İstemek!
Fotoğraf: Envato
Şimdilerde yeni moda, futbol karşılaşmalarını “istemek” kavramıyla analiz etmek!.. Şans, talih, kader, kısmet, nazar, uğur, uğursuzluk gibi kavramları aştık(!) ya, artık “istemek” revaçta!.. Teknik adamların, futbolcuların, yöneticilerin ağzında hep “istemek” lafı var. Eğer maç kazanılmışsa, “Biz bugün rakibimizden daha çok istedik”, kaybedilmişse “Rakibimiz bizden daha çok istedi” şeklinde değerlendirmeler duyuyoruz. Koskoca 90 dakikada olan biteni “istemek” kavramı üzerinden açıklamak nasıl bir sığlıktır?.. Bu kadar basit mi yani?.. Kim daha çok isterse o kazanıyor... Kaldı ki, sahaya çıkan hangi futbolcu, hangi takım galip gelmeyi istemez?..
İstemek derken, motivasyon ve hırs kavramlarının kastedildiğini varsayalım. Bu kavramların oyuncuların performansına, dolayısıyla karşılaşmanın gidişatına etkisi elbette inkar edilemez ancak bir karşılaşmayı motivasyon ve hırs kavramlarını esas (temel) alarak yorumlamak da sığlık göstergesinden başka bir şey değildir. Ortaya konan oyuna etki eden, karşılaşmanın sonucu belirleyen faktörler hakkında söylenmesi gerekenleri söyleyecek bilgi ve birikimden yoksun olanlar soyut kavramların arkasına sığınarak işi idare etmeye çalışıyorlar. Baş aktörlerin çapı, niteliği buyken, futbolumuzun güdüklükten, yavanlıktan neden bir türlü kurtulamadığını sormanın anlamı var mı?..
Yöneticiler de çok “istiyor” elbette. Galatasaray Başkanı Ünal Aysal’ın tutku(!) dolu açıklamalarından bunu anlayabiliyoruz mesela. Fatih Terim, Hasan Şaş ve Ümit Davala’ya verilen cezalarla şampiyonluk yarışında Galatasaray’ın önünün kesilmeye çalışıldığını iddia ediyor Aysal. Ev sahibini bastıran yavuz hırsız misali. Takım mağlup duruma düşsün, teknik adamın kenarda kendisini kaybedip çıldırsın, hakem gereğini yapsın, ceza verilince de “Önümüzü kesmeye çalışıyorlar” diye tantana yap. Üstelik de ortada böyle bir paranoyaya bahane edilebilecek hakem hatası falan bile yokken. Aksine, hakem takdir haklarını genellikle sizden yana kullanmışken...
Benzer açıklamalar yapan diğer kulüplerin yöneticileri gibi Aysal da bu “ön kesme” işini kimin ya da kimlerin tezgâhladığına ilişkin bir şey söylemiyor. Dolayısıyla böylesine ciddi bir suçlamanın altını boş bırakarak büyük bir ciddiyetsizlik örneği sergilemiş oluyor. Zaten yönetici takımının bu tür hezeyanlarını kendi fanatik taraftarları dışında hiç kimsenin ciddiye aldığı da yok...
Tabii bunu yaparken asıl amaç, hakemler üzerinde baskı yaratmak. Bu açıklamayı duyan hakemlerin, “Aman, benim de böyle bir komplonun içinde yer aldığımı sanmasınlar” düşüncesine kapılıp ona göre (ayağını denk alarak) maç yöneteceğini hesap ediyorlar. Ne kadar da kurnazlar!.. Hakemler, sürekli olarak yöneticilerin, teknik adamların, futbolcuların, taraftarların ve medyanın saldırısı altında. Futbolun en savunmasız aktörleri oldukları için herkes var gücüyle onlara yüklenip çıkar (avantaj) sağlamaya çalışıyor. Kulüplerin, “istemezük” ilan ettikleri bir yana, güç gösterisine girişerek mesleğini sona erdirdikleri hakemler bile var. Yöneticiler utanılması gereken bu durumdan gurur duyuyorlar... Temiz futbol peşindeyiz değil mi?..
Şampiyonluk yarışında sona yaklaşıldıkça bu tür paranoya soslu kışkırtıcı söylemleri daha çok duyacağız belli ki. Geçtiğimiz günlerde yine Ünal Aysal, kesinlikle şampiyon olacaklarını, hiç kimsenin buna engel olamayacağını söylemişti. Taraftarları şampiyonluğa koşullandırmanın ne kadar tehlikeli bir iş olduğunun farkında değil herhalde. Yaptığı açıklamalardan, “Normal koşullarda şampiyon biz oluruz. Şampiyon olamazsak bilinsin ki bunun tek sebebi birtakım karanlık güçlerdir” anlamı çıkmıyor mu?.. Bu açıklamalardan sonra Galatasaray’ın aleyhine hata yapan hakemlerin başına neler gelebileceğini tahmin edemiyor mu?..
Yöneticiler, taraftarları koşullandırmaktan ve kışkırtmaktan asla vazgeçmiyorlar. Koşullandırılmış ve kışkırtılmış taraftar gruplarını hedefe ulaşma yolunda çok önemli bir koz (baskı gücü) olarak görüyorlar çünkü...
- Yapı 12 Aralık 2024 04:32
- Herkesi kendi gibi sananlar 05 Aralık 2024 04:28
- Bize oyunu anlatın 28 Kasım 2024 06:10
- Tutuculuğun bedeli 21 Kasım 2024 04:37
- Buyrun cinnet ortamına... 14 Kasım 2024 04:14
- Komplodan komediye 07 Kasım 2024 04:12
- Seviyesiz saha dışı, kalitesiz saha içi 31 Ekim 2024 04:34
- Mourinho öğretiyor 24 Ekim 2024 03:33
- Milli takım kazandı çünkü... 17 Ekim 2024 04:04
- Hapishaneden milli takıma 10 Ekim 2024 04:45
- Ne kadar rezil olursak... 03 Ekim 2024 04:28
- Oyunu geriden kurma saplantısı 26 Eylül 2024 03:26