Ululeke raporu ve diyanet anketi

Geçtiğimiz günlerde, İsrail, Türkiye’den özür dilemişti. Aman efendim öylesine sevindi ki bizim kodamanlarımız. Lunaparka gitmiş çocuklar gibi mutluydular. Örneğin Ankara Belediye Başkanı Melih Gökçek, Başkent sokaklarını, “Minnettarız, İsrail Türkiye’den özür diledi” yazılı afişlerle donatmıştı… Recep Bey’in Yardımcısı Bülent Arınç da şöyle demişti: “O kadar güçlüyüz ki, Allah’a hamdolsun, İsrail bile bizden özür diliyor.” Neredeyse İsrail’in özür dilediği günü Ulusal Bayram ilan edecekler.
Yine o günlerde, AKP’lilerin Başbakanı R.T.Erdoğan, bir konu üzerine şöyle diyordu: “İsrail özür diledi ve diler. Ama CHP özür dilemez.”
Geçelim İsrail’den Türkiye’ye. Evet, İsrail bile özür diledi, ama Türkiye’nin başındaki kişiler hem kendi yurttaşlarından bir özrü çok görüyorlar, hem de katliamı örtbas etmeye çalışıyorlar.
Meclisteki komisyon, bir rapor hazırlıyor ve şöyle diyor: “Olayın kasten yapıldığına dair delil ve kanıt bulunamamıştır.” Ve böylece “Uludere”, Türkiye’nin alnına “Ululeke” olarak yapıştırılmasına dönüşüyor.
Ne diyordu AKP’lilerin Başbakanı, bundan 10 gün önce, PKK’lilerin sınırı silahsız geçmeleri üzerine: “…bizim güvenlik güçlerimizin eli silahsız insana silah sıkması diye bir şey söz konusu değildir, böyle bir şey yapmaz. Eli silahsız olanların hepsine de terörist diyemezsiniz.”
Ve Uludere Raporu üzerine BDP Milletvekili Ertuğrul Kürkçü, söyle diyor: “Operasyonu kim düzenledi, operasyonu kim gerçekleştirdi, bunun siyasi onayını kim verdi? Bunların hiçbirine yanıt verilmiyor.” BDP Milletvekili Hasip Kaplan da, “Kasıt yoksa ne var orada? İhmal mi, kaza mı, her neyse bunu açıklamak zorundasınız,” diyor. Ve Cumartesi Anneleri’nden Hanife Yıldız’ın söyledikleri de şu: “Sanki orada köylüleri UFO’lar bombalamış da bir tek suçlu bulunamadı.”
Ululeke Yaratıcıları’na hayırlı olsun, bu son marifetleri. Bir de Müslümanlıktan falan sözeder bu adamlar, yani Uludere’yi Ululeke’ye dönüştürenler. Kendi savaş gemisini kendisinin batırdığı bir ülkede, kendi insanımızı da kendisinin katletmesine ne denir ki?!..
Ululeke’den Diyanet İşlerinin anketine geçelim. Biliyorsunuz, Diyanet İşleri Başkanı İzmir’e bir Müftü atadığını açıklarken şöyle demişti: “Kentin manevi hayatını din görevlileriyle yeniden ayağa kaldıracak, işe ehil bir kişiyi şehre müftü olarak atadık. İzmir dindarlığı farklı. İrfan geleneğine ihtiyacı var.”
Şimdi de aynı Başkanlık, İzmirlilerin ne kadar dindar oluşlarıyla ilgili bir anket yaptırmaya soyunmuş. Bunun için de TÜİK Genel Müdürlüğüne başvurmuş. TÜİK de 70 tane soru hazırlamış.
Gazetelerden öğrendiğim sorulardan bazıları şunlar:
“Hangi dine mensupsunuz?​”
“Hangi mezhebe göre emel edersiniz?​”
“Dini kaynağınızın bilgisi nedir?​”
“Kendinizi ne kadar dindar hissediyorsunuz?​”
“Ne sıklıkta namaz kılarsınız?​”
“Haftada ortalama kaç vakit namazı camide ya da mescitte kılıyorsunuz?​”
“Kuran-ı Kerim’i Arapça okumayı biliyor musunuz?​”
“Oy verirken adayların dindar olup olmadığını önemser misiniz?​”
“Dışarı çıkarken başınızı örter misiniz?​”
“Evlenmeden önce flört etmenin dinen sakıncası var mıdır?​”
Ahhh, bana gelip bu anketi yapsalardı, öyle bir eğlenirdim ki… Neyse…
Hepsi bir yana, bir soruyu unutmuşlar. Onu da ben soruyorum:
“Haram sayılan domuz eti, alkollü içki satışlarından, yine haram sayılan loto, at yarışı, iddia, kazı-kazan vb. gibi kumar oyunlarından, yine haram sayılan faiz gelirlerinden toplanan vergilerden gelen paraların da bulunduğu aylıkları alıp da afiyetle harcayanlar için ne düşünüyorsunuz?​”
Neyse…
Bir yanda Ululeke Olayı, Diyanet Anketi, katledilen kadınlar, hakları gasbedilen emekçiler, en yalın protestoları vahşice bastırılan gençler, açlıkla boğuşan milyonlar ve öte yanda Türkiye’yi yönetenlerin bu toprakların insanlarıyla, ara vermeden kafa bulması… 

evrensel.net

EVRENSEL'İNMANŞETİ

101 milyarlık gasp

101 milyarlık gasp

Enflasyonla mücadele adı altında uygulanan Erdoğan-Şimşek programı, enflasyonu düşürmüyor ama ücret ve maaşları acımasızca ezmeye devam ediyor. DİSK-AR’ın araştırmasına göre sadece iki aylık enflasyon nedeniyle işçilerin, memurların ve emeklilerin cebinden en az 101 milyar lira çalındı. “Enflasyonun nedeni ücret zamları” yalanının foyası da açığa çıktı.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
DİSK-AR’ın araştırmasına göre sadece iki aylık enflasyon nedeniyle işçilerin, memurların ve emeklilerin cebinden en az 101 milyar lira çalındı.

Evrensel'i Takip Et