28 Mart 2013 11:13

Tarih ve kafa karışıklığı 2: Din, süt, tablet, örtü, mescit, okul

Tarih ve kafa karışıklığı 2: Din, süt, tablet, örtü, mescit, okul

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Akla hayale gelmeyen tartışmalara her gün bir yenisi ekleniyor. Bunlardan biri Sağlık Bakanlığının anne sütü bankacılığı ile ilgiliydi. Dindar bakanımızın da aklına gelmemiş olmalı ki kıyamet koptu. Hâşâ sümme hâşâ olamaz; hâşâ çocuğa farklı anne sütleri verilirse sütkardeşleri farkında olmadan birbiriyle evlenebilir, büyük günahlara girilebilirmiş. Anne sütü genetik ortaklıklar yaratıyormuş. Sanki benzer ot ve etleri yiyince genetik ortaklık olmuyor. Sanki insan türdeş değil. Din bu. Öyle dini, akıl ve hayata göre düzenleyemeyiz; aksine hayat, insan, akıl, eğitim dine uygun şekilde düzenlenecek. Koşulsuz iman edilecek. Beden ve akıl koşulsuz dinin emrine verilecek.
Süt tartışması bitmeden memurların örtünmesi, o da bitmeden tabletlerin dinden uzaklaştırdığı tartışmaları peş peşe geldi. Din dersleri, İmam Hatip Ortaokulları (4+4+4), 3 çocuk 5 çocuk, örtü, süt, evrim, kutlu doğum haftası, aile imamı, tablet tartışmaları yetmedi, şimdi de okullara mescit tartışması başlatıldı. Mescit de yetmez tüm okulların külliye tipi yapılara taşınması daha uygun olacaktır. Böylece bırakın Cumhuriyeti, Osmanlının ta 1773’lerde Mühendishane ile başlattığı modern okullar, hem de medreselerin geri kalması ve çağa ayak uyduramaması yüzünden açtığı ve desteklediği modern tip rüştiye (ortaokul), iptidai (ilkokul) ve idadiler (liseler) yeniden medreseleştirilmeye çalışılıyor.
AKP ve Memur Sen’in dindar gençlik projeleri, örtü ve dini eğitim çağrıları Türkiye veya Müslümanları, hele de kadınları ilerletmemekte, özgürleştirmemekte, aksine her şeyden önce çağlar ve kafalar karıştırılmakta, anakronizme düşülmekte, dahası çocuklarımızın zihni ve toplumun kolektif bilinci ele geçirip kontrol altına alınmaya çalışılmaktadır. Şuurlu bir nesil bir yana cahillik öne çıkarılmaktadır.
Tarih ve çağ karışıklığı üzerine notlara devam edeceğim. Başka karışıklıklar da var, daha sonra tartışmak üzere önce bunları not edelim.
Ana tartışmalardan biri metafizik bir “kutsal/Tanrı” sorunudur. Böyle bir “metafizik/dış/üstün” varlık var mıdır? Varsa bile bilinebilir mi? Bu “üstün varlık” sorunu genelde agnostisizme varmaktadır.
İkincisi kutsalın/dinin insanın özünden olup olmadığıdır. Bunlardan biri akıldan kaynaklanıp kaynaklanmadığı; diğeri psişik alana ilişkin olup olmadığıdır. Dinin insan aklı ve/veya insanın psişik özüne ilişkin olduğunu ileri süren bazı görüşler de olmakla birlikte, bu özcülük savı da çok tartışmalı olup dahası inanma ile imanın karıştırılması üzerine bina edilmeye çalışılmaktadır. İnanmayı bilemem ancak henüz imana dair bir “ortak akıl” kategorisi oluşturulamamıştır. Yine dinin psişik olduğu kabul edilse bile herkes dindar olmadığına göre en azından insanın özüne ilişkin değildir.
Apaçık olanı ise dinin hem tarihi, hem de kültürel bir fenomen olduğudur.
Bilim de tarihidir ancak kültürel midir, bu farklı bir tartışmadır, en azından bilimin gerçeği araştırmaya yönelik objektiflik arayışı ile dinin doğa ve insana aşkın normatifliği farklı şeylerdir.
Aynı normatiflik tartışması sanat ve felsefe ile din arasındaki kıyaslamalar için de geçerlidir. Dinde imana ilişkin belirlenim ve kısıtlamalar varken, felsefede özgür akıl, sanatta özgür duyarlılık ve yaratıcılık esastır.
Doğa, akıl, duygu, kültür, din karıştırmaları; varlık, oluş, dürtü, inanma, kanaat, iman karıştırmaları; bilim, felsefe, sanat, din karıştırmaları; zorunluluk, emir, hak, hürriyet karıştırmaları; demokrasi, otokrasi, totalitarizm karıştırmaları her şeyi birbirine katmaktadır.
Kimin nesebi, cinsi cibilliyeti, sütü, kafası bozuk, onu yanıtlamak o kadar kolay değil de ortada ciddi karışıklıklar olduğu açık. Avcılar arasındaki bir sohbetten: “Bir de malta cinsi kuşlar nasıl öter diyorsun, aslında malta cinsi denilen bir kuş türü yok, bu kuşlar kırık, cinsi cibilliyeti belli olmayan kuşlardır. İyi öteni de çıkar, kötü öteni de. Yani kuşçuluğu öğrenmek üretmek için ideal kuşlar al, yavrulat, tecrübe kazan, daha sonra ne tür kuş besleyeceğine karar verirsin diyorum, selamlar sevgiler...”
Haftaya devam.

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa