Son dönemece girerken

Türkiye ligi, futbol kalitesi açısından üst düzey bir lig olmasa da, zor ve sert bir lig olduğunu kabul etmek gerekir.  Avrupa’nın pek çok liginin aksine şampiyonluk mücadelesinin son haftalara kadar sürmesi, heyecanında eksik olmadığının bir göstergesi. Her ne kadar, her hafta, futbol adına,  önümüze, yeşil sahada oynanan oyun dışında,  bir menü sunuluyor olsa da, futbolu sevenler açısından heyecanın keyfini çıkarmak gerekiyor.
Galatasaray’ın evinde yenildiği ve Beşiktaş’ın deplasmanda berabere kalarak puan kaybettiği haftada, Fenerbahçe’nin Bursaspor’u yenmesi şampiyonluk yarışını, ligin bitimine 9 hafta kala yeniden kızıştırdı.
Ligin kaderini belirleyecek en önemli faktörlerden biri düşme hattındaki mücadele olacak. Akhisar ve Mersin İdmanyurdu’nun artık işi çok zor olsa da, 3 puanlık sistemde, hala ligde kalmak için az da olsa şansları var. Ancak esas büyük mücadele düşecek üçüncü takımın belirlenmesinde olacak. Ligin 7. sırasında bulunan Kayserispor ile 16. sırasında bulunan Gaziantep arasında sadece 7 puan fark var. Üst üste iki yenilgi alacak sürpriz bir takımın bir anda kendini düşme hattında bulması hiç şaşırtıcı olmaz. Ligin zirvesi için oynayan takımlar ile düşme hattının hemen üzerinde olan takımların önümüzdeki haftalarda kendi aralarında yapacakları maçların kıran kırana geçeceğini görmek için kahin olmaya gerek yok.
Zirve yarışının iki önemli favorisi olan Galatasaray ve Fenerbahçe’nin Avrupa serüvenleri de ligin kaderinde önemli bir rol oynuyor. Bu satırlar yazıldığı sırada, Galatasaray Schalke’yi eleyip adını çeyrek finale yazdırdı. Bu akşam Victoria Plzen ile rövanş maçına çıkan Fenerbahçe’de, bir aksilik olmazsa, adını çeyrek finale yazdıracak gibi gözüküyor. Her iki takımın maç trafiği göz önünde bulundurulur ise, zorlu geçecek önümüzdeki 9 haftalık süreçte kadrosunun gücünü koruyan takımın avantaj sağlayacağı bir gerçek.  Üç kulvarda devam eden Fenerbahçe açısından önümüzdeki haftalarda 50 maç seviyesini aşacak futbolcu sayısının artması bir dezavantaj gibi gözükse de, kadro derinliği açısından rakibinden bir adım önde olması dengeyi sağlayacaktır.
Artık son dönemece girdiğimiz ligde, keyifli bir rekabet izlememiz açısından en büyük görev ise futbolu yönetenlere düşüyor. Adil olmalarını, eyyam yapmamalarını, “derin pazarlıklara girmemelerini” istemenin pek bir anlamı yok. Gece yarısı operasyonları ile fikstür değiştirmek gibi ucuzluklara girmesinler, önümüzdeki 9 hafta boyunca ellerini futboldan çeksinler yeter.