Mühürlü paketler, mühürlenen kapılar
Fotoğraf: Envato
Paketlenerek servise sunulan son yasa değişiklikleri birkaç gün önce Başbakanlık Kanunlar ve Kararlar Genel Müdürlüğü’nden TBMM’ ye gönderildi. Meclis Adalet Komisyonu inceleyip raporunu hazırlayacak. Hepimizin 4. paket olarak bildiği, açık adı ise “İnsan Hakları ve İfade Özgürlüğü Bağlamında Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile ilgili Adalet Bakanı’nın “Bu çalışma Avrupa Konseyi ile Bakanlığın yürüttüğü çalışmadır ve Türkiye’nin AİHM’ de karşı karşıya kaldığı tabloyu düzeltmeye yöneliktir.”, açıklamasını bu sabah okudum. Bir süredir TİHV olarak tasarı metnine ulaşmaya çalışıyorduk. Tasarıda Vakfın çalışma alanını doğrudan ilgilendiren maddelerin yer alacağını bilmekle birlikte, çalışmaya ulaşabilmek mümkün olmamıştı bir türlü.
Bakanın açıklamasına göre birinciliği bir türlü bırakmadığımız AİHM’ de nihayet bu tasarıyla ikinciliğe ineceğimizin müjdesi veriliyordu. Bizi yıllardır birinci kılan kararlar, adil yargılanma ve etkin soruşturma hakkının ihlali, yargılama süresinin uzunluğu, kötü muamele ve etkin soruşturma eksikliğinden kaynaklanıyordu. Adalet Bakanlığı bünyesinde kurulan İnsan Hakları Daire Başkanlığı 2012 yılında yaptığı bir çalışma ile 1959 yılından 2011 yılına uzanan 52 yıllık AİHM ihlal kararlarında Türkiye’nin “Etkin soruşturma yokluğu” nedeniyle 135 kez, “Özgürlük ve güvenlik hakkı” konusunda 554 kez, “Adil yargılanma hakkı” konusunda 729 kez, “ifade özgürlüğü” konusunda 207 kez, “Toplantı ve gösteri yapma özgürlüğü” konusunda 53 kez, mahkum olduğunu, açılan davalarda mahkumiyet sayısı bakımından bütün ülkelerin üzerinde yer aldığını ortaya koymuştu.
Bu kapsamda tasarıda yer alan maddeleri gözden geçirmek gerekiyor. Tasarının ilk dikkatimi çeken maddesi elbette işkencede zamanaşımının uygulanmayacağını düzenleyen 7. Maddesi oldu. Türk Ceza Kanunu’nun ilk taslaklarında da bulunan bu cümle daha sonra yasadan çıkartılmış, yalnız insanlığa karşı suçlar kapsamında yer bulabilmişti. İnsan hakları örgütleri olarak o dönemde eleştirilerimizi ve önerilerimizi iletmiştik. İşkencenin aynı zamanda insanlığa karşı suçlar kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini de ifade etmiş ve tartışmalarımızı da bu temelde yürütmüştük. Türk Ceza Kanunu’nun yürürlüğe girmesinden 8 yıl sonra, insan hakları örgütlerinin o zaman da önerdiği bu düzenlemenin gecikmeyle gerçekleşmesi muhakkak ki sevindiricidir. Ancak bu düzenleme yeterli değildir. İşkence suçu ile ilgili bu değişiklik yapıldığında, değişiklik yürürlüğe girdiği andan itibaren işlenen işkence suçlarından dolayı zamanaşımı süresi işlemeyecek, fail ne zaman yakalanırsa yakalansın yargılanıp cezalandırılabilecektir, evet ama bu değişiklik, Anayasa m.38/2 ve Türk Ceza Kanunu’nun 7. maddesi uyarınca geçmişe etkili olmayacaktır. Üstelik bu ülkede ite kaka açılabilen davaların önemli bir kısmının işkence suçunu düzenleyen 94. maddeden değil de, 256. maddede belirtilen, “Zor kullanma yetkisine sahip kamu görevlisinin, görevini yaptığı sırada, kişilere karşı görevinin gerektirdiği ölçünün dışında kuvvet kullanması hâlinde, kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.” fıkrası kapsamında açıldığını düşünecek olursak, bu değişikliğin işkence suçunun cezasızlığında çok anlamlı bir değişikliğe yol açmayacağını da görebiliriz.
Mühürlü paketlerle ve hatta anlaşılan yakında TBMM kapılarını da mühürleyerek yapılacak çalışmalarla, yargının tam da bu nedenle doğrudan faili olduğu işkence suçunun etkili yöntemlerle soruşturulamamasını engellemek olanaklı değil.
TBMM kapılarını, o kapıların tek tek her çivisinde, tahtasında emeği ve vergisi ile asıl sahibi olan halklarına kapatmayı öngören bir bakış açısıyla kurdelelerini atlastan da yapsanız, nafile… Bu paketten de çıkmadı, çıkmaz insan hakları.
- İnadına tanıklık 05 Aralık 2024 04:41
- Çetelere bütçe 21 Kasım 2024 04:59
- Büyümeden annen sana, ölüm alacak 14 Kasım 2024 04:42
- Bu zamanda hekim olmak 07 Kasım 2024 04:43
- İnsan hakları mücadelesine devam 31 Ekim 2024 04:43
- Çeteler kol geziyor 24 Ekim 2024 04:43
- Kimi, niye aşağılıyoruz? 17 Ekim 2024 04:34
- Şiir yazmanın sorumluluğu 03 Ekim 2024 04:43
- Siyah çöp torbasına atılan insanlığımız 26 Eylül 2024 04:45
- Sistematik işkence 19 Eylül 2024 04:41
- Narin bir çocuk 12 Eylül 2024 04:43
- Savaş hesabı 05 Eylül 2024 05:26