10 Mart 2013 10:46

Vali gizliyor, hükümet destekliyor

Vali gizliyor, hükümet destekliyor

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Yok. Mümkün değil!
Biz de devlet asla suçunu kabul etmez. Suçüstü yakalansa bile.
Devletin bu refleksine geçen hafta Giresun’da bir kez daha tanık olduk.
Giresun’da, Keşap Fındık Üreticiler Birliği... Çocukların fındık bahçelerine girmelerine savaş açmış durumda.
Birlik bu savaşın bir parçası olarak bir çalıştay öncülük etti: “Çocuklar Bahçeye Girmeden 2013 yılı Eylem Planı Çalıştayı.”
Hollanda’da yaşayan gazeteci Mehmet Ülger’in hazırladığı… Urfa’dan fındık bahçelerine uzanan hayatı yansıtan belgesel de bu etkinlik kapsamında gösterildi.
İşte bu belgesel Vali Bey’i çok kızdırdı!
Vali Dursun Ali Şahin’e göre, durum “Mevsim Çocukları” adlı belgeselde anlatıldığı gibi değilmiş.
Vali beye göre… Tarım işçileri Güneydoğu’nun o sıcağından kaçarak… Adeta yayla havası teneffüs etmek için yarışarak… Koşarak, sevinerek tatil havasında geliyorlarmış.  Zinhar çocuk işçi çalıştırılmıyormuş.
Belgeselde görülen çocuklar kamera karşısına çıkmaya meraklı oyuncularmış.
Pes!
“Çocuklar bahçeye girmesin” diye muazzam bir kampanya yürütülüyor.
Valilik buna destek veriyor (Sormadan edemiyorum: Olmayan şeyin kampanyası olur mu sayın Valim).
Fındıkta çocuk işçi çalıştığını bilmeyen yok. Ama yine de vali inkar ediyor.
Bildik, çok tanıdık bir devlet refleksi!

HARÇTAKİ KANA NE DEMELİ?

Sadece fındık bahçesinde mi?
İnşaatta, tekstilde, madende, sokakta…
Vali inkar ederken Bolu’da bir inşaatta çalışan çocuk inşaatın tepesinden kafa üstü yere çakıldı. Ve hayatını kaybetti.
Adı: Serkan. Henüz 16’sında…
Samsun’dan gelmişti inşaatta çalışmak için Bolu’ya…
Dünyanın dört bir yanındaki akranları gibi… Okulda değil işte. Ve iş kazası geçirmiş 10 binlerce akranıyla aynı kaderi paylaşarak şimdi mezarda.
Çocuk işçiliği gizlenemeyen bir dünya gerçeği artık…
Daha 10 gün önce insan hakları örgütleri sokaktaydı. Hükümetlere baskı yapmak için. ILO’nun (Uluslararası Çalışma Örgütü) hazırladığı sözleşmeye imza atmalarını sağlamak için.
183 üyesi bulunan Birleşmiş Milletlere bağlı ILO’nun 2011 yılında hazırladığı sözleşmeye kaç ülke imza attı dersiniz?
Sadece 4. İtalya, Filipinler, Uruguay ve Mauritius.
Çocuk işçiliğinin engellenmesini öngören… Çalıştırılacak işçiler için yaş sınırı getiren…
Ve çalışma saatlerini düzenleyen bu sözleşmeden neden uzak durulur ki?

19. YÜZYILA DÖNÜŞ

Cevabı vermeden önce Marx’ın Kapital’in birinci cildindeki tespitlerini hatırlamakta fayda var.
Makineleşme kas gücünü vazgeçilmez bir öğe olmaktan çıkarır. Kasları zayıf, vücut gelişmesi eksik, ama eklem ve organları kıvrak işçileri çalıştıran bir araç halini alır.
Bu nedenle de kadın ve çocuk emeği, makine kullanan kapitalist için aranan ilk şey olmuştur.
Niye?
Küçük parmaklar makine dişlisinin arasına daha çok girsin, daha çok üretim olsun diye… Üstelik de daha ucuz olsun diye…
1847 yılında İngiltere’de 18 yaşın altındaki çocukların çalışma saatlerini 11 saatin altına düşürmek için bir yasa teklifinde bulunulmuştu!
Demek ki, çocuklar bile 11 saatten fazla çalışıyormuş.
Kadınların ve on yaşından küçük çocukların madenlerde çalışmasının yasaklanması tartışılıyormuş.
Tarih, kapitalizm koşullarında tekerrür edip duruyor.
Gelinen noktada kapitalizmin çocuk işçiliği sorununu yeniden ürettiği görülüyor.


HOŞ BİR KESİT!

Bolu İzzet Baysal Üniversitesi’nde de çocuk işçiliği üzerine bir söyleşi gerçekleştirildi…
Gerçekleştirenler KESİT (Kültür Edebiyat Sanat ve İletişim Topluluğu) isimli bir öğrenci topluluğu.
Katılımcılar ben ve ‘Mevsim Çocukları’ belgeselinin yönetmeni Mehmet Ülger.
Gençlerle konuştuk!
Çocuk işgücünün tamamen yasaklanmasına yönelik karar alınsa dahi, ucuz emek üzerine kurulu bir sistemde çocuk işçiliğinden asla vazgeçilmeyeceğini…
Birilerinin zenginliğine zenginlik katan böylesi ucuz emek birikim rejiminde yoksullaşan emekçi ailelerin kadını, erkeği ve çocuğuyla çalışmak zorunda bırakıldığını...  Ne kırmızı ışıkta cam silen, sokakta selpak satan çocukları… Ne de madende, tekstilde çalışan çocuk işçileri ‘cani’ ebeveynlerinin yaratmadığını…
Özellikle sosyoloji öğrencilerinin katkılarıyla da… Kürt çocuk işçi meselesinde bütün sosyo-ekonomik koşulların yanı sıra kültürel boyutun da göz ardı edilmemesi gerektiğini…  Üniversiteye yakışır bir olgunlukta ve düzeyde tartıştık.
Böylesi sorunlara duyarlı olması gereken üniversitelerin üç maymunu oynadığı bir dönemde çabalarından dolayı KESİT üyelerine tebrikler…


HÜKÜMETİN GÖZÜ KARALIĞI

Giresun Valisi çocuk işçiliğini reddededursun hükümet iş cinayetlerinde ölen işçilerin “yaşını daha da düşürecek” bir düzenlemeye imza attı.
Çalışma Bakanlığı, 16 yaşından gün almış çocukların artık ağır işlerde çalışmasının önünü açtı.
‘16 Yaşını doldurmuş Fakat 18 Yaşını Bitirmemiş Genç İşçilerin Çalıştırılabilecekleri İşler’ içinde artık ağır işler de var.
Kiremit, tuğla, ateş tuğla işleri gibi… Parafin ve plastik imalatı gibi kimyasal ve tehlikeli işler gibi… Selüloz üretimi gibi ağır işler gibi…
Genç ve ucuz iş piyasası kurmakta kararlı olan hükümete yakışır.
4 yıllık temel eğitimin ardından yoksul çocuklarını meslek liselerine…
“Çıraklık” adı altında sermayenin hizmetine koşmayı planlayan…
4+4+4 kesintili eğitimin derin stratejisini hatırlayınız. Çok çocuk propagandasını hatırlayınız.
Stajyerlerin ücretlerini asgari ücretin üçte biri düzeyine indiren düzenlemeyi hatırlayınız.
Başbakanın çok çocuk yapmayı öğütlerken sıraladığı ekonomik gerekçeleri de üstüne ekleyiniz.
Fotoğraf çok net değil mi?

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa