Tanrıların tanrısı Zeus ve tanrı gözdeleri
Çoook yıllar önce Tanrılar, “Titan” denilen devlermiş. Birçok Titan varmış. Ama sonunda, herhalde iç çatışmalardan iki Titan kalmış: Kybele ve Kronos… Kronos, Kybele’nin ona doğurduğu çocukları yer, yutarmış. Kybele yeryüzünü, Kronos zamanı temsil edermiş… Bir gün Kybele’nin, “Zeus” adını verdiği bir oğlu olmuş. Kybele, Kronos’tan kurtarmak için Girit’teki İda Dağı’nın Dikte Mağarası’nda doğurmuş ve büyütmüş.
“Tanrıların Anası” Kybele’nin oğlu Zeus büyüyünce Kronos’u devirmiş ve sürgüne yollamış. Zeus’un günlerinde birçok Tanrı varmış.
İşte bir gün, Zeus bu Tanrıları çağırmış yanına, “Hadi çocuklar,” demiş, “Antalya’daki Olympos Yolu’na gidelim, sonra da Akdeniz’in serin sularına gireriz.”
Başlarında Zeus, hemen arkasında Hera, Poseidon, Apollon, Artemis, Aphrodite, Hermes, Ares, Hestia, Hephaistos, Athena ve Hades olmak üzere tüm gözdeler yer almışlar.
“Tanrıların Tanrısı”ndan başlamak üzere, sırasıyla bu Tanrıları kısaca tanıtmak istiyorum.
ZEUS: En Baba Tanrı. Ekmeği, nimeti veren O. Çok güçlü, başını bir sallarsa evren altüst olurmuş. Sakallı, sakin ve vakur olan Zeus, Yunanistan’daki Olympos Dağı’nda otururmuş. Ayrıca Anadolu’da yazlık ve kışlık 20 kadar dağı varmış.
HERA: Bu Tanrıça, Kybele’nin kızı, Zeus’un kardeşi ve karısıdır. Zeus’la hep kavga edermiş. Hera evlenmenin, evli kadınların, doğumun ve ebeliğin koruyucusudur. Sık sık, “Üç-beş çocuk yetmez, daha fazlasını yapın ki, Tanrıların sayısı azalmasın,” der. Doğum Tanrıçası Eileithyia da Hera’nın kızıdır.
POSEİDON: Huysuz bir Tanrı. Evi, Milet’le Efes arasında Mykale burnunda imiş. Poseidon Denizlerin ve Depremlerin Tanrısıdır. Su ve toprak dalgalarını o ayarlarmış. Ayrıca atlarla da ilgilenirmiş. İnsanlara atı veren oymuş. Bazı insanları 30 yıl at üstünde tutarmış, bazılarını da 30 saniye içinde attan atarmış.
APOLLON: Hastalıkları iyi eden bir Tanrıymış. Yunanistan’da Delphoi ve Delos’ta iki evi, Anadolu’da Patara, Didyma ve Klaros’ta da 3 yazlığı varmış.
ARTEMİS: Ay Tanrıçasıdır. Avcı olup, peri kızlarıyla birlikte avlanırmış. Bundan dolayı yabanların sahibiymiş. Tek evi varmış, Anadolu’da, Efes’te.
APHRODİTE: Güzellik ve sevgi Tanrıçasıdır. İki özelliği varmış. A.Urania, güzel sevgilerin, A. Pandemos da fuhşun Tanrıçasıymış. Kocasını Ares ile aldatmış.
HERMES: Zarif bir delikanlı olan bu Tanrı, Tanrıların en kurnazıdır. Hırsızların piri olup, ticaretin Tanrısıdır. Ayrıca ek iş olarak ölüleri alt dünyaya götürmektedir.
ARES: Savaş Tanrısıdır. İşi hiç eksik olmamaktadır. Daima savaş alanlarında olduğu için evsiz, barksızdır.
HESTİA: Ailelerin dumanlı ocaklarının Tanrıçasıdır. Gittiği her evde, her kentte ona bir ocak armağan edilirmiş.
HEPHAİSTOS: Ateş ve zanaatlar Tanrısı olduğundan dolayı demircilik yapar. İşçilerin dostudur. İşyeri yanardağların altındadır. Altından imal ettiği, Kyklopos denilen, insan biçiminde işçileri vardır.
ATHENA: Kadın işlerinin ve sanatların koruyucusu olan bir Tanrıdır. Çeşitli işler yapar. Şehir koruyucusu da olmuştur, savaşçılık da yapmıştır. Çok ünlü bir at binicisidir. Bu konuda birçok ünvanları ve ödülleri varmış.
HADES: Yer altı Tanrısıdır. Yani açıkcası, ölümden sonra ölülerin ve ölüler ülkesinin Tanrısıdır. Karısı Persephone de Ahret Kraliçesiymiş… Hades, Yer altı Tanrısı olduğu için yerin altından çıkan madenler sayesinde büyük bir servet sahibi olmuştur…
İşte Tanrıların Tanrısı Zeus’un öncülüğünde bu Tanrılar ekibi, Olympos Yolu’ndan geçerek Akdeniz’e dalmışlardır. Ki bu yolda bugün, her yaz on binlerce insan yürümektedir… Tanrılar gibi…
........
İki açıklama:
1) Sevgili Yaşar Atan’ın sahasına kıyısından, köşesinden girdim, affola… Bu yazıda geçen isimler ve özellikler için Halikarnas Balıkçısı’nın “Anadolu Tanrıları” (Yeditepe Yayınları, İstanbul, 1975) kitabından yararlandım.
2) AK MEB’in “Tanrı” sözcüğünü “Allah” diye düzelten ve uydurukçuluk örneği veren muhteşem beyni, inşallah bu “Tanrı”sı bol olan yazının “Tanrı”larını görmez. Görürse eğer, sanırım çılgına döner. Hele bir de düzeltmeye kalkarsa, örneğin Tanrıça Afhrodite’yi… Neyse…
EVRENSEL'İNMANŞETİ

101 milyarlık gasp
Enflasyonla mücadele adı altında uygulanan Erdoğan-Şimşek programı, enflasyonu düşürmüyor ama ücret ve maaşları acımasızca ezmeye devam ediyor. DİSK-AR’ın araştırmasına göre sadece iki aylık enflasyon nedeniyle işçilerin, memurların ve emeklilerin cebinden en az 101 milyar lira çalındı. “Enflasyonun nedeni ücret zamları” yalanının foyası da açığa çıktı.

Jandarma gözetimde ağaç katliamı!

Hem bulunamıyor hem de pahalı

Kamu emekçisine zorunlu oruç

Evrensel'i Takip Et