Geçen hafta Ankara’da yedi yaşındaki bir çocuğun beyin ölümü gerçekleşti. Ölümün nedeni, Etimesgut ilçesindeki Elvankent İstiklal İlkokulu Öğrencisi Şükrü Salih Sağlam’ın üzerine, 300 kiloluk raylı demir kapının düşmesiydi.
Evrensel, Şükrü Salih’in beyin ölümünün gerçekleştiğini duyurdu (25 Şubat, s.6). Haberde ilköğretim okullarındaki kötü fiziki koşullar sonucu ortaya çıkan kazalara ve ölen çocukların sayısına da yer verildi.
Haberde son iki yılda yaşamını yitiren çocukların sayısının 15’i geçtiği ve ölen çocukların anne babalarının topladıkları 117 bin imza ile Nisan 2012’de Meclise başvurdukları da vurgulandı. Bir çocuğun üzerine demir kapının düşmesi sonucu beyin ölümünün gerçekleşmesi (hem de Başkent Ankara’da) iktidar yanlısı gazetelerde yer almadı.
***
Ahmet Yıldız’ın öyküsü de iktidar yanlılarınca pek önemsenmedi. Daha 13 yaşındayken okul masraflarını karşılamak için bir plastik fabrikasında çalışmaya başlayan ve pres makinesine kapılarak can veren Ahmet gibi kaç çocuk olduğu, çocukların neden yoksulluk içinde yaşamak zorunda oldukları yandaş gazetelerde sorgulanmadı.
Şükrü Salih’in beyin ölümünün ve diğer çocuk ölümlerinin iktidar yanlısı kesimleri rahatsız etmemesi hiç şaşırtıcı değil. Bu sessizlik aslında önemli bir gösterge. İktidardakiler tüm güçleriyle Türkiye’yi beyin ölümüne sürüklemeye çalışıyorlar.
***
AKP’nin Türkiye’de kurmaya çalıştığı düzende tersin düz gösterilmesi gerekiyor. Örneğin, camide veli toplantısı yapılması “topluma açılmak” olarak yutturulmak isteniyor. Geçen ay kimi gazetelere yansıyan ama iktidar yanlısı gazetelerin görmezden geldiği veli toplantısını Niğde Milli Eğitim Müdürlüğü düzenlemiş. Cuma namazının eğitim için çok önemli bir araç olduğunu düşünen Milli Eğitim Müdürü mikrofonu eline alarak bir vaiz gibi konuşma yapmış.
Camide veli toplantısı yapılmasını Mecliste gündeme getiren CHP İstanbul Milletvekili Sabahat Akkiray (Akkiraz), bu uygulamanın inançları “tek tipleştirme çabası” olduğunu ve eğitim sisteminin dini kurumlarla ilişkilendirilmesinin hayret ve ibret verici olduğunu söylemiş.
***
Tersin düz yapılmasına bir başka örnek, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’in bu ay başında asgari ücretle ilişkili sözleri. Bakan Çelik, asgari ücretle bir ailenin geçinebileceğini iddia etmişti. “Geçinemez diye bir şey yok, tabii geçinirsiniz. Niye geçinemeyeceksiniz? Eğer ona mahkumsanız 800 lira da büyük paradır. Geçinirsiniz. ... peynirin kilosunun fiyatı belli, ekmeğin fiyatı belli, yediğiniz zeytinin fiyatı bellidir. Bunu istismar etmemek gerekir.”
***
Tersin düz yapılması, kavramların içlerinin boşaltılması artık olağan. İktidardakiler tüm güçleriyle Türkiye’yi beyin ölümüne sürüklemeye çalışıyorlar. Yandaş medya bu çabayı sonuna dek destekliyor. Türkiye’yi talan cumhuriyetine çeviren iktidarı bu talandan beslenen şirketler de destekliyor.
Eğer bir bakan 800 liranın büyük para olduğunu söyleyebiliyorsa, şirketler de sattıkları ürünlerin aslında çok ucuz olduğunu neden söylemesinler? Neden tüketicilerin her yalana inanacaklarını düşünmesinler? Neden saçma sapan kampanyalar düzenlemesinler?
İşte örneği... Türksel, “Üniversite Sınavına Özel Paket Kampanyası” düzenlemiş. Üniversite sınavının ne büyük bir saçmalık ve adaletsizlik olduğu, gençlere nelere mal olduğu hiç önemli değil. Sanki bir maç oynanıyor. Türksel gençlere sesleniyor: “ Üniversite sınavının heyecanını rahat rahat yaşamak için günlük 100 SMS hediye! Hemen SINAVDAYIM yaz 2222’ye gönder bu fırsatı kaçırma.”
Durum bu. Asgari ücret büyük para. Türkiye’de ileri demokrasi var. Türkiye bölge lideri. Çocukların ölmesi önemli değil. Nasılsa her evden en az üç çocuk çıkacak. Türkiye’de daha nice çocuk var...
Çocukların beyin ölümü sorun değil, çünkü toplumun beyin ölümü isteniyor. Ama ne yaparlarsa yapsınlar, bu gerçekleşmeyecek çünkü mücadele sürüyor.

evrensel.net

Evrensel'i Takip Et