10 Nisan 2013 03:26

Yoksul kadının sığınağı: Sütyen

Yoksul kadının sığınağı: Sütyen

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Tıp fakültesi dördüncü sınıftaydık. 12 Eylül yansıması olarak öğrenci kontenjanları nerede ise üç katına çıkartılmıştı.

Stajlarımızda yeterli pratik yapamamaktan yakınıyorduk.  Böyle durumlarda teori pratikle buluşmaz, hafızada klişeler oynaşır doğası gereği. Bunlardan birisi de “akciğer filminde coin lezyon” test sorusu ile hafızalarımızda yer edinmişti. Ama bir türlü denk gelememiştik hastalarımızda. Malum, İngilizce’de “coin” madeni para anlamına gelmektedir.

Derken bir acil nöbetinde hastanın akciğer grafisinde dairesel bir lezyon farkettik. Aslında farkettik demek abartı olur; lezyon 10 metre uzaktan bile farkedilebilecek büyüklükteydi. Acaba buna “coin lezyon” demeli miydik? Yaklaşık 4-5 santimetre büyüklüğünde, etrafı oylumlu bir görüntü idi çözmeye çalıştığımız. Acaba akciğeri hangi hastalıktan muzdaripti?

Hastayı aradık, bulamıyorduk. Meğerse acil müdahaleye alınmış. Her tarafı kan revan içerisindeydi. Bizi gören asistan hekim “Siz de dikmeye başlayın” dedi. O güne değin ne ben ne de Bilgehan arkadaşım cilde sütür yani dikiş atmamıştık. Daha doğrusu izin verilmemişti. Bir an duraksamıştık ki fırçayı yedik: “Ne duruyorsunuz her biriniz bir bacağı dikmeye başlayın, toparlayınca ameliyathaneye alacağız. Durum vahim.”

Kafatası dahil tüm vücudu derin ve uzun kesiklerle doluydu. Öğrendik ki eşi çocuklarının gözleri önünde satırla saldırmış.

Diyebilirim ki sütür atmayı şiddet mağduru bir kadın hastada ilk kez denemiş olduk. Derken, ilk müdahale sonrası kısmen toparlanan olguda akciğer filmindeki lezyonu yeniden hatırladık. Akciğerini dinlemek istedik. İşte o an umulmadık bir şey oldu. Hastanın sütyeninden açılmamış bir ‘çokoprens bisküvi’ çıktı. Hani dairesel ve etrafı oylumlu olanından...Yani bizim akciğer lezyon kof çıkmıştı.

Hasta kısık bir sesle söze girdi: “Çocuğuma almıştım, ama veremeden saldırdı bana.” Sonradan öğrendik ki bakkal borcu nedeni ile satırla saldırmış kocası. Borcu ise topu topu birkaç çokoprens, ekmekten ibaretmiş...

Sözlükler “Göğüsleri örtmek, desteklemek ve kaldırmakta kullanılan bir giyecek” olarak tanımlasa da sütyeni; yoksul kadınlar için en değerli ne varsa gizli kasadır aynı zamanda. Bazen bir sevgiliden fotoğraf, kimi zaman para cüzdanı nadir de olsa çocuğa alınmış bir çokoprens için akla gelen sırdaş mahaldir meme ile sütyen arası...

Kadına yönelik şiddet ise bir insanlık suçu. Hele kadın çocuklu ise onlar da şiddet mağduru kılınmış olmakta. Ne yazık ki günden güne salgın misali artıyor şiddet dalgası.

Aslında salt şiddet değil yoksul bırakılmak da bir insanlık suçu. Şiddeti besleyen temel nedenlerin başına yoksulluğu da almak gerekiyor. Şiddetin tipi ne olursa olsun en fazla etkilenenlerin başında kadınlar geliyor. Aile içi şiddette de öyle, savaş ve çatışmalı dönemlerde de...

Ve şimdi barış zamanı! Akıl ve vicdan barışın kadınlarla geleceğinin izleğini sunuyor bizlere. Oysa yine erkek egemen bir sayfa açılmak isteniyor..Misal “akil insanlara” baktığımızda ne kadar da az akla gelmiş kadınlar! Oysa onlar en yoğun mağduriyeti en az kirlenme ile hayatta temize çekenlerimizdi. Şiddetle ilişkilenmiş ne varsa hayatımızda arınmak için kadınların geleceği kurmasına ihtiyacımız var. Aile içi şiddet, savaş, çatışma ancak kadınların aktif rol alması ile daha kalıcı çözüme ulaşabilir.
Ve unutmamalı ki silahlara veda emek mücadelesi ile yoğrulmadan barışı daim kılmak pek mümkün değil.

Sağlıcakla kalın.

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa