Hekimler de pes ederse!
Fotoğraf: Envato
Yakında hastalar kendilerini tedavi edecek hekim bulamayacak. Geçen hafta gencecik bir meslektaşım bir hasta yakınının saldırısı ve saçlarından sürüklemesi sonucu yaralanmış olarak karşımıza geldi. Kurtarmaya çalışan meslektaşı da bu saldırıdan nasibini almış, kolları tırmık içinde kalmıştı. Sövme ve tehditleri de ihmal etmemek gerekir. Hitap tarzı ise başlı başına bir sorun. “Gel dedim mi geleceksin” gibi, son derece saygısız ve terbiyesiz bir ifade ile başlayan bu yaklaşım hasta hekim ilişkisinin boyutu bir yana, insan ilişkilerinin de nereye geldiğini açıkça gösteriyor.
Yalnız son bir hafta içinde üç ayrı ilden gelen saldırı haberlerinden birini yaşayan Şişli Etfal Eğitim Araştırma Hastanesi’nde asistan doktor olarak çalışan meslektaşlarımıza kulak verelim. “Bu hastamızın yakını daha öncesinde pek çok kez asistan arkadaşlarımızı tehdit etmiş, bu durumu yönetici ve bölüm şeflerine bildirilmiş. Üstelik bu hasta yakını Fox tv haber bültenini yalan yanlış bilgilerle yönlendirip doktor arkadaşlarımıza karşı yalan haber yapılmasına yol açmıştır… Bir gece öncesi tehdit olduktan sonra tutanakta tutulmasına rağmen önlem alınmayan serviste bir sonraki gün asistan arkadaşımız çok ağır bir darba maruz bırakıldı… Hekimliği onun ilkelerine layık yapmak, hekimliğin haklı hazzını yaşamak, hastalara düşman değil, hasta haklarına saygı duyarak yardım etmek için, işte bu idealist, ütopik bir tavır haline gelen durumu, Müşteri, davacı, kavgacı hasta tanımını, Patron, iktidar, baskıcı yönetici tanımını, Satıcı, sanık, küskün, ucuzlaştırılmış doktor tanımını, bundan sonraki uzun mesleki hayatımız adına konuşmaya tartışmaya, belki de değiştirmeye bizim kadar kimin sebebi ve ihtiyacı var? Geleceğin hekimliğini oluşturmada kaynak olacak asistan hekimler olarak “iş hak ve tanımlarının değiştirildiği dönüştürüldüğü bu dönemde” tüm sağlık çalışanlarının sahiplenilmesi, eleştirilmesi, yanlış ve doğruların ortaya dökülmesi noktasında gelip-geçici diye hiç dinlenilmediğimiz konumdan artık ayağa kalkmak; neden, nasıl sorularımıza cevaplar istemek, kendi gözlemlerimizi “eskiden şöyleydi” düzleminden kurtarmak ve gerçek ifadelerine kavuşmasını sağlamak için bir araya gelmeye çalışıyoruz.”
Yaşanan olumsuzluğa rağmen, genç meslektaşlarımın hasta haklarına vurgu yaparak dile getirdikleri çok değerli ve önemlidir. Son yıllarda değerlerin alt üst olması, özellikle de önce insana ve sonrasında da bilgiye verilen değerin neredeyse tümden sıfırlanmasının pek çok başka nedenin ötesinde hasta hekim ilişkisini dönüştüren etkisini vurgulamak gerekiyor.
Bilgi kolay ulaşılabilir bir araç olarak insanların yaşamını çok kolaylaştırdı. Bilgiyi bir iktidar aracı olarak kullanılmaktan da çıkarttı ama nasıl bir araç olduğunu kavramamıza olanak sağlayan felsefi temeller içselleştirilmediğinden bilimsel bilgi kavramı, hem de beceri ve deneyim boyutu göz ardı edildi. Tıbbi bilginin kullanım alanı insan olunca, her insanın biricik olması nedeniyle beceri ve deneyimin de ötesine geçen yaratıcılık, aynı hastalığın, aynı bulgularının tedavisinin 7.107.387.599 diğer insandan farklı kılan sanatsal üretim kavramı ise anlaşılabilir olamadı. Tıp eğitimin 6 yılında öğrenilen yalnız bilgi değil, bu bilginin ne zaman, nerede, nasıl ve kim için hangi yöntemle kullanılacağıdır. Tam da bu nedenle tıp biliminin bilgisini google’layarak bilgi sahibi olunsa da hikmet sahibi olunamaz. Hekimlerin, sözcüğün kaynaklandığı hikmete ulaşmaları için önce yıllarca bir tıp fakültesini kazanabilme bilgisi edinip, bu bilgiyi uygun koşullarda kullanmaları, sonra da 6 yıl boyunca edinecekleri yeni bilgileri aklınıza gelebilecek her soruyu yanıtlayabilecek ve uygulayabilecek ama en önemlisi yanıtlayamadıkları soruları merak edip araştıracak ve araştırma yöntemlerinden elde ettikleri sonuçları yorumlayıp yeni yöntemler geliştirebilecek bir süreçten geçmeleri gerekiyor. Çalışma alanları insan olduğu için de insan bu bilimsel bilginin merkezinde duruyor.
Hekimler, insanın insana saygısız ve sevgisiz kılındığı bu dünyada hala bu değerleri yaşatmaya çaba gösteriyor. Ya onlar da pes ederse!
- İnadına tanıklık 05 Aralık 2024 04:41
- Çetelere bütçe 21 Kasım 2024 04:59
- Büyümeden annen sana, ölüm alacak 14 Kasım 2024 04:42
- Bu zamanda hekim olmak 07 Kasım 2024 04:43
- İnsan hakları mücadelesine devam 31 Ekim 2024 04:43
- Çeteler kol geziyor 24 Ekim 2024 04:43
- Kimi, niye aşağılıyoruz? 17 Ekim 2024 04:34
- Şiir yazmanın sorumluluğu 03 Ekim 2024 04:43
- Siyah çöp torbasına atılan insanlığımız 26 Eylül 2024 04:45
- Sistematik işkence 19 Eylül 2024 04:41
- Narin bir çocuk 12 Eylül 2024 04:43
- Savaş hesabı 05 Eylül 2024 05:26