11 Nisan 2013

Kolektif fahişeler kolektif savaşlara eşittir

Amerikan tarihini de göz önünde tutarak, bu ülkeyi savaş-canlısı olarak tanımlamak kolay. Ve böyle bir tanımlama teknik olarak da doğru olurdu. Fakat bu tanımlama yanlış yönlendirici de olurdu. Çünkü insanları savaşa yönelten sosyal güçleri hiçe saymış olurduk. Bu güçlerin arasında kazıyıcı görevi yerine getiren medyadır. Savaşı mantıklı gösteren hikayeyi ortaya atan odur sonuçta.
İkincil faktör ise devletin rolüdür. O da medya gibi, hikayeyi biçimlendirir. Sonuncusu, belki de en önemlisi, kurumlar ve onların lobileridir. Bunlar da sıklıkla savaşın lokomotifleri olarak görülebilirler. Her savaşta, açıklanan gerekçe ne olursa olsun, bir grup şirket, sefalet, katliam ve askeri çatışmalar üzerinden para kazanıyor.
Amerika’nın en ölümcül savaşı olan İç Savaş’a geri dönersek, görürüz ki, et firmaları acil yardıma ihtiyaç duyuyorlardı. Böylece, giderek artan asker nüfusunu beslemeye başladılar. Sonra da konserve eti yeni yeni sevmeye başlayan milyonlarca Amerikalı tüketiciyi. Silah ve mühimmat üreticileri, jet firmaları, bomba projecileri ve siz söylemeden önce söyleyeyim, sizin sevgili askeri hapishane ülkeniz.
Savaş, çok büyük bir sermaye kapısı. Ve bizler, yurt dışında bu tür silahları kullanmadığımız zamanlarda, bunları sonradan müttefikler olarak adlandırdığımız ülkelere satıyoruz. İç baskı oluşturmak, komşular arası sınır savaşlarının suyunu çıkarmak için. Bunca barış ve istikrar konuşmasına rağmen, ABD hâlâ bunların çok uzağında. Dünyanın en büyük silah tüccarı konumunda. Ve kongre üyeleri, aslında lobiciler ve bir kere işlevlerini tamamladılar mı görevden alınıyorlar.
Büyük Amerikan şehirlerinde okullar kapanıyor. Kütüphaneler kepenk indiriyor. Savaş silahları polis departmanları için eğlence malzemesi oluyor. Son intiharımsı savaş terörizm aşkına! Geleceğin savaşları için ateşi körüklerken, bilgi ve mantığa kapılarımızı kapatıyoruz.

evrensel.net

EVRENSEL'İNMANŞETİ

101 milyarlık gasp

101 milyarlık gasp

Enflasyonla mücadele adı altında uygulanan Erdoğan-Şimşek programı, enflasyonu düşürmüyor ama ücret ve maaşları acımasızca ezmeye devam ediyor. DİSK-AR’ın araştırmasına göre sadece iki aylık enflasyon nedeniyle işçilerin, memurların ve emeklilerin cebinden en az 101 milyar lira çalındı. “Enflasyonun nedeni ücret zamları” yalanının foyası da açığa çıktı.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
DİSK-AR’ın araştırmasına göre sadece iki aylık enflasyon nedeniyle işçilerin, memurların ve emeklilerin cebinden en az 101 milyar lira çalındı.

Evrensel'i Takip Et