Barış ve kadın
Newroz bayramından bu yana fazla bir zaman geçmemesine rağmen kalıcı bir barışın bu topraklarda yeşermesi konusundaki umudumuzu diri tutacak bir hayli gelişme yaşandı. Hükümet cephesinden her gün bu konuda olumlu mesajlar verilmeye çalışılıyor. En son Sayın Başbakanın “asker operasyon için bizden izin alacak” sözü geri çekilmeler de sorun yaşanmayacağı inancını pekiştiriyor.
Bölgede “Akil İnsanlar” heyeti çalışmalarına başladı. Diyarbakır’da sivil toplum örgütleriyle bir araya gelen heyet daha sonra bölge illerine de ziyaretler gerçekleştirecek. Merak edilen husus bu heyetin yapacağı ziyaretler de halkın görüşlerini raporlayıp hükümete verip vermeyeceğidir. Şayet sadece bilgilendirme toplantıları şeklinde geçecekse bu heyetin sürece fazla bir katkısı olmayacağı görüşü hakim. Keza heyetin tanık olacağı ve halkın beklentilerini raporlayıp sunacağı hükümetin bu beklentilere ne kadar değer vereceği de bir başka husus.
Bölgede yıllarca süren kirli çatışmanın kuşkusuz en büyük mağduru anneler ve çocuklarıdır. “Akil İnsanlar” heyetinde anneler adına bölgeden bir kişinin olmaması da yadırganmaktadır. Bu nedenle heyete kuşkuyla bakılmaktadır. Öyleya köyleri yakılan, çocukları öldürülen, işkencelere maruz kalan, büyük kentlerin varoşlarında yoksulukla mücadele eden bu anneler herkesten çok bu “barış”ın bilincinde ve onun gerçekleşmesi için sabır ve metanetle beklediler, mücadele ettiler. Bölgede görüşüne başvurduğum her cenahtan insan; “Barış Anneleri”, “Kürtçe bir klip yapacağım, yayınlayacak yürekli biri çıkar” diye aforoz ve linç edilmeye çalışılan ve bu yüzden sürgüne gittiği Fransa’da yaşamını yitiren Ahmet Kaya’nın sevgili eşî “Gülten Kaya” veya Hrant Dink’in eşi “Rafel Dink” ve “Asker Anaları”ndan birinin “Akil İnsanlar” heyetinde olmasının yerinde olacağı görüşünde. Bölgede Kürtçe yazan ve çizen onca kadın yazardan birinin bu heyette yer almaması da bir eksiklik.
Kadının barış sürecindeki yeri ve öneminin daha doğru bir şekilde anlaşılması, özellikle de Kürt kadınlarının bu konudaki düşünceleri açısından Handan Çağlayan’ın İletişim Yayınları’ndan çıkan “Kürt Kadınların Penceresinden” kitabı, çok önemli bir eser. Çağlayan, kitabında meselenin kavranmasına ilişkin ve “çözüm”e başlangıç olabilecek kilit önemdeki şu soruları sorarak incelemesine başlıyor: “Kürt sorunu denilen şey nedir? Bu bağlamda asgari bir ortak tanıma ulaşmadan annelerin acısının son bulması temennisinde samimi olunabilir mi? Bu sorunun tarihsel, siyasal kökenlerinde ne(ler) var? Demokratik reformlarla çözülebilecek meselelere güvenlik açısından yaklaşmanın ve bunun doğurduğu politikaların sonuçları ne olmuştur? 1980’lerin ilk yarısından itibaren yoğunlaşan şiddet ortamının gerisinde ne tür etkenler yer almış? ‘Dağdan indirme’ meselesi çok önemli, ama bunun için ‘dağa çıkma’nın ardındaki etkenlere odaklanmak gerekmez mi?”
Kuşkusuz bu savaş en çok kadınları vurmuştur. En çok onların yüreklerini dağlamıştır. Halen bölgede bu kirli savaşın yarattığı travmanın kurbanı kadınlar olmaktadır. Dün Siirt’te iki çocuk biri av tüfeğiyle vurularak diğeri de mutfakta boğazı kesilerek ölmüştür. Aynı şekilde Türkiye’nin değişik illerinde de benzer kadın cinayetlerine tanık olmaktayız. Eminim hepsinin altında yatan temel nedenlerden biri de bu kirli savaşın ekonomimize verdiği zararın yarattığı sosyal yaralar ve kültürel yozlaşmadır.
Bu barış her şeyden önce işte bu sosyal ve toplumsal yaramız olan kadın sorununa da daha duyarlı olmamızı ve çözüm yollarını hızla bulup hayata geçirmemizi zorunlu hale getirecektir.
Kısaca barış yeni ve mutlu bir yaşamın başlangıcı olacaktır.
Dilerim bu umut bir düş olmasın!
GÜNÜNYAZILARI






EVRENSEL'İNMANŞETİ

Kamuda işçiden gizli pazarlık
Türk-İş ve Hak-İş’in üç genel başkan yardımcısı, 600 bin işçiyi kapsayan kamu toplu sözleşme görüşmeleri için önümüzdeki hafta Çalışma Bakanlığına sunmak üzere zam talebini belirledi. Ancak zam oranı açıklanmadı. Pazarlığı yapılacak rakamdan haberi olmayan işçiler tepkili: “Neyi kimden gizliyorsunuz, taslağı açıklayın.”
22 bin 131 TL Türk-İş'in belirlediği açlık sınırı
72 bin TL Türk-İş'in belirlediği yoksulluk sınırı
30 bin TL kamu işçisinin ortalama ücreti

Çocuk işçi olmak kolay, öğrenci olmak zorlaştı

Yeniden Trump, yeniden IMEC

Gazeteci Fehim Taştekin: Şam’ın Ankara’ya bağımlılığı azaldı

Evrensel'i Takip Et