13 Nisan 2013 10:29

'Hain komşu' sendromu!

'Hain komşu' sendromu!

Fotoğraf: Envato

Paylaş

4’üncü Yargı Paketi, Meclisten geçti. Ama MHP ve CHP’nin muhalefetiyle! Daha doğrusu bu iki partinin, 4. Yargı Paketi’nin “KCK’ye, PKK’ye meşruiyet sağlayacağı”, “KCK tutuklularının bu paketteki düzenlemelerle serbest bırakılacağı” gibi iddialar ve bu nedenlerle de tasarıya karşı çıkışlarıyla geçti.
Oysa şu çok açık ki, 4. Yargı Paketi, mevcut durumda KCK tutuklularının serbest bırakılmasına yarayabilecek hiçbir düzenleme getirmiyor. Sadece, yasa dışı örgüt suçlamasıyla karşı karşıya olmayan ama yasa dışı örgüt propagandasıyla yargılananların, eğer propagandada şiddet teşvik edilmiyorsa, cezalandırılamayacağını söylüyor. Belki buradan KCK tutuklusu bazı gazetecilerin, örneğin Ahmet Şık, Nedim Şener, Hanefi Avcı gibi odatv davasından sanıkların yararlanabileceği de belirtiliyor. Örneğin basında öne çıkarılan, “Artık Sayın Öcalan demek suç değil” gibi popülist ve kışkırtmaya yönelik yorumlar ise temelsiz. Çünkü “Sayın Öcalan” dendi diye açılan davalar zaten Yargıtayca beraat ettirildi.
Kısacası, 4. Yargı Paketi kamuoyunda beklendiği gibi ne uzun tutukluluk süreleriyle ilgili bir kısaltma getiriyor ne de aylardır, yıllardır tutuklu KCK, Balyoz ya da Ergenekon davalarından tutukluların salıverilmesini kolaylaştırıyor!
Yani kamuoyu beklentisi ve az çok adil bir yargılama bakımından 4. Yargı Paketi, bir “fare bile doğurmamış”tır!
Çünkü Adalet Bakanının da sıkça itiraf ettiği gibi, bu paket;
1- AB ve batı kamuoyu üstünden Türkiye’ye yönelik “Baskıcı rejim”, “Basın özgürlüğü yok” eleştirilerini hafifletmek ve AİHM’deki mahkumiyetlerin sayısını azaltmak,
2- Uluslararası planda Türkiye’nin en çok tutuklu gazetecinin bulunduğu ülke imajını silmek,
3- Basın özgürlüğü için Türkiye’nin basın ve demokrasi çevrelerinden yükselen talebe yanıt vermek amacıyla çıkarılmıştır. Yani AKP iktidarı üstünde basın ve ifade özgürlüğü talebi için yapılan baskıları azaltmayı amaçlamıştır 4. Yargı Paketi.
Ancak ne var ki, böylesi göstermelik diye nitelenecek, “ehveni şer” iyileştirmeleri bile MHP ve CHP’nin ulusalcı kanadı hazmedememekte, onlar; Terörle Mücadele Yasasını ve onun mantığının gerektirdiği şiddet ve baskıyı “bozmadan”, “eğip bükmeden” her alanda sürdürmeden yana bir mevzide durmaktadırlar. Buradaki dayanakları da “KCK davasının tutuklularının serbest bırakılması”, “Öcalan’la varılan anlaşmaya göre yasal düzenleme çıkarılması” gibi iddialardır. Ama ne yazık ki ve dünya alem bilmektedir ki böyle bir şey yoktur.
Oysa, eğer ki bu yargı paketinde, KCK tutukluları serbest bırakacak bir düzenleme yapılmışsa, normal olanı MHP ve CHP ulusalcıların en fazla “Neden KCK tutukluları serbest bırakılırken bizim Balyozcular, Ergenekoncular içeride tutulacakmış” demeleri gerekirken olar, “KCK tutukluları serbest bırakılacak, aman bırakılmasın!” diye bağırıyorlar.
Ama, bu ulusalcı muhalefetin özelliği de budur. Özgürlüklere, ülkede baskı ve şiddetin hangi vesileyle olursa olsun azalmasına karşıdırlar.
Tıpkı “hain komşu” fıkrasında olduğu gibi!
Hani vardır ya; komşusunu hiç sevmeyen ve onun için daima hainlik düşünen yoksul adam ıssız yolda yürümektedir. Karşısına birden Hızır çıkar: “Ey yolcu ne dilersen dile benden” der. “Ancak“ der Hızır; “Sen ne dilersen komşuna da iki katını vereceğim!” Hain adam iyice düşündükten sonra, Hızır’a döner dileğini söyler; “Bir gözümü çıkar!”
MHP ve CHP’nin ulusalcı muhalefeti böyle; tam bir “hain komşu sendromu” içinde. Hükümetin demokrasi güçlerinin uzun mücadeleleri sonucu yapmak zorunda kaldığı bazı küçük düzeltmeleri bile hazmedemeyip; “Bunlar KCK’ye,  PKK’ye yarıyor” diye ortalığı velveleye vermektedirler.
Bu muhalefet tarzıyla da sadece AKP’ye hizmet etmekte, onun kolayca özgürlük ve demokrasi yanlısı, muhalefete rağmen özgürlükleri savunan bir parti olduğu iddiasını güçlendirmektedirler. Bu zihniyetle başka bir şey yapmaları da olanaklı değil zaten!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa