22 Mart 2013 10:31

'Silahları yandırın'

'Silahları yandırın'

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Barış sözcüğüyle simgelenen yaşam biçimi, gerçekleşmesi güç bir düş müdür? İnsanlar, farklılıklarına karşı kardeşlik ve barış içinde yaşayamaz mı; anlaşmazlıklarını konuşarak, görüşerek çözemez mi? Koca bir insanlık tarihi içinde neden bunca kan dökülmüş; toprak kadınların, çocukların gözyaşlarıyla sulanmış?
İnsanlık tarihinden günümüze savaşların nedenlerine baktığımızda sahip olma, hükmetme, kendi dinini kabul ettirme ve yayılmacılık hırsının öne çıktığını görüyoruz. Tarihteki imparatorluklar hep savaşlar, fetihler sonucu kurulmuştur… Osmanlı İmparatorluğunun üç kıtaya yayılmış olmasıyla övünülür hep. Nasıl yayılmıştır? Kendi ordusundan, savaştığı ülkelerden ne kadar insan ölmüştür? Kaç kadın dul, kaç çocuk yetim kalmıştır? İnsanlara acı çektiren, kan ve gözyaşı döktüren bu durum, gerçekten övünülecek bir şey midir?
Gün gelmiş, imparatorlukların kendi aralarındaki çıkar çatışmaları da savaşlara neden olmuştur. Yeryüzünde milyonlarca insanın yaşamını yitirmesine neden olan 1. ve 2. Dünya (Paylaşım) Savaşlarının da halkların elindeki zenginliklere sahip olmak isteyen emperyalist ülkeler tarafından çıkarıldığı bugün artık bilinmektedir. Son dönemde ABD emperyalizminin Ortadoğu’ya doğrudan müdahalesi, Irak işgali, benzer bir senaryoyu Suriye’de uygulamaya koyması da farklı bir amaç taşımıyor.
Savaşların en önemli nedenlerinden biri yaşanan ekonomik bunalımlar ve emperyalist ülkelerin ekonomik krizin bedelini halklara ödetme çabasıdır. Savaşları körükleyen en önemli nedenlerden biri de günümüzde devasa bir güce erişen uluslararası silah tekellerinin ürettiklerini tüketme isteğidir. Savaş olmazsa silah satılmaz; bu kadar basit! Bundandır komşu ülkelerin halklarının birbirine düşman edilmesi; sınır anlaşmazlıklarından, din, ırk, mezhep ayrımından doğan çatışmaların körüklenmesi… İşin ilginç yanı, silah tekellerinin birbiriyle savaşan her iki tarafa da silah satması… Emperyalist ülkeler, silah tekelleri sürekli silah sanayisine yatırım yapıyorlar; bilim insanları yeni silahlar buluyorlar. ‘70’li yıllarda ortaya çıkan Nötron bombası, binaları yıkmayıp eşyaya zarar vermediği ve yalnızca canlıları öldürdü için temiz bomba olarak nitelendirilmişti. O günden bu yana silah tekelleri boş durmadılar. İnsansız savaş helikopterleri, uzun menzilli tüfekler, toplar yaptılar. Bunlardan biri de 20 milyon beygir gücündeki cehennem topu, Fransa ve Alman ortak yapımı olan cehennem topunun adı Pegasus, yani ilham perisi!.. Peki ya, savaş tehdidiyle birbirine komşu ülkelerin topraklarına döşedikleri kara mayınları? 70’i aşkın ülkede toplam 115 milyon mayın döşeli. Bu ülkelerde sıcak savaş yaşanmasa da mayınlar hâlâ etkin ve insanlara zarar vermeyi sürdürüyor. Kara mayınlarının kurbanlarının yüzde 90’ını siviller ve çoğunluğunu çocuklar oluşturuyor.
Günümüzde artık biliniyor ki, savaşlarda kazananlar yalnızca silah tekelleridir, emperyalist güçlerdir. İşte o yüzdendir ki emperyalistler, silah tekelleri ve onların iradesiyle davranan yerel hükümetler barış istemezler. Barış, halkların isteği ve gereksinimidir. Savaşlarda ölen ya da öldürenler yoksul halktan emekçi çocuklarıdır. Savaşlar sonucunda daha da yoksullaşanlar emekçilerdir. İşte o yüzdendir ki ülkemiz halkları barış istiyor; yaşamdaki bütün değerleri üretmelerine karşın yoksulluk içinde yaşayan emekçiler, savaşın halklara baskı, zulüm ve kan getirdiğini bilen sosyalistler barış istiyor. Savaşlar sırasında şiddet gören, tecavüz edilen, eşlerini yitiren kadınlar; savaşta babalarını yitirdikleri için kimi sokaklara düşen, kimi sanayi sitelerinde kölelik koşullarında çalışmak zorunda kalan çocuklar barış istiyor. Gencecik çocuklarını savaşa kurban veren Türk, Kürt, Laz, Çerkes, Ermeni, Arap, Rum her ulustan analar barış istiyor. Bir Azeri ananın türküsünde dile getirdiği bu istek hepimizin dileği değil mi?
“Ana galbim odlanır söz düşende davadan
Bes değil mi ey insanlar, döküldü kan aktı kan…
Bes değil mi kara toprak su içti gözyaşından.

Yeryüzünde dostu olsun gene insan insanın
Galbimdeki bu arzu arzusudur zamanın.
Ben anayım bu sözümde yerin göğün derdi var.
Sulha gelin ey insanlar, yoksa dünya mahvolar..

Silahları yandırın arşa çıksın tütsüsü
Her obada her bir evde kanat açsın sulh sözü…
Yüzü gülsün insanların bayram etsin yeryüzü...”

evrensel.net
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa