08 Mayıs 2013 10:14

'Alkış' kimin gündemi?

'Alkış' kimin gündemi?

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Fenerbahçe Lizbon’dan buruk ve moralsiz döndü. Yarı finalin ikinci maçının kolay geçmeyeceğinin herkes farkındaydı. Mehmet Topal, Meireles ve Webo’nun böylesi bir maçta eksikliğinin hissedileceği bilinmesine rağmen, yerlerine oynayacak oyuncuların bütün güçlerini sahaya yansıtacağından camia emindi. Ancak Kadıköy’de direklere çarpan toplarla kendi gösteren “futbol şansızlığı”, Estadio da Luz stadında kendisini sakatlıklarda gösterdi. Zaten eksikler nedeniyle zayıflayan orta sahada Selçuk Şahin’in sakatlanması, ardından “tekmeye kafa sokmak”  deyimini hayata geçirerek herkesin yüreğini ağzına getiren Gökhan Gönül’ün bütün stadın ayakta “alkışlarıyla”, sahayı sedyeyle terk etmesi, “futbol şansının” o gece de Benfica’yı tercih ettiğini gösteriyordu. Sonuçta 1 gol farkla, kıyısına kadar gelinen Amsterdam rüyasından uyanmak, camiayı da futbolcuları da fazlasıyla etkiledi.
Benfica maçıyla birlikte 60. maçına çıkan futbolcuların bu sezon üç kulvarda süren mücadelelerinde en büyük rakibin yorgunluk ve sakatlıklar olacağını daha öncede çeşitli defalarda yazmıştım.  Aykut Kocaman ve öğrencilerinin bu kadar üzülmesine neden olan da Kadıköy’deki oyundan sonra çok yaklaşılan finalin bu sakatlıklar ve cezalar nedeniyle kıl payı kaçırılmasıydı.
Lizbon’dan bu üzüntüyle memlekete dönen futbol takımı, havaalanına indiği andan itibaren bambaşka bir futbol iklimi ve gündemle karşılaştı. Bir “alkış” muhabbeti medyada almış başını gidiyordu. Bir spor yorumcusunun ortaya attığı “Fenerbahçeli futbolcular Kadıköy’e şampiyon gelen Galatasaraylı futbolcuları alkışlasın” fikri bir anda memleket spor medyasının bir numaralı gündemi haline gelmişti.
“Fenerli Medya” efsanesi, Hıncal Uluç’un, memlekete bir “algı” hediyesidir. Gerçekte medya yelpazesinin neresine bakarsanız bakın böyle bir ağırlık bulmak mümkün değildir. Yazılı ve görsel medyanın spor müdürlerini, spor yorumcularını tek tek yazıp karşılarına tuttukları takımı yazın Fenerbahçe’nin hiç de sanıldığı gibi ağırlık taşımadığı, tam aksi bir görüntüyle karşılaşırsınız. “Fenerli” dediği medyanın her kilit noktasında Hıncal Uluç’un ekolünden yetişen insanların olması ve bu medyanın kendisini el üstünde tutması bile yaratılan algının bozulmasını sağlamaz. Hıncal Uluç’un, memlekete diğer bir hediyesi de gündem değiştirmekte ve hedefe koyduğu insanları “itibarsızlaştırmak”taki başarısıdır. İşte bu Hıncal Uluç’un hedefinde uzunca bir süredir Aykut Kocaman yer alıyor. Son olarak İBB maçından sonra Aykut Kocaman’ın yaptığı açıklamalar nedeniyle savcıları göreve çağıran Uluç, futbolda şiddet yasasına göre soruşturma açılması gerekir iddiasıyla yine kendisine göre “Fenerli medyanın” gündemine oturdu.
Uluç’un feryatlarına bakanlar, Aykut Kocaman’ın Kadıköy’de “ayaklanma” çağrısı yaptığını zannedebilirler. Oysa Aykut Kocaman, bir muhabirin, “Kadıköy’de Galatasaray’ı alkışlayacak mısınız?​” sorusu üzerine,  “Böyle bir milat için ortam uygun değil. En azından benim aklımda böyle bir şey yok” diyerek son derece makul bir yanıt vermişti. Aykut Kocaman’ı bu açıklaması nedeniyle hedef tahtasına yerleştiren Hıncal Uluç ve benzerleri direktifle alkış olmayacağını bilmezler mi? Benfica maçının sonunda birbirlerini alkışlayan iki takımın taraftarları ve futbolcular kimseden direktif almışlar mıydı? O zaman bu gürültünün sebebi ne? Tersinden sorarsak Kocaman “ortam uygun” değil derken neyi kast ediyor? Sezonun genel değerlendirmesi kuşkusuz bütün futbol kamuoyu tarafından yapılacaktır. Çok uzağa gitmeden sadece 4 hafta önce Mersin maçından sonra Galatasaray başkanının imzasıyla yayınlanan bildiriyi ve maç sonrası Fatih Terim’in yaptığı açıklamaları hatırlayın. Galatasaray’a karşı kurulan “komplolar”, “provokasyonlar”, “gizli ajandalar”   gündemin ortasına oturmuştu. Şampiyonluk garantilendikten sonra bu açıklamalar hiç yapılmamış gibi “alkış” olayına kilitlenen Hıncal Uluç benzerleri, hem Aykut Kocaman’ı hedef tahtasına yerleştiriyor, hem gündemi değiştiriyor, hem de kendi yarattıkları zehirli ortamdaki suçlarını gizlemeye çalışıyorlar.  Kocaman, satır arasında “önce ortam temizlensin” demekte haksız mı?
Pazar günü Fenerbahçe ve Galatasaray yüzyılı aşan rekabetlerinde daha önce oynadıkları yüzlerce maç gibi bir maça çıkacaklar. Bu maç öncesi “alkış” üzerinden ortamı bu kadar gererek, “biber gazı” zeminini itinayla hazırlayan Hıncal Uluç ve öğrencilerinin başarısını teslim etmek gerek. Olmaz ya, Aykut Kocaman için açın dediği soruşturmayı, yıllardır ektiği kin tohumları nedeniyle, belki Uluç’a karşı açacak bir savcı çıkar!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa