; çıplak bedeni işkenceye yöntemine dönüştürülen genç üniversiteli tiyatrocunun fikrini merak ediyorum ben...

evrensel.net

Evrensel'i Takip Et