Bu oyunu bozmalı
Fotoğraf: Envato
Barış yolundaki en zor işlerden birini üstlenen akil insanlar, daha liste belli olur olmaz eleştirilerle karşılaşmaya başladığında, Devlet Bahçeli’nin yaptığı göndermeler akılda kalmıştı. Kadir İnanır’ın içinde olduğu akil insanlara karşı şarkı sözlerinden, Tatar Ramazan filmlerinden örnekler verildi, kendi işlerini öne sürmek niyetiyle.
Televizyondaki Tatar Ramazan uyarlaması, hemen ardından geldi. İlk bakışta dikkat çeken yanı, dini esintilerinin altı çizilmiş, “muhafazakar sosyalist” dedirten bir karaktere dönüşmesi oldu. En çok akılda kalan sözü “Bu dünyanın hesabı, ahrete kalmamalı” yine de en azından. Orijinaline uyumluluğu ilerleyen bölümlerde bolca tartışılabilir, zamanla.
Bir kere ATV’nin Tatar Ramazan’ı dünyanın en hızlı nam salan Tatar Ramazan’ı. O acele epey ilginç. Dizi başladı, daha yarım saat geçmeden, koğuşta “Tatar Ramazan’ı duymadınız mı? O kimseye kumar oynatmaz, hak yedirmez” diye konuşmalar duyulmaya başladı. Ramazan’ın hapse düşmesi, orada verdiği mücadele, çıktıktan sonra Abidin ağanın adamları tarafından tekrar sıkıştırılması, yine cinayetten içeri girmesi, burada koğuş ağasına attığı tokat ve işlediği cinayet, daha ilk filmin konularıydı ama bunların hepsi hızla atlanıvermişti. Bir anda, ikinci filmin başındaki gibi, sürgüne giden Tatar Ramazan’ın “700 kasaba, 70 vilayet, 7 düvelde namı söylendi” günleri çabucak başladı. Haksızlığa karşı çıkan, garibanın yanında, kimseden korkusu olmayan kabadayıların sonuncusu Tatar Ramazan. Onun için bu ayrıntı tuhaf bir önem arz ediyor gibi.
Mesele şu; Tatar, 60’lı yıllarda yaratılmış bir karakter olarak o günlerin izini taşıyor ve Çirkin Kral Yılmaz Güney gibi, sinemanın yoksullara özdeşleşme olanağı sunan en önemli karakterlerinin de sonuncusu, aynı zamanda. Müzikleri Ahmet Kaya’nın yapması da politik konumunun altını çiziyor, o halktan yana diyor inatla. Yaşadığı hayatı değiştirmek isteyen, zulme karşı çıkmayı, adaletsizliği bitirmeyi hayal eden seyircinin umudunun temsilcisi olmasına dikkat edilsin. Çünkü çizgi, tam 90’ların başında Tatar Ramazan’dan sonra kırıldı ve yerini, hiç alakası yok gibi görünse de, Deli Yürek ve Kurtlar Vadisi’ne bırakıverdi. O tarihlerden sonra artık devrimciler ezik, yenilginin izlerini taşıyan karakterler olmaktan kurtulamadı. Bir dönem Tatar’la kapandı. Elbette senaryo yazarlarının, yapımcıların niyeti bozması değil, dünyada havanın tamamen bozması, rüzgarın dönmesiydi bunun sebebi.
Böylece, kısa süre içinde, Yılmaz Güney gibi giyinen, Tatar Ramazan gibi bıyık bırakan gençlerin yerini, Polat Alemdar ve Memati gibi tespih sallayanlar aldı. Delikanlılık, sözünün eri olma, korkusuzluk, el değiştirmiş gibi görünüyordu. Aslında, Polat Alemdar’ın Tatar Ramazan’la arasında çok temel bir fark var; ilkinin, iktidarın adamı olması! Tatar Ramazan hakikaten arkasında halktan başka kimsenin olmadığı biriydi. Oysa ondan sonra rol modeli olarak moda olanlar, statükoyu korumak, devlet düşmanlarını cezalandırmak gibi görevler üstlenen devlet memurları, hâlâ.
Hesabı ahrete bırakmadığı sürece dini lafları bolca kullanması bugünün Tatar Ramazan’ından bir şey eksiltmez herhalde. Ama bu hızlı geçiş, Tatar Ramazan’ın kavgasını sıfırdan başlatmak yerine, hapse itibar gören, sözü dinlenen biri olarak girmesinden itibaren anlatmaya kalkmak, bu ruhtan uzaklaşmış olmakla ilgili olabilir mi? Karadayı gibi güncel örneklerin yarattığı bir alışkanlık var da, belki de eski delikanlılardan kimse kalmadı sanırlar.
Rol modellerini yeniden tartışmanın zamanı galiba, bu yüzden. Tersine dönen değerler, hak ettiği yeri bulur bir gün. Halk düşmanı katillerin koruyucularına zaten Polat yakışırdı. Savaşın sürmesinden beslenenlerin Tatar Ramazan’a karşı çıkması da isabetli. Onun “Ben bu oyunu bozarım” deyişi kulaklarda oldukça, adaletin teslimiyetle değil direnişle mümkün olduğunu unutmamak için bir sebep daha var ne de olsa.
- Androidler üç boyutta ne düşler? 06 Ekim 2017 01:00
- Yedi kişilik oyun 01 Eylül 2017 01:00
- Erkeklere gününü gösteren pehlivan 18 Ağustos 2017 01:02
- Etkili ama bilinmeyen bilim kurgu 28 Temmuz 2017 00:15
- Zombilere karşı iki tutum 21 Temmuz 2017 01:00
- Maymun nasıl maymun oldu? 14 Temmuz 2017 00:15
- Sürüden ayrılanı kamera kapar 07 Temmuz 2017 01:33
- Ey ruh, sen kimsin? 30 Haziran 2017 00:52
- Karanlık Çağ’da vampirlere karşı 08 Haziran 2017 23:52
- Genç Karl Marx: Bir başlangıç 19 Mayıs 2017 01:00
- Kaygı'yla gerçeği hatırlamak 12 Mayıs 2017 00:30
- Beyazlar Afrika'da neler çekmiş 05 Mayıs 2017 00:59