Hekim yazarlar
Ben gazetemizin yazarı Zeki Gül’ün anlatım akıcılığına hayranım. Gençlik dönemimizde üniversitelilerin güzel sanatların hemen her koluyla ilgilenmesi olağandı. Mesela genç denecek yaşta yitirdiğimiz Prof. Üstün Korugan aktörlüğü ciddiye alanlardandı. Oğuz Aral’ın mim grubuyla Türkiye turnesine çıkmıştı. Çanakkale’de gençlik tiyatrosu kurulmasına öncülük edenlerdendi. (Elinde bu tiyatroyla ilgili bilgi ve malzeme olanlar bir kopyasını bana yollayabilir mi, yitmesin..)
Hekim yazarların en ünlüsüdür Anton Çehov. 29 Ocak 1860 ’da, Taganrog’da (Rusya) doğdu, 15 Temmuz 1904, Badenweiler ’da (Almanya) öldü.
Babası bakkalmış, ona sık sık yardım eder, eğitimini aksatırmış. Ailesi ‘ya göçtüğünde, ağabeyi ile birlikte Tagangrog’da kalarak liseye devam etti. Üç yıl, kendi hayatını kendi kazandı. Öykülerinde çocuklara geniş yer verir, hüzünlü, incinmiş çocukları anlatır.
Bizim hekim şairlerimizden en sevdiğim insan Ceyhun Atuf Kansu’ydu. 7 Aralık 1919 günü doğmuş. Babası, milletvekili ve eğitimci ’dur. Annesi eğitimci Müfdale Hanım, bir yetim yurdunda yöneticiyken apandisitinin patlaması sonucu ölmüş. Cenazesini dostları kaldırmış.
Ceyhun Atuf bebek yaşta (1921‘de) babasıyla Ankara’ya gitti. ’nde öğrenim gördü. Sonra yla ilgilendi. Şiirleri toplumcudur. Kızamuk Ağıdı’nda konuşan “kış güneşi”dir “Habersiz hepsi kızamıktan ve ölümden, /kirli yüzlerinde açan ölümden habersiz /ve düşmüş bir gül oluyorlar birden, /bebekler ölüveriyorlar, ölümden habersiz. /.../ Ah, ben bir gün tepelerden, tepelerden,/ varıp önünüze, önünüze dikilip duracağım, /aydınlardan, hekimlerden, öğretmenlerden, /bir gün soracağım, bu çocukları soracağım. //.../Ben bir günde yirmi üç küçük ölünün /gömüldüğünü gördüm bu köyde kızamıktan, /ya siz ne gördünüz, söyleyin, söyleyin/ bir şey söyleyin uzaktan.”
Anadolu’da çocuk bakımıyla ilgili 3 kitabı var. Etimesgut Şeker Fabrikası’nda çocuk doktoruyken öldü.
Tanıdığım ve sevdiğim bir başka hekim yazar Muzaffer Hacıhasanoğlu’ydu. ’te, ’da doğdu. Hacıhasanoğlu öykü, roman, şiir ve denemelerinde kasaba insanının sorunlarını, aile ve toplum ilişkilerinin sağlıksız yanlarını işlemiştir. ’te, ’da öldü.
Tıp Fakültesi’ni bitirdi. 1948–53 arasında Anadolu’nun çeşitli il ve ilçelerinde sıtma savaş hekimliği ve hükümet tabipliği yaptı. 1953–57 arasında uzmanlık eğitimi gördü. Tosya Devlet Hastanesi’nde iç hastalıkları uzmanı olarak çalıştı. Malatya Sosyal Sigortalar Hastanesi’nden 1973’te emekli oldu.
Genellikle klasik öykü anlayışına bağlıydı. Romanlarında ve öykülerinde toplumsal sorunlara ağırlık verdi. Hacıhasanoğlu’nun, birçok romanı gazetelerde tefrika olarak kaldı.
Eller (1979) adlı yapıtıyla Öykü Ödülü’nü aldı. Evlerde Sevgi Yoktu, ölümünden sonra kitaplaştı: “Babam sever miydi bizi? İnsan benim dediği şeyi sevmez miydi? Benim oğlum, benim karım, benim kızım, benim, benim, benim... Benim bir uçurtmam vardı. Kendim yapmıştım. Değişmezdim en güzel uçurtmalarla. Benim’di. Benim babam içerdi, döverdi beni, sevgisi gözlerindeydi. Benim babamdı. Evlerde yuvalanır sevgi değil mi?(...) Hep aynı şarkıyı söylüyoruz üstelik.”
Tanıdığım hekim yazarlardan yitirdiklerimizin sayısı buncacık değil. Halil İbrahim Bahar, Müeyyet Boratav, Sevim Belli, Hikmet Kıvılcımlı... Edebiyatın anlatım gücünü tıbba, tıbbın gözlemini edebiyata ekleyenler onlar. Nasıl sevmezsiniz.
Evrensel'i Takip Et