TBMM bir zafiyetten daha kurtuldu!

İşçilerin, emekçilerin, çeşitli türden sorunları olan halk kesimleri temsilcilerinin, sorunlarına dikkat çekmek için milletvekilleriyle Mecliste ortak basın toplantıları yapmaları yasaklandı!
Yasağın gerekçesi, bu toplantıların, toplantılara katılanların, “Meclis güvenliğini zafiyete uğratması”ymış!
Bu arada ziyaretçilerin Meclis Kulisi’ne girmesi yasaklanmış, “Milletvekili danışmanlarına kuliste ayakta durma cezası” da getirilerek “Meclis güvenliği” ile ilgili başka kararlar alınsa da bu konuda asıl önemli karar mağdur emekçilerin Meclisin imkanlarını kullanarak seslerini duyurdukları basın açıklamalarının yasaklanması oldu.  
Yani şu bizim; o kürsüsünden her gün birbirine kahvede, sokakta bile kullanıldığında insanın yüzünü kızartacak sıfatlarla hakaret edip, birbirini yumruklayan, araya girenler olmasa meydan kavgası yapacak olan, birbirini düelloya davet eden vekillerin doldurduğu; patronların, vurguncuların temsilcilerinin, sözcülerinin her odasına, her ofisine girip çıktıkları Meclisten söz ediyoruz.
Meclisin güvenliğini kim zaafa uğratıyormuş?
Kırk yılda, bin bir aramadan, sorgu sualden sonra Meclise girebilen, bir kaç işçi, emekçi, sesini başka türlü duyuramayan mağdurlar!
Bu kararı kim almış?
O biriyle hemen hiç bir konuda anlaşamamakla ünlü ve her konuyu bir sokak kavgasına dönüştürmekten çekinmeyen partilerin temsilcileri ile TBMM Başkanı Cemil Çiçek oy birliği ile almışlar!
“Pes doğrusu!” demekten başka ne denip ne söylenebilir ki?
Meclisin basın açıklamalarının yapıldığı salonunun kürsüsünü emekçilerin, mağdurların kullanması için yolu Emek Partisi Eski Genel Başkanı ve HDK İstanbul Milletvekili Levent Tüzel açtı. Tüzel, taşeron işçilerinden, insanca bir asgari ücret talep eden asgari ücretli işçilere, ucuz mazot talebini dile getiren küçük üreticilerden, kışlada ölen asker ailelerine çeşitli emekçi kesimlerin seslerinin duyulması için onlara Meclisin basın odasının kürsüsünü açtı.
CHP ve BDP’li vekiller de zaman zaman emekçilere Meclisin basın toplantıları kürsüsünü kullandırdılar.
Artık Meclis ve milletvekilleri böylece “güvenlik zafiyeti” olmadan çalışabilecek demek ki?
Biz de bu Meclis neden halkın lehine yasalar yapamıyor; neden demokratik bir anayasa yapmada anlaşamıyor, neden arka arkaya gelen “yargı paketleri” “fare” bile doğuramıyor diye merak ediyorduk. Demek ki, neden bu; arada bir birkaç işçinin, birkaç emekçinin, milyonlarca mağdurdan birkaçının Meclisin olanaklarından yararlanarak seslerini duyurmak için Meclise girmelerinden duyulan endişe, “güvenlik zafiyeti”ymiş!
Öyle ya, can güvenliği tehdit altında olan milletvekilleri, halkın ki temsilcileri Meclisin basın odasındayken nasıl gönül rahatlığı ile çalışıp, halk lehine yasaları çıkarsın!
Bu yasakla birlikte artık vekiller; hiçbir “güvenlik zafiyeti” hissetmeden, büyük bir iç ferahlığı ile çalışacak, birbirine ağız dolusu söverek, halkın taleplerine gözlerini kulaklarını kapatarak, en büyük patronların, büyük firmaların, bankaların, borsacıların, rantiyelerin hesabına yeni yasaları dikkatleri dağılmadan, tüm yeteneklerini kullanarak çalışacaklar!
Her “yasak” gibi bu “yasak” da vatana millete, özellikle de vekillere hayırlı olsun!

evrensel.net

Evrensel'i Takip Et