09 Nisan 2013 10:58

Ne çektin be Gülistan!

Ne çektin be Gülistan!

Fotoğraf: Envato

Paylaş

“Ne çektin be yavrum. Baban seni ne çok döverdi. Ne yapsın ama o da haklı be evladım…”  diye başlıyor Yalan Dünya’nın yeni karakteri Vasfiye Teyze. Gülistan şaşkın “Mini etek giyiyordum ondan” diyor. “Yok be evladım, adam baktı bacaklar kolon gibi, o da ne yapsın. Haklı tabii. Ama ne çektin be çocuğum…”
Gülse Birsel’in senaryosunu yazdığı dizinin harikalarından biri Vasfiye Teyze. Sizinle duygudaşmış gibi davranıp iğnelerini, çuvaldızlarını batırmaya hazır, dilini mitralyöz gibi kullanan, siz şaşakalmışken bir yerinizden arı gibi sokmak için fırsat kollayan bu figürlere ne kadar da sık rastlanır hayatta. Peki Vasfiye Teyze kumaşında bir siyasetçi biçilirse ne olur.
O siyasetçi mesela der ki; “Ne çektiniz be evlatlarım, bir zamanlar üniversiteler basıldı, yurtlar didik didik arandı. Siz öğrenciyken sırtınızda kaç cop kırıldı. Ne çektiniz çocuğum siz…” Tam bunları unutmuş yeni çektiklerinizle uğraşırken Vasfiye Teyze ruhu ortalığı karıştırmaya devam eder: “Ama o da haklı tabii, kaşınıyordunuz…”
Herkes biraz Gülistan… insan şaşırır tabii.
Şöyle devam eder Vasfiye: “Ah ah yavrularım, az acı yaşamadınız siz. Erdal Eren’i astılar, zavallı çocuk. Ahmet Kaya’yı linç etmek istediler. Ah tabii o zaman demokrasi yoktu ki. Memleketin has sanatçılarını hapislerde çürüttüler gözleri çıkasıcalar… Ne çektiniz be çocuğum. Ama ne yapsınlardı, onlara da hak vermek lazım memleket bölünse miydi?..”
Siz Vasfiye teyze kılığındaki siyasetçinin ne demek istediğini anlamaya çalışırken o önce “Ağlıycan tabii, kusacan bir yerde” diye diye kendisine oy vermeye, Anayasasını oylamaya çağırır sizi. Muğla Üniversitesi yurtlarına dalan polisler her yeri didik didik arar, Emek Sineması rantsal dönüşüme kurban gitmesin diye yürüyüş yapan sanatçılara biber gazı ve tazyikli suyla muamele eder. Onların arasında, faşizmle hesaplaşma filmlerinin usta yönetmeni Costa Gavras da vardır ki, insanlığın çektiği acıların bedelini ödemesi gerekenlerden biri de odur… “Ne çektin be evladım, Costa’m… cuntayı ve derin devleti anlatmak istedin film çektin; Pinochet’nin kaybettiği insanları anlatmak istedin çektin; muhalif ana babaların çocuklarının Nazi subaylarına evlatlık verilmesini deşifre etmek istedin gene çektin… Ama evladım ah sen ne çektin be, ne zulüm gördün! Ama sen de hak ettin be evladım… biber gazını yiyeceksin selametle!”
Vasfiye Teyzelik önemli bir varoluş biçimi buralarda. Yıllardır mağduriyet edebiyatıyla vatandaşın sıtkını sıyıran Başbakanın içinde de bir Vasfiye Teyze var. Cumhuriyetin tek partili döneminde yaşanmış acıları kaşıyıp oya tahvil ederken bir Vasfiye Teyze’ydi o. Muhafazakar duygularını kışkırttığı seçmenin iradesini devralıp onlar adına “Ah ne çektik biz evladım. Başörtümüze karışıldı, camilere gitmemiz engellendi, imam hatipler kapatıldı. Tarikatlarımıza, tekkelerimize kilit vuruldu… bir şiir yüzünden ya rab ne güneşler hapis yattı… ah biz ne çektik yavruumm” diye konuşurken de, bu ülkeye Vasfiye Teyze ve Gülistan lazımsa ikisini de biz oynarız modundaydı.
Geçmişteki acıların mağduru da sebebi de son tahlilde yurttaş olacaktı nasıl olsa. O geçmişten kurtulmanıza asla izin vermeyecekti Vasfiye Teyze.
Dizide Vasfiye Teyzeli bölümler o kadar reyting aldı ki, bundan sonra teyze, Gülistan “kızımızın” evinden çıkmayacakmış. Gülse Birsel ona yeni roller yazıyor. Haklı tabii, yaz yaz bitmez bir konu bu. Seyirci de geçmişte “Ne çektiniz yavruumm, ah çocuğumm” diye başlayan her replikte ne vakit tokat yiyeceğini, Vasfiye Teyze’nin kırbaç dilinin neresine ineceğini beklerken, geçmişte çekilenlerin Vasfiye gibi bir belaya katlanmayı niçin gerektirdiğini anlamaya çalışacak. Vasfiye Teyze gibileri insanın unuttuklarını kafasına kakar, sırf vaktiyle bir şeyleri çekmek zorunda kaldığınız için de kendisini kefaret olarak dayatır; evinize kuruluverir.
Her yer güllük, her yer gülistandır. 

evrensel.net
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa