23 Nisan nicedir bir devlet bayramı. Çocukların kendiliklerinden yapmayacakları ne varsa, onlarla dolu yapmacık kutlamalarla dolu bir gün. Bir milliyetçilik bayramına, militarizm bayramına dönüştürülmüş bir tatil günü.
Çocuğa çok yabancı bir anlayışın ağır bastığı kutlamalar yıllar boyunca hiç sorgulanmadı. 23 Nisan çocuklara statlarda eziyet günü müydü? Çocuk haklarının kitlesel olarak ihlal edildiği gün müydü?
Son yıllarda AKP’nin borusunun ötmesi ile 23 Nisan, koltuğa çocuk oturtma ve diğer yapmacıklıklar bayramına indirgendi. Ama aykırı sesler yine duyulmadı. Devletin 23 Nisan kutlamalarında aykırı seslere elbette yer olamazdı. Bir kere bile 23 Nisan günü yaşanmış ve bilinmesi gereken başka olayları çocuklar duymadı, duyamadı.
                  ***
Tam da bu nedenle bugün, 23 Nisan 1962’den söz etmekte yarar görüyorum. Hasan Hastürer’in 25 Nisan 2012 tarihli, “Yarım asırdır güncelliğini koruyan cinayet” yazısından alıntılara yer vereceğim. 23 Nisan 1962 akşamı iki Kıbrıslı Türk Avukat Ayhan Hikmet ve Muzaffer Gürkan katledildiler. Muzaffer Gürkan evine girerken vuruldu. Ayhan Hikmet ise gece yarısına doğru, kendi yatak odasında eşi Seniha Hikmet’in gözleri önünde vurularak öldürüldü.
                      ***
Hasan Hastürer olanları Ayhan Hikmet’in kardeşi Aydın Hikmet’ten dinlemiş: “O akşam Faiz Kaymak, Ayhan Hikmet’in evinde misafirdi. Faiz Kaymak ayrıldıktan sonra Ayhan Hikmet, eşiyle yattı. İlginç olan Muzaffer Gürkan’ın öldürüldüğünden haberleri olmadı.
Gece yarısına doğru iki katil eve girip, yatak odasına kadar girdi. Ayhan Hikmet’i eşinin gözleri önünde vurup soğukkanlı bir şekilde evden ayrıldılar. Seniha Hikmet, batıya bakan iki pencereden kuzeye yakın olanından yardım için çığlıklar attı. Bu arada iki katilin evden çıktıktan sonra kuzeye, Zafer Sineması’na doğru yürüdüklerine tanık oldu. İki katilden birinin ayağı aksaktı yani topallayarak yürüyordu.”
                ***
Ayhan Hikmet ve Muzaffer Gürkan’ı öldürenler hiçbir zaman yargılanmadı. Ama avukatların neden öldürüldükleri açıktı. Ayhan Hikmet ve Muzaffer Gürkan, Sendikacı Derviş Ali Kavazoğlu gibi sosyalistlerle birlikte Kıbrıs Türk Halk Partisini kurmuş ve bir gazete çıkarmaya başlamışlardı. Karşılarında Dr. Fazıl Küçük ve Rauf Denktaş vardı. Tehdit ediliyorlardı. Öldürüldüklerinde onları Rumların öldürdüğünü yaymaya çalışanlar oldu. Ama daha sonra Ayhan Hikmet’in eşi Seniha Hikmet’e yapılanlar, katillerin Rum olmadığının açık bir göstergesiydi.
                ***
Hasan Hastürer, Ayhan Hikmet’in öldürülmesinden hemen sonra olay yerine giden ve onun cesedini görüntüleyen Şinasi Başaran’la da görüşmüş. Ondan duydukları cinayetlerin kimin işi olduğuna ilişkin bir diğer işaret:
“O akşam Halkın Sesi’ndeydim. (...) Gece yarısına doğru telefon çaldı, arayan (...) Sadrettin diye bir polisti. Cumhurbaşkanı Muavinliğinde görevli... Polisin telsizinden Karababa’da birini vurduklarını bana aktardı. Karababa’yı ve Ayhan Hikmet’in orada kaldığını biliyordum. Bir süredir vurulacaklarına dair söylentiler de var olduğu için bisikletle doğru oraya gittim. Kapı açıktı, üst kattan bir kadın çığlığı geliyordu. Merdivenlerden yukarı çıktım. Ayhan Hikmet cansız yatıyordu, fotoğraflarını çektim. (...) filmleri yıkayıp, fotoğrafları basıp, Dr. [Fazıl] Küçük’e gittim. Haberi Halkın Sesi’nde yayımlayıp yayımlamayacağımı sordum. “Biz yayımlamayacağız, kim yayımlarsa yayımlasın” diye yanıt verdi.
                ***
Kıbrıs’ta aynı güçler tarafından başkaları da öldürüldü. Ayhan Hikmet ve Muzaffer Gürkan’ın öldürülmesinden yaklaşık üç yıl sonra Nisan 1965’de sendikal faaliyet yürüten iki cesur insan, Derviş Ali Kavazoğlu ve Kostas Mişaulis, Türk Mukavemet Teşkilatı (TMT) tarafından otomatik silahlarla öldürüldü.  Derviş Ali Kavazoğlu ve Kostas Mişaulis geçen hafta, Lefkoşa ve Dali’de mezarlarının başında düzenlenen etkinlikler ile anıldılar. 23 Nisan’da Kıbrıs için güzel bir gelecek kurmayı istemiş ve bu nedenle öldürülmüş iki insan, Ayhan Hikmet ve Muzaffer Gürkan da anılacaklar.  23 Nisan yaklaşırken, çocuklar için güzel bir dünya kurmak isteyen o yürekli insanları ben de burada anmak istedim.

evrensel.net

Evrensel'i Takip Et