Önü, arkası ve daha neresi
“Oluyor böyle şeyler” diyerek alıştırdım kendimi istemediğim şeyi yapmaya. Alıyorum kağıdı kalemi elime; geçiyorum pencerenin önüne, dökülüyorum kağıdın üzerine üzerine. Evet, bütün uygulayımsal gelişmelere karşın ben kalem ve kağıt kullanıyorum yazarken.Tek gelişme masa başından cam önüne geçmem. Orada yazıyorum; sonra da bilgisayara aktarıyorum.
Benim işim olmadığı için istemediğim şeyi yapmaya ben de alıştım. Karşılaşma yazmama düşüncesindeydim; yazmıyordum da; ama kimi zaman özellikle de kimilerinin derbi dedikleri karşılaşmalar olduğunda yazmaktan alıkoyamıyorum kendimi. Yine öyle oldu… Kara Kartal’ ın Sarı Kanarya ile oynaşması birilerinin bana istediğim ortaları yapmasını saağladı. O ortaları değerlendirmemek olmazdı.
Birden bire geriye çekilen Erdoğan Arıkan’ ın deyişiyle karşılaşmanın önünden başlayacağım. Dikkat edin ama öncesinden değil, önünden. Karşılaşma dediğin de anlık bir olay değil de Mithatpaşa Stadyumu’ nun ta kendisi sanki. Hani önüne gidilip arkasına dolanılınca, önü arkası belli bir şey düşünüyor insan. Her karşılaşmaya; özellikle de büyük olanlarına bir kulp takmak da usta olan anlı şanlı basınımız, öncesinde yazılanları irdelemeye kalktığım bu karşılaşmaya da İnönü’deki son derbi dedi, çıktı işin içinden.
Karşılaşma öncesinde her bir şey bir kez daha ortaya döküldü, saçıldı. Sanki bir önceki karşılaşmada her şey bir eksiğiyle sayılıp dökülmemiş gibi. Ama bu kez Mithatpaşa’ nın yıkılacak olması ayrı bir önem kazandırıyor ve özel bir anlam yüklüyordu olacaklara. Mithatpaşa dediğim de, İnönü ve Dolmabahçe denilen oyun alanın eski adlarından biri. Nereden çıktığına gelince…
Haberciliği; hele de gereksiz gördüğü izlenimini hep veren spor haberciliğini hiç beceremeyen gazetenin birinde “Dolmabahçe’ de son büyük dans” başlıklı haberin içinde, dışında bir Dolmabahçe , bir İnönü denilirken ben de Mithatpaşa’ yı da anımsatayım istedim. Olur ya bir başka yazıda üç adınını da kullanmak isterlerdi oyun alanının. Aslında satılmış adları da vardı da birilerinin tanıtımını yapıyor olmamak için anmadım onları. Ama başkaları rahatlıkla kullanabilir, daha önce yaptıkları gibi.
Sanki ayrı yerlermiş gibi kullanılmıştı üstelik stadın son ve önceki adları. “İnönü Stadı’ndaki…”, “İki ekip arasında Dolmabahçe’de…”, Öte yandan, iki takım arasında İnönü Stadı’ nda…”, “Dolmabahçe’deki…” sözleriyle başlayan anlatımlardan başka anlam çıkarılamazdı da Mithatpaşa’ nın ve satılmış diğer adlarının kullanılmaması sorgulanabilirdi belki. İşte bunun için çıktı Mithatpaşa ortaya.
Haberdeki tek yanlış bu da değildi üstelik. Her karşılaşma öncesinde yeniden dökülen yengi, yenilgi, gol sayısına ilşikin bilgiler, üç beş aylık sürede akaryakıt ederleri gibi durmaksızın artmış gibi bir kez daha dökülüyordu ortaya. Yalan yanlış hemde. Örneğin şöyle bir bilgilendirme (!) de vardı Dolmabahçeli, İnönülü doldurma haberin içinde: “43 gol attı, 59 gol yedi Beşiktaş, son 35 lig derbisinde rakiplerine toplam 43 gol attı, kalesinde ise 59 gol gördü.” Böylesine dar bir alanda bilginin böylesine dolandırılarak, yinelenerek verilmesi okuyanın anlayamayacağı kuşkusundan değilse, 35 rakamına ilgisiz kalınmış olunmasının ezikliğinden olmalı diye düşünüyorum.
Bu tür şeyler vardı o büyük büyük karşılaşmanın öncesinde. Yani önünde. O karşılaşmanın sonuna ya da arkasına , yani sonrasına gitmedim artık. Öncesinde gördüklerim duyduklarım yetmişti bana. Artmıştı da üstelik. Ama sonrasında da bir şey öğrendiğimi göğsümü gere gere söylemeliyim. O son karşılaşma sonrası akcamda TRT 1’ in Stadyum’ u ile TRT Spor’ un Futbol Ateşi arasında geçgeçlerken TRT Haber’ e yolum düştü. Orada da, yani bir haber kanalında da “Seviyeli Futbol” diye bir izlenceyle tanıştım. Yeni görüyordum; ama varlığından çok adı şaşırttı beni: Seviyeli Futbol. Seviyesi nereden geliyordu, izlemediğim için öğrenemedim; ama ağır abi kılıklı sunucunun varlığından olabileceği izlenimi edindim. Ayaktopunda bir düzey (!) arayanların bilgisine ve aynı saatlerde üç ayrı kanalda hangisinin daha düzeyli olduğu bilinmeyen üç ayaktopu izlencesi sunanların mantığına sunarım.
EVRENSEL'İNMANŞETİ
![Marmaris Turgut Koyu’nu kurtaran mahkeme kararı: “ÇED gerekli değildir” kararı iptal](https://staimg.evrensel.net/images/840/upload/dosya/284338.jpg)
Marmaris Turgut Koyu’nu kurtaran mahkeme kararı: “ÇED gerekli değildir” kararı iptal
![Kaynak sağlığa, eğitime değil sanayiye aktı](https://staimg.evrensel.net/images/840/upload/dosya/254547.jpg)
İletişim Başkanlığı deprem raporu: Kaynak sağlığa, eğitime değil sanayiye aktı
![Çayırhan işçilerinin özelleştirmeye karşı yürüyüşü devam ediyor:](https://staimg.evrensel.net/images/840/upload/dosya/284233.jpg)
Özelleştirme karşıtı yürüyüş sürüyor: Eylemler üretimi de etkilemeli
![Diyarbakırlı işçiler sürece ilişkin temkinli, iktidardan umutsuz](https://staimg.evrensel.net/images/840/upload/dosya/280807.jpg)
Evrensel'i Takip Et