Sen o aklını kendine sakla arkadaş

Başbakanın yöneticiliğinin sırrı en arkaik, en marjinal, en günü geçmiş, vasat fikirleri kamuoyuna mal edip, asıl marjinal olanın kendisine muhalefet edenler olduğunu büyük bir itikatla dile getirmesinde yatar. Başbakana göre sadece 1 Mayıs’ta Taksim’i zorlayanlar değildir marjinal, bütün demeçlerini alt alta koyduğunuzda toplum bir dizi marjinal kesimin toplamından oluşur. Bir gün birine ertesi gün diğerine çatar.  Erdoğan toplumu şurasından burasından bölmeden yapamaz hiç. Bu konuda, her toplantıdan sonra yazdığı bildiride iç düşman olarak bölücülüğe işaret eden MGK’den bile daha maharetli ve esnek sayılabilir.
Hatırlayalım; bazen onun için HES için direnen köylüler PKK ile ilişkili teröristlerden olur, bazen iş isteyen vatandaş marjinal olur, günü gelir atama talep eden öğretmenin oyu, onun gözünde kıymetsizleşir. Geçenlerde yine veciz bir laf etti sayın Başbakan: “Denizin dibindeki 3-5 tane çanak çömlek bulunmuş, çatal, kaşık bulunmuş bunları koruyorsun ama Taksim Meydanı’ndaki devasa kışla gayet güzel, mimari estetiği hepsi güzel. Buna hayır diyorsun. Böyle bir mantık, anlayış olur mu- Bu ideoloji değil de nedir.”
Güler misin, yoksa herkesi Recep İvedik sandığı için veya İvedik bir başbakana sahip olduğun için ağlar mısın?
Demek ki şimdi çanak çömlekçiler ile Kışlacılar diye bir bölünme var toplumda ve Başbakanın çanak-çömlekçiler diye alay ettiği, İstanbul’un geçmiş tarihsel dönemlerine tanıklık eden buluntuların korunmasını isteyen aklı selim insanlar, marjinal etiketini Erdoğan’ın elinden yakasına yapıştırdı bile. Karabiga halkı da ÇED toplantısını yaptırmamak için direnedursun, Hükümet enerji tesisi ruhsatı verilirken ÇED uygunluğu aranması prosedürünü çoktan iptal etti. Karabiga 2000 yıllık antik Priapos kentini korumak için helak oluyormuş, ona ne? Halk aklını kendine saklasın...
Evet evet Başbakan öyle diyor: “Sen aklını kendine sakla arkadaş.” Konuşma, fikir beyan etme, bana karşı çıkma, benim aklım herkese yeter, gerisi marjinal!
Bu nasıl bir akıl ki, Taksim Gezi Parkı’nın ortasına Topçu Kışlası yapmaktan AVM yapmaya, yok yok müze de olsuna kadar gel gitli çalışıyor. Çalışır, çünkü burjuva yeni bir rant kaynağı buldu mu veya yarattı mı elinde bir avuç tuzla ranta doğru koşar. İsteyen marjinal itiraz etsin.
Ne demiş hani, 1 Mayıs günü attığı “1 Mayıs’takiler de hiç işçilere benzemiyordu, marjinal tipler onlar” içerikli twitlerle saçmalayan, abidik gubidik İvedik filmlerinin yönetmeni, oyuncusu filan Şahan Gökbakar: “Recep şu anda Başbakan. Başbakanımız da Recep İvedik’e çok benziyor. Özellikle Davos çıkışı Recep’i çok andırıyor. Recep İvedik orada olsaydı aynı davranırdı. Hatta daha fazlasını yapardı.”
Bu tavır ödüllendirilmeye değerdir tabii. Başbakan “Emek Sineması yoksa ben de artık yazmam” diyen Atilla Dorsay’ı es geçip yanındaki Şahan’la muhabbete koyulduysa kutsal kültürel varlığımız Recep artı Recep İvedik’tir bundan böyle, marjinal olan da Dorsay.
İvedikler buraya illa da Emek Sineması diyenler şuraya... Dilan kızlar öte tarafa onlara marjinal diyenler şu tarafa... Kışlacılar böyle, Taksim’e dokunma diyenler şöyle.
Bölünün, paramparça olun, marjinalleşin ey ahali, ki, dışkısından, küfründen, kusmuğundan; Galataportundan, Haydarpaşaportundan, Taksim’deki dalış tünellerinden faydalanasınız diye İvedikler geliyor...