10 Nisan 2013 10:30

Hava işçileri yalnız mı bırakılacak!

Hava işçileri yalnız mı bırakılacak!

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Hava-İş Sendikası dün, sektörde çalışan 14 bin işçi adına THY’de grev kararı aldı.
Çünkü, Hava-İş Sendikasının bütün girişimlerine karşın THY yönetimi, geçen yıl; işten atılan (Bu işçilerden çoğunun işten çıkarılmalarının yasal olmadığına dair ellerinde mahkeme kararı var) 305 işçinin geri alınması da dahil sendikanın taleplerini görüşmeye bile yanaşmadı. Dolayısıyla dün sendika bu hakkını kullanmak üzere prosedürü başlattı.
Ancak Hava-İş Sendikasının grev kararını asmasından bir gün önce Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, THY işçilerini tehdit etti ve şunları söyledi: “THY yalnız değildir. THY ülke menfaatleri açısından hatta ulusal güvenlik açısından çok önemli bir şirkettir. Türkiye’nin gerek turist akışını, gerekse havayolları gibi önemli bir sektörümüzde faaliyetlerin aksamasını kabul edemeyiz. THY’yi engelleyecek her türlü girişimin karşısında biz gerekeni yaparız. THY yalnız değildir.”
Bakanın bu açıklamasıyla THY patronunun sendikayla görüşmekten bile neden kaçtığı böylece anlaşılmış oldu. Çünkü bakan THY’de greve izin vermeyeceğini açıkça ilan ederken, işçilerin grev hakkını da bir kez daha açıkça çiğnemiştir.
Hava-İş; Bakanın “THY’yi engelleyecek her türlü girişimin karşısında biz gerekeni yaparız. THY yalnız değildir” biçimindeki pervasız açıklamasına karşı cesurca yanıt vermiş; bir yandan bakanın antidemokratik, sermaye yanlısı tutumu eleştirilirken öte yandan da hava işçilerinin haklarından taviz vermeyeceği, “Hiç kimse Hava-İş’e işçiyi satış sözleşmesi imzalatamaz” diyerek vurgulanmıştır.
Hava-İş mücadeleci bir sendika olarak elbette kararlarını kendisi alacak ve arkasında da durmasını bilecek bir geleneğe sahiptir. Bu olmazsa olmaz zaten. Ancak burada Hava-İş, sadece THY patronuna karşı değil havacılık sektöründeki çok sayıda firmanın patronlarına, patron örgütlerine, sermaye basınına ve hükümete karşı bir mücadele etmekle karşı karşıyadır. Bunu daha önce, iş kolunda grev hakkını yasalarla engellendiğinde de gördük. Önceki gün de Maliye Bakanı, THY’de grevi ezmek için her yola başvuracağını açıkça ilan etmiştir.
Bakanın bu açıklaması ve hava işçilerine karşı son yıllarda girişilen saldırılar dikkate alındığında, açıktır ki Türkiye’nin işçileri, emek güçleri bütün güçleriyle bu saldırının karşısında durmazsa kendi üstlerine düşeni yapmamış olacaklardır.   
Bu yüzden de konfederasyonlar başta olmak üzere sendikal camia, ulusal ve uluslararası düzeyde tüm güçleri ve imkanları birleştirerek THY patronu ve arkasındaki güçlerin karşısına dikilmek yükümlülüğündedirler. Çünkü bu hem grev hakkı başta olmak üzere işçilerin haklarını savunmanın hem de THY arkasında oluşan patronlar ve hükümet cephesini yenilgiye uğratmanın tek yoludur.
Bunun için de herhalde öncelikle Sendikal Güç Birliği Platformunda (SGBP) yer alan sendikaların bir mücadele stratejisi oluşturarak, tüm sendikal camiayı mücadeleye çekecek öncülük rolü üstlenmesi kaçınılmaz hale gelmiştir. Burada elbette TİS görüşmeleri uzlaşmazlığa sürüklenen metal iş kolundaki işçiler, ÇAYKUR işçileri, TİS görüşmeleri başlayacak kamu işçileri ve kamu emekçileri  hava işçilerinin doğal müttefikidir. Ve giderek bu mücadeleler yalnızlıktan kurtulup birleştikleri ölçüde sermayenin, patronların ve hükümetin direncini kıracak, işçilerin taleplerini elde edebilecekleri bir ortam gelişebilecektir. Aksi halde bu mücadelelerin de yenilmesi gündeme gelecektir.
Şimdi söz sırası sendikalardadır. Ve sıra patronların ve hükümetlerinin yalnız bırakmayacağı THY patronlarının karşısında tüm emek cephesinin ve sendikal camianın “Hava işçileri ve Hava-İş yalnız değildir” demesine gelmiştir. Tabii içten ve topyekün bir mücadeleyi göze alan bir “deme” olmalıdır bu.

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa