Usame’nin öldürülmesi ne anlama geliyor

Doğaçlama kutlamalar, sokak partileri ve ABD SEAL’larının El Kaide lideri Usame Bin Ladin’i öldürmesinin neşeli yankılarını salim kafayla düşünenler oldukça zorlama ve vakitsiz bulacaklardır. Bunun nedeni, politik iddialara ve ABD basın raporlarının aksine öldürülme olayının El Kaide’yi zayıflatmamasıdır. Hatta bir terörle mücadele ajanına göre El Kaide bugün 10 yıl önce 11 Eylül saldırılarında olduğundan daha güçlü.
Avustralya Federal Polisiyle çalışan eski bir terörle mücadele istihbarat analisti olan Leah Farrall dış ilişkilere verdiği son raporda “ 2012’nin sonlarından bu yana Afganistan ve Pakistan’ın aşiret bölgelerinde konuşlanmış olan El Kaide, aslen Arap yarımadasından çıkmış, Irak ve Zagreb’de güç kazanmıştır. Bugün,10 yıl önceye nazaran çok daha fazla üyesi, daha geniş coğrafi nüfuzu ve etkisi olan bir örgüte dönüşmüştür. Usame ise yıllardır operasyonel ve yönetimsel kontrol gücü olmayan biri. O nedenle bu kayıp, örgütün hareketleri ve planları üzerinde çok az etkili oldu.
Tarihteki en güçlü ve kaynakça en zengin ülkelerden biriyle en güçlü grup arasındaki bir savaştan bahsettiğimizi anlamamız oldukça önemlidir. Cidden dezavantajlı olan kimdir? ABD özel kuvvetleri 11 Eylül haftasında Usame’yi öldürebilirdi. Neden yapmadılar? Çünkü yapsalardı Irak işgali için bir bahane yaratılamazdı. Kamuoyunun intikama olan müthiş susamışlığı da bunu destekledi.
Sonuç olarak Mübarek, bin Ali, Kaddafi gibi Usame de imparatorluk için kullanışlı olmaktan çıktı. Colin Powell’ın ve Cumhuriyetçilerin öcüleri tükettiği zamanları da hatırlıyoruz. Medya ve politik kadrolar Amerikan huzurunu kaçırmak için şeytanlar üretmeyi seviyor. Usame on yıl boyunca bu fonksiyonu yerine getirdi. Ona daha fazla ihtiyaçları yok.