29 Nisan 2011

Suriye Türkiye’yi dinleyecek mi?

Türkiye, Suriye’ye tam ne öneriyor? Batı Suriye’den ne istiyor  Suriye halkı ne bekliyor ve neye karşı çıkıyor?
Bu soruların ışığında düşündüğünüzde Suriye yönetiminin hangi adımları atabileceği ya da hangi noktaya gelmeyi asla kabul etmeyeceğini daha kolay analiz edebiliriz?
Hafız Esad’ın ölümünden sonra Suriye’de neyin ne kadar değiştiğini doğru değerlendirmeliyiz. Görünüm ve imaj değişikliğinin rejim değişikliği anlamına gelmeyeceğini gerilimli dönemlerde daha net görürüz. Baskıcı devlet aygıtlarının performansından hiçbir şey kaybetmediğini, toplumda azıcık kıpırdanma başladığında eski alışkanlıkları ile refleks vermekten geri durmadığını kolayca görmekteyiz.
Dış dünya ile birlikte halkın bir kısmının gözünü boyama kabilinden demokratikleşme adımları, böyle dönemlerde anlamsızlaşır. Sokak gösterilerine müdahale biçimi, tutuklama ve yargılamaya ihtiyaç bırakmayacak yöntemlerle seyrettiğinde, değişim yolunda bir arpa boyu yol alınmadığını ifade edebiliriz.
Suriye elbette sadece Suriye değildir. Lübnan’dır, İran’dır, Filistin’dir ve nihayet en azından Kürtleri ilgilendirdiği kadar Türkiye’dir. Bu nedenle Suriye cürümünden çok yer yakmaya aday bir coğrafya konumundadır. Batı için önemli bir laboratuvar, İran için ileri karakol , Türkiye için güvenlik tamponu olarak görülmesi hem zor ve sancılı bir sürecin yaşanacağını hem de tetikleme gücü yüksek gelişmeleri beraberinde getirebileceğini söyleyebiliriz.
Bütün bu gerçekler çerçevesinde yeniden soralım. Suriye Türkiye’yi dinler mi?
Benim buna verebileceğim en kestirme cevap, iş işten geçtikten sonra “evet” biçiminde.  Türkiye’nin taleplerinin makul ve de orta yol niteliği taşıması kolay kabul edilebilir olacağı anlamına gelmiyor. Aksine bıçak sırtı ve kritik eşik niteliği taşıyacağı için en son göze alınacak hamleler olarak görülebilir.
Arabuluculuğa dayalı dış politika misyonunun hiçbir anlam ifade etmeyeceği bir dönemin içine sürüklendiğimiz halde bu yaklaşımla güç elde etmekte ısrar edenler her an ittihatçı maceraların içine çekilebilirler.

evrensel.net

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Yüzsüzlük seferberliği

Yüzsüzlük seferberliği

“Vergide adalet” sözünü ağzından düşürmeyen Maliye Bakanı Şimşek’in başlattığı seferberlikten yine sermayeye kıyak çıktı. Bütçede sermayeden alınacak 2.2 trilyon TL vergi gelirinden vazgeçen iktidar, trilyonlarca liralık gelir elde eden 100 şirketin, 62.5 milyar liralık vergisini erteledi. Yüksek enflasyon nedeniyle Türkiye’nin en zenginleri listesinde yer alan patronların ödeyeceği vergi kuşa dönecek.

Borsa İstanbul’da işlem gören ve 2024 yılında 3.6 trilyon TL gelir elde eden 100 büyük şirketten 62.5 milyar TL tutarında vergi tahsil edilmedi.

Türkiye’nin en zengin 10 ismine ait sadece 8 şirketin toplam 18 milyar TL’lik vergi borcu ertelendi.

Çevre Bakanı Kurum’un Emlak Konut Genel Müdürlüğü döneminde özelleştirilen Emlak Konut’tan tahsil edilmesi gereken 6.9 milyar TL tutarında vergi alacağı ertelendi.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
MEB’in tarikatlardan sonra Ülkü Ocaklarıyla protokol imzalamasının ardından Ülkü Ocaklarının okullarda düzenlediği etkinliklerin propaganda ve eleman kazanmaya dönüştüğü iddiaları gündeme geldi

Evrensel'i Takip Et