2013 1 Mayıs'ına doğru giderken
1 Mayıs’a iki hafta varken, emek cephesinden 1 Mayıs kutlamaları hazırlıkları haberleri de gelmeye başladı.
İlk haber İzmir’den geldi. Türk-İş Ege Bölge temsilciliği, DİSK Ege Bölge Temsilciliği, KESK İzmir Şubeler Platformu, TMMOB İzmir İKK, İzmir TTB, 1 Mayıs’ı ortak taleplerle ve birlikte kutlayacaklarını açıkladılar.
1 Mayıs kutlamaları hazırlıklarıyla ilgili gazetemize gelen haberlerden biri de Adana’dan geldi.
Adana Organize Sanayi Bölgesi işçileri, “İş bırakarak 1 Mayıs kutlamalarına katılacaklarını” açıkladılar.
Asgari ücretin altında çalıştırmadan, sigortasız çalıştırmaya her tür vahşi çalışma yöntemlerinin uygulandığı Adana OSB işçileri, oluşturdukları “komiteyle”, kendi aralarında para toplayarak basıp dağıttıkları bildiride, tüm işçileri 1 Mayıs günü “iş bırakarak” gösterilere katılmaya çağırdılar. Bugüne kadar oturduklar mahallelerde bir araya gelen işçiler, “dört ayrı toplantı”yla da “1 Mayıs’a nasıl ve hangi taleplerle katılacaklarını” konuşmaya başladıklarını belirtiyor.
Tabii burada Adana OSB’nin öncü işçilerinin diğer arkadaşlarına “İş bırakarak 1 Mayıs’a katılma” çağrısı dikkat çekiyor. Çünkü iki yıldan beri 1 Mayıs günü resmi tatil! Ancak şu da bir gerçek ki, birçok işletme, özellikle de sanayi siteleri ve OSB’lerde patronların çoğu, 1 Mayıs, resmi tatil dinlemeden işçileri çalışmaya zorluyorlar. Bu yüzden de işçiler ancak iş bırakarak 1 Mayıs’a katılabiliyorlar. Şimdi Adana işçileri bu çıkışlarıyla aslında sadece Adana OSB işçileri için değil tüm Türkiye’deki özel sektörde çalışan, sendikasız işçilere bir çağrı yapmış oluyorlar.
Bugün haber sayfalarımızda yer alan Adana OSB işçilerinin taleplerine bakıldığında açıkça görülüyor ki; işçiler 150 yıl öncesinin koşullarda çalıştırılıyorlar. Yani işçiler 1 Mayıs’a, işçi sınıfının eski zaferlerinin kutlandığı bir gün olarak değil, bugün kendi çalışma ve yaşama koşullarında bir iyileşme yapmak, kendi aralarındaki birliği güçlendirmenin ve ortak mücadelenin önemine vurgu yapmak için katılmak istiyorlar.
Aslında Adanalı işçileri 1 Mayıs’a katılmaya teşvik eden vahşi uygulamalar üç aşağı beş yukarı tüm Türkiye’nin sanayi havzalarında geçerli. Bu yüzden de Adana OSB işçilerinin tutumu bütün bu bölgelerdeki işçilere örnek olacak mahiyette bir girişimdir.
Eğer bu girişim gerektiği gibi yaygınlaştırılabilirse kuşkusuz ki 2013 1 Mayıs kutlamaları yeni ve dinamik bir gücün, Türkiye işçi sınıfının genç kuşağının kendi talepleri etrafında birleşerek alanlara çıktığı bir 1 Mayıs olarak tarihe geçecektir.
Bu imkan vardır. Nitekim sadece Adana’da değil İstanbul başta olmak üzere çeşitli sanayi havzalarında benzer girişimlerin olduğu haberleri de geliyor. Bu yüzden de elbette 1 Mayıs’ı İzmir’den yapılan çağrıda olduğu gibi sendikalar, emek örgütleri kutlayacaktır; etkiledikleri tüm işçi ve emekçi kitlesini talepleri etrafında, ülke gündemine de müdahale etmek üzere, “İş Barış Özgürlük” şiarıyla 1 Mayıs alanlarına taşımak için işyerlerindeki çalışmalarını sürdüreceklerdir. Ancak bu sendika ve emek örgütleri, sanayi bölgelerinde henüz sendikasız ama sendikal taleplerle mücadele eden genç işçilerin de 1 Mayıs’ta alanlara çıkması için sorumluluk almak durumundadırlar. Bu onların bu genç işçi kuşağına borcudur.
Bu elbette aynı zamanda sendikaların yeni alanlarda örgütlenmesi için de fırsattır.
Ve yine elbette “Kurultay Komiteleri” ve sınıf partisi de Adana işçilerinin örneğinin yaygınlaşması için adımlar atmak yükümlülüğündedirler.
2013 1 Mayısı’nın, sınıfın en genç kesiminin alanlara çıkması ve 1 Mayıs’ın ortak talepler etrafında bir mücadele bayrağının yükseltildiği mücadele günü olarak kutlanması dileği ile…
EVRENSEL'İNMANŞETİ

Yüzsüzlük seferberliği
“Vergide adalet” sözünü ağzından düşürmeyen Maliye Bakanı Şimşek’in başlattığı seferberlikten yine sermayeye kıyak çıktı. Bütçede sermayeden alınacak 2.2 trilyon TL vergi gelirinden vazgeçen iktidar, trilyonlarca liralık gelir elde eden 100 şirketin, 62.5 milyar liralık vergisini erteledi. Yüksek enflasyon nedeniyle Türkiye’nin en zenginleri listesinde yer alan patronların ödeyeceği vergi kuşa dönecek.
Borsa İstanbul’da işlem gören ve 2024 yılında 3.6 trilyon TL gelir elde eden 100 büyük şirketten 62.5 milyar TL tutarında vergi tahsil edilmedi.
Türkiye’nin en zengin 10 ismine ait sadece 8 şirketin toplam 18 milyar TL’lik vergi borcu ertelendi.
Çevre Bakanı Kurum’un Emlak Konut Genel Müdürlüğü döneminde özelleştirilen Emlak Konut’tan tahsil edilmesi gereken 6.9 milyar TL tutarında vergi alacağı ertelendi.

Renault işçilerine kayyım atandı

Koç’un Bıçakçılar’ında; düşük ücret, mobbing, çifte standart…

Gençler gelecek kaygısı ve çetelerin cenderesinde

Evrensel'i Takip Et