15 Mart 2013 11:37

Dikmen modeli çözüm

Dikmen modeli çözüm

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Kentsel dönüşüm adına gerçekleştirilen gecekondu yıkım çalışmalarında Dikmen ilginç bir tabloyu ortaya çıkardı.
Daha insani koşullarda yaşamak nasıl bir haksa, şehrin arazisi üzerinden elde edilmek istenen ranta karşı durmak da bir hak hatta sorumluluktur.  
Kentsel dönüşüm  adına yapılmak istenenin faturasını toplumun her kesiminden gecekondu sakinleri yaşıyorlar. Sadece Ankara’da Mamak, Solfasol  ve Dikmen semtleri bunun çok açık örnekleri. Ankara 1970’li yıllar ve öncesinde aldığı göç itibarı ile Anadolu’nun farklı kültürel kimliklerini yansıtır. Şehrin kuzeyinde yer alan hava alanı yoluna daha çok muhafazakar, Sünni nüfus yerleşmiş ve son yıllarda TOKİ eliyle yürütülen yapılanma dolayısı ile o bölgede on yıllardır yaşayan insanların imarlı arazileri neredeyse Çubuk barajına kaydırılmıştır.
Dikmen ise daha çok Alevi ve sol nüfusun yoğun yerleştiği bir bölgedir.
Dikmen’de kalan son gecekonduların yıkımında yaşanan görüntüler yazımızın asıl konusunu oluşturuyor. Yıkım işinin içinden çıkamayan belediye, konuyu taşeron firmaya havale etmiş ve başkentin göbeğinde bu nedenle tam bir meydan savaşı yaşanmıştır.
Ellerinde pompalı tüfeklerle yıkım için direnenleri geri püskürtmeye çalışan firma yetkililerine polis karakolundan müdahale edilmemiş olması da Türkiye’ye özgü bir serbest piyasa çözümü olsa gerek.
Ben bu görüntüleri izlediğimde sadece kentsel dönüşüm için yıkım işinin değil tüm zor işlerin özel şirketlere havale edilmesinin mantığını daha net hissettim. Neden artık dünyada özel güvenlik şirketlerinin savaş ekonomisi içinde önemli bir ağırlık oluşturmaya başladığını daha yakından görmüş oldum.
Bir taraftan baskıcı hatta otoriter yüzü gün geçtikçe kendini hissettiren bir devlet profili, diğer yandan her konuyu ticari kar mantığı içinde ele almaya yatkın bir özel teşebbüs ruhu.
İnsanlık, bu utanç verici gidişe bir an önce müdahil olup engellemeyi  başaramazsa, hayatın her alanı denetim ve kontrol altına alınmakla kalmayacak, belki modernleşmenin bir gereği olarak, özel sektör, bürokratik devleti aratacak vahşiliği, kar hırsı ile topluma reva görmeye başlayacak.
Lafı daha fazla uzatmayalım. Oldu olacak ihtilaflı tüm konuları yavaş yavaş özel sektöre havale eden adımları tartışmaya başlayalım.
Kürt sorununun çözümü için müzakere yeteneği olan girişimler, ihale ile konuyu üstlensinler ikna edemediklerinde de özel savaşı “yap-işlet-devret”  modeli ile finans etsinler.

evrensel.net
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa