10 Nisan 2013 09:58

Muktedirken mazlumu oynamak

Muktedirken mazlumu oynamak

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Hafta sonu oynanan Galatasaray-Mersin İdmanyurdu maçının 44. dakikasından itibaren futbol konuşmayı bırakıp, “Fatih Terim” tartışmaya başladık ki bundan sonra futbol konuşmanın da fazla bir anlamı kalmadı. Görünen o ki Fatih Terim vukuatının “artçı sarsıntıları” ligin kalan altı haftasını da etkileyecek.
Bütün hafta sonu süren, Terim’e “yakıştı-yakışmadı” tartışmasını bir tarafa bırakırsak, esas soru şu olmalı: “İmparator” lakaplı Fatih Terim, Mersin maçının 44. dakikasında neden çileden çıktı?  Hakem Süleyman Abay, Galatasaray’ın attığı nizami bir golü ofsayt diye saymadı mı? Üst direğe çarpıp çizginin bir metre içerisine çarpıp çıkan topu gol olarak değerlendirmedi mi? Rakip oyuncunun yaptığı bir eylem yüzünden Terim’in kendi oyuncusu mu atıldı?  Bütün bu soruların yanıtı “hayır”!
Tam aksine, Süleyman Abay, memleket hakemlerinden çok görmediğimiz biçimde o dakikaya kadar mükemmele yakın bir yönetim gösterdi. Mersin çok erken golü buldu. 30. dakikada Dany bariz gol şansı olan son adama yaptığı faul nedeniyle kurallara uygun kırmızı kart gördü. Bu dakikadan itibaren Fatih Terim’in “show”u başladı ve 44. dakikada saha dışına atıldı. İkinci yarıyı konuşmaya bile gerek yok, gözlemciden 8.6 gibi üst düzey not alan Abay ve yardımcıları aslında bu devrede oyunda yoklar. Aut çizgisinin 1 metre dışından çevrilen toplar, GS aleyhine çalınmayan ve gösterilmeyen kartlar belli ki hakem heyetinin notunu fazla etkilememiş. Netice teknik ekibinin tamamı sahadan atılan Galatasaray lig sonuncusu Mersin’i 3-1 yenmeyi başardı.
Ama bence esas sorun bundan sonra başladı. Maç sonrası stat önünde medya mensuplarına Fatih Terim neler söyledi? “Bir itibarsızlaştırma operasyonu var”; “gizli gündemi olanlar var”; “40 yıldır bu işin içindeyim neler planlandığını anlayabilirim”.
Ne demek bunlar? Demek ki Galatasaray’a yönelik bir operasyon yapılıyor ve Fatih Terim bunların farkında. Güzel. Devam edelim. Hadi Fatih Terim sinirle bunları söyledi başkan Ünal Aysal bir saat sonra deklarasyon yayınladı.  O deklarasyonda neler var? “Takım ve taraftarın direnciyle planlı ve organize bir provokasyon atlatılmış”… Yetmedi yayıncı kuruluşa yetiştirilen Fatih Terim adeta “ulusa sesleniş” konuşması yaparak “dış mihraklara” dikkat çekti.
Şimdi Fatih Terim ve Ünal Aysal’a bu lafların arkasını doldurmak düşer. Hangi odakların “gizli ajandaları” var, “provokasyonu” yapan kimler açıklamak zorundalar. Bu iş ertesi gün kapalı kapılar arkasında TFF başkanı Yıldırım Demirören’i ziyaret ederek, “Fatih Terim’e ceza verin ama sahaya giren 2 seyirci için kapama cezası vermeyin” pazarlığı yapmakla örtülemez.
Muktedirken mazlumu oynamak bu toprakların vasatının maharetidir. Fatih Terim, bu günden itibaren “ben Real Madrid’i yenerek bu ülkeye hizmet ettim” demeye başlayacaktır. Real Madrid karşısındaki başarı için kendisini kutlarken, Mersin İdmanyurdu maçındaki “rezillik” için hesap sorulmazsa esas vahamet orada başlayacaktır.
Son yılların “psikolojik harekâtçısı” kalemler şimdiden devreye girdi. Rasim Ozan Kütahyalıgiller sahaya giren Galatasaray taraftarları için aslında Mersinliydi, gençliğinde Galatasaray taraftarı olan Süleyman Abay için aslında Fenerbahçeliydi demeye başladılar bile. Sadece bu olay karşısındaki tavırları bile, “yeni Türkiye’nin” bu “yeni kalemleri” hakkında herkese bir fikir vermeli.
Top şimdi TFF’de ama Terim öyle bir iklim yarattı ki artık alınan kararlardan kimse mutlu olmayacak. Soru ortada Galatasaray ve Fatih Terim’e “gizli gündemle” kim “provokasyon” düzenliyor? Belli ki ligin son altı haftası yine futbol ile değil adalet arayışıyla geçecek…

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa